♣İŞKENCE♣

246K 9.1K 1.5K
                                    


Kitabımızın adı 'Ormantik Mafya'. Evet, adı üstünde mafya. Ancak çoğu mafya kitabında olduğu gibi bizim kitabımızda genellikle aşk içerikli. Yani sürekli mafya olaylarını konu almıyoruz. Böyle başladık böyle gidecek.

Birçoğu kişi Rüzgar'ın naif ve romantik olmasından şikayetçi. Bir mafya için kesinlikle haklısınız. Fakat biz en başından böyle başladık ve böyle devam etmeyi düşünüyoruz. Bundan sonra karakterini değiştirmemiz saçma olabilir. Gelelim diğer mafyalarımıza... Araf'ın bir mafya olması için yeterince sert olduğunu düşünüyoruz. Esat zaten ayrı bir alemde :D Kısaca biz mafyalarımızı en başından böyle tasarladık ve böyle devam edecek. Bizim mafyalar da biraz farklı olsun değil mi?

Bu bölümde bir olay yok. Sadece Rüzgar'ın Ateş'e yaptığı işkenceyi anlattık. Rüzgar'ı biraz sert ve acımasız olmaya zorladık. Bakalım beğenecek misiniz?

İyi okumalarr :)

RÜZGAR

Depoya girdiğimde masa gibi bir yere yatırılmış, elleri ve ayakları bağlı bir Ateş görünce alayla güldüm. Ateş beni görünce ağzında ki kanı yere tükürdü. Adamlarım benden önce işe mi başlamış?

''Görüşmeyeli nasılsın Ateş? ''

''Bırak beni. ''

''Daha yeni geldin. Bırakmak olur mu? Bak sana ne anlatacağım. Babanın nasıl öldüğünü bilmek ister misin? Arkadaşım ilk önce yumruklarını konuşturdu. Babanın yüzü kandan gözükmüyordu. Sonra ben hiç acımadan babanın tırnaklarını söktüm. Zavallı babanın artık bağırmaktan ve yalvarmaktan sesi kısılmıştı. ''

''Sus artık! Yeter! ''

''Peki. İşkenceye başlayalım o zaman.. Sana acı çektirmek için sabırsızlanıyorum. Bence başlayalım. Geç bile kaldım. '' Adamlarımdan birine döndüm. ''Tişörtünü yırtın. '' Hemen dediğimi yaptılar.

''Arkadaşım kurbanlarına hep baş harfini kazır. Ben de merak ediyorum nasıl olacak. Hadi gel senin üzerinde deneyelim. '' dedim ve kızgın demiri aldım. Gövdesine yalvarışları eşliğinde 'R' harfi çizdim.

''Çok güzel duruyor sen de... '' Onu bırakmam için bağırıyor ve yalvarıyordu.

''Bağırma şerefsiz! Bu yaptıklarım sana az bile. Seni yüzünden sevdiğim kızı ağlattım lan ben! Onun bir damla göz yaşına kıyamayan ben onu ağlattım. Senin gibi bir piç kurusu yüzünden. ''

Elime çakmak aldım ve yaktım. Yavaş hareketlerle Ateş'in gövdesinde gezdirmeye başladım. Acıyla bağırıyordu. Ama onu umursamadan konuştum.

''Canın mı yanıyor? Üzgünüm. '' dedim ve boyun bölgesinde ateşi bir süre beklettim. Elimdeki çakmağı bıraktım. Elime bıçak aldım.

''Ağzını açın. '' Dediğimi yaptılar. Ateş korkuyla bana bakıyordu.

''Benim kızımın tadına bakmak için sabırsızlanıyordun değil mi? Ama artık tat alma organın yok. '' dememle dilini kesmem bir oldu. Artık bağırışlarını yok sayıyordum.

''Yeni başlıyoruz Ateş. Sen bizi ayırırken zevk aldın mı bilmiyorum ama ben sana işkence ederken büyük zevk alıyorum. ''

''Bıçağı almışken devam edeyim. Hangi elinle kızıma dokunacaktın? Cevap veremeyeceğine göre ben işimizi sağlama alayım. '' dedim ve acımadan teker teker parmaklarını kesmeye başladım. Tişörtüm kan olmuştu.

''Parmak kesim işlemi de sona erdiğinde göre sıra en eğlenceli ve benim en çok zevk aldığım yerde. '' Adamlarıma dönüp devam ettim. ''Kezzabı verin. '' dememle Ateş'in gözleri kocaman oldu. İçinde kezzap olan küçük bir şişeyi verdiler. Dikkatli bir şekilde şişenin kapağını açtım.

''Nerenden başlasam? '' Düşünür gibi yaptım. ''En acı vereni sona bırakmaya karar verdim. '' Kezzabın bir kısmını yavaşça gözünden başlayıp yüzünün her tarafına döktüm. Ardından ''Dur birde buraya da deneyelim. Bence bu daha can alıcı olur. Zaten öldükten sonra işine yaramayacak. Ama olsun. Senin acı dolu yalvarışlarını duymak benim için büyük zevk. Ah tabi bağıramazsın.Dilini kesmiştim. '' dedim ve kezzabın geri kalanını Ateş'in erkekliğine döktüm.

''Biliyor musun? Babana da aynısını yapmıştık. Ne acı... '' Elime uzun sivri iğne ucunu alarak şırıngaya taktım ve zehri içine doldurdum.

''Bu şırıngayı sana sapladıktan sonra bütün organların patlayacak... '' Lafımı bölen çalan telefonum oldu. Cebimden çıkardım ve Sidal'ın aradığını gördüm.

Telefonu açtım. ''Efendim güzelim? ''

''Rüzgar neredesin? Evinde yoksun. Araf'a sordum şirkette de yokmuşsun. Merak ettim. ''

''Birkaç işim var güzelim. ''

''O zaman çabuk hallet. Seni özledim. ''

''Tamam deniz gözlüm. Görüşürüz. '' dedim ve telefonu kapatıp cebime sıkıştırdım. Ardından Ateş'in koluna şırıngayı sapladım.

Eserime baktım. ''Şahane görünüyorsun. ''

''Bakalım boğularak mı öleceksin yoksa organların mı patlayacak. Bu anları izlemek isterdim ama senden önemli işlerim var. Kusura bakmazsın artık. '' Kanlı tişörtümü çıkardım ve dolaptan gömlek çıkartıp giydim.

Adamlarıma ''Su dolu cam fanusun içine atın. '' dedikten sonra depodan çıktım.

Yeni bölüm ne zaman gelir belli değil. Ama kısa sürede gelecek.

BESD

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin