39.Bölüm

6.1K 459 102
                                        

Korhan beni görür görmez yerinden doğrulmaya çalıştı. Doktor hanım ve Alper ne olduğunu anlamadığı için Korhan gibi başını bana doğru çevirmişti.

Burda daha fazla durmamın saçma olduğunu düşündüğümden yönümü çevirip yürümeye başladım ancak üçüncü adımımda Korhan arkamdan gelip beni durdurmak için kolumdan tuttuğunda istemesemde durmak zorunda kaldım. Korhan'ın beni tutan eline soğuk bir bakış attığımda o da ateşe değermiş gibi birden çekti elini.

-Yaren! İyi misin? Neden hastanedesin?
-İyiyim yüzbaşı.Otopsi için gelmiştim.
-Adli tıp yan binada.. Neden burdasın.

Ne diyecektim şimdi arabanı gördüm merak ettim mi?

-Acil kalabalık değilse muayene olacaktım. Ama fazla kalabalık olduğu için geri dönüyordum.
-Az önce iyi olduğunu söylemiştin.
-Sorguda mıyım Yüzbaşı hayırdır ne bu sorular.
-Ben.. Senin için endişelenmiştim sadece.
-Bence kendin için endişelenmelisin. Gözlerimle yaralı elini gösterdim. Hayırdır dikiş atılacak kadar ne geldi başına? I

Korhan yaralı elini arkaya doğru saklamaya çalışıp "Önemli değil ufak bir kaza"diye mırıldandı.

Ne oldu nasıl oldu diye sormak istesemde ona daha fazla yakın davranamayacağımı bildiğimden "Anladım geçmiş olsun" diye kısa bir cevap vermiştim.

Korhan'ın konuyu kestirip atmamdan dolayı yaşadığı hayal kırıklığı gözlerinden okunuyordu. Onu merak etmemi? Belkide ilgilenmemi bekliyordu.

-Korhan.. Elini sarmamız lazım.

Az önce Korhan'ın yaralı elini dikiş atan bayan doktor odanın kapısına kadar gelmiş ona sesleniyordu. İsmiyle.. Arada hiç bir sıfat olmadan. Mesafe olmadan. Benim yıllarca dilimden dökülmeyen o ismi o rahatlıkla belki de biraz cilveyle söylemişti. Bilmiyorum belkide ben öyle algılamıştım.

-Doktor hanımı bekletme yüzbaşı.. Korhan arkamı dönüp yürümeme yine izin vermemiş tekrar bileğimden tutarak "Yaren" diye adımı seslenmişti.
Bileğimi tutan parmakları benim parmaklarımla buluştuğunda bu sefer ben ateşe değmiş gibi çekmiştim elimi. Ama gerçekten ateşe değmiş gibi hissetmiştim. Onun parmaklarının değmesiyle hissettiğim sıcaklık anında tüm bedenimi sarmıştı. Yine niye beni durduğunu açıklamasını bekledim.

- Neyle geldin buraya.. Yani eve neyle döneceksin?
-Taksiyle bir problem mi var?
-Tehlikede olduğunu biliyorsun. Eğer biraz beklersen ben bırakayım seni.

Arkamızda kapıda bekleyen bayan doktor ellerini göğsüne bağlamış sanırım ne konuştuğumuzu anlamaya çalışıyordu.

-Korhan gelir misin artık.Nöbetim bitti ve senin için bekliyorum.

Korhan kadına dönüp bakmamıştı bile.

-Gerek yok yüzbaşı. Sen doktor hanımı bekletme.

Bu sefer tekrar beni durdurmasına fırsat vermeden arkamı dönüp hızlı adımlar çıktım hastaneden.

Arkama bakamadım, bana seslenmesini duymadım. Biraz ilerde bekleyen taksilere doğru yürümeye devam ettim. Sıradaki taksiye binip arkama yaslandığımda başımı çevirip hastane çıkışında beni izleyen Korhan'ı gördüm.
Böyleydi ve hep böyle olacaktı.4 yıldır bu şehirdeydi. O doktorla nasıl tanışmıştı. Nasıl bu kadar samimi olmuşlardı. Kıskanmıştım kadını,onun gözlerine özgürce bakmasını adını rahatça söyleyebilmesini kıskanmıştım.Ben  ufak bir temasa bile dayanamazken o kadının onun nefesini hissedecek kadar yakın olmasını kıskanmıştım.

Böyle olacaktı. Ben onu kendimden uzaklaştırdıkça o başkasına yaklaşacaktı. Ve ben benden gittiğine emin olduğum zaman ona kızından bahsedecektim. Bencillik miydi yaptığım? Ama başka türlüsü nasıl olacaktı?

Korhan'a kızımı söylememle her an yanımda olacaktı. Kızım için sürekli yan yana gelmek zorunda kalacaktık. Ben onu unutamamışken bu yakınlığı kaldıramazdım. Gücüm bir yerde tükenir ve şimdi olduğu gibi ona karşı gelemezdim. Ben onun aşkına direnemezdim.

Can KırıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin