Yağmurun Altında Bir Kadın Cesedi

27.7K 1.5K 823
                                    

2016, İstanbul.

Homurdanarak uyanıp yeni bir güne, isteksizce işe gidenler; yüreği görev aşkıyla yanıp tutuşurken yetişmek için koşanlar; erken sabahı sevip, onunla dost olmak için yatağını çabuk terk etmiş olan sporcular, çayırda kelebek kovalarcasına kalemine ilham arayan şairler, oyun oynamak üzere annesinden habersizce aşağı inmiş bir çocuk... Kısacası, Mart ayının ilk Çarşamba sabahının altısında uyanmış ve dışarı çıkmış kim varsa Hisar'ın dibindeki gizemli kadın cesedinden haberdar oldu.

Hüzün şehrinin mutat ikliminin hilafına, yağmurlar ıslatmıştı çukurları bütün gece. Ufak bir sel, basmıştı hazırlıksız yerleri gizlice. Yağmurun bir hediyesi de, hisarın dibine bırakılmıştı: Ceset... Kimliği yok, yirmili yaşlarda gözüküyor. Pürüzsüz bir cildi var ama giydiği giysiler samandan yapılmış sanki. Öylesine sarı, öylesine yıpranık... Acı şartların izleri kendini sorgulatıyor insana, kaderi, Allah herkese yetecek kadar imkân verdiği halde neyi eksik bıraktığımızı. Bu sorgulama bile kızın dış görünüşü etkisiyle geliştiği için samimiyetten uzak.

Saat yedi... Polisler olay yerini doldurmuş durumda. Sarı şerit çekilmiş alana, halk içeri alınmıyor. Sınırlı sayıda kameraman, haber için çekim yapmaya çalışıyor. Polisler tarafından yüzünün fotoğrafı çekilen genç kız, büyük boyutlarda bir oyuncak bebek gibi sedyeye yatırılıp hastaneye kaldırılıyor.

Dokuz... Hisar tamamen boşaltıldı. Sosyal medyada paylaşım yapıp vicdani hislerini tatmin edenler dışında bütün İstanbul, hayatına geri dönüyor.

On iki... Meşguliyet bu sefer Emniyet koridorlarına taşmış. Arşivler, kayıp ihbarları harıl harıl taranmakta. Eğer birkaç güne kadar kızın kimliği ya da ailesi bulunamazsa, fotoğrafı internetteki "Kimliği Belirsiz Cesetler" sayfasına konulacak.

Bir gün sonra... Ceset, yakınlardaki bir hastanenin morguna kaldırıldı. Kan ve DNA örnekleri alınıyor. Üç gün sonra savcı huzurunda otopsi yapılacak.

Morga kaldırıldığı günün kamera görüntüleri biraz ilginç. Bir görevli, cesetleri kontrol etmek için aşağı iniyor. Her bir çekmeceye teker teker bakıp, listeye işaretliyor. Sıra kızın bulunduğu bölmeye gelince, çalışan, açık çekmeceye bakıyor, listeyi kaldırıp kalemi uzatıyor ve bileğindeki sıkışma hissiyle dona kalıyor. Diğer elinden liste düşüyor beşerin. Kalp krizi geçirerek vefat etmeden birkaç saniye önce gözlerini biraz kaldırdığı zaman, bir anda kolunu sıkı sıkı tutmuş olan kızın şaşırmış eflatun gözleriyle karşılaşıyor.

Anadan üryan olan kız korkup bacaklarını çekiyor karnına. Etrafı inceliyor bu sırada. Bir süre oturduktan sonra kalkıyor, kolları sarılı halde içeride dolanıyor, boş sedyelerin birinden çarşafı çekip bedenine doluyor tek omzu açıkta kalacak şekilde. Sonra çıkıp gidiyor kapıdan sessizce.

Aylarca araştırılsa da kim ve nerede olduğu bulunamıyor. Hastanenin başka kayıtlarında görünmüyor kız, buharlaşmış gibi.

Yönetimi sarsan bu olay,hastanenin itibarının düşmemesi için basına sızdırılmadı. Arama süresi bitince kayıtlar polisin izniyle yok edildi ve kısa sürede meçhul kız unutuldu.    

Papatya Tarlasında Rönesans | RAFLARDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin