[yirmi]

827 77 1
                                        

Konağa geleli bir hafta falan oluyordu. Konakta olan bitler gittiği için daha rahattım. Dede de eşi gittikten sonra pek ortalıkta görünmez olmuştu. Yine de Ömer ile baş başa olmayı özlüyordum işte.

Ve ona gerçekten herkes ağa diyordu. Eğer yabancı birinin yanında ona Ömer dersem bana suç işlemişim gibi bakıyorlardı. Ulan sizin ağanız olabilir ama ben ağa demeyeceğim işte. Ömer diyeceğim!

Hem Ömer'e ismiyle seslenince daha çok hoşuna gidiyordu. Bazen bunu dile getiriyordu.

Ya ama ben kocamı özlemiştim!

"Anne ben şirkete gitsem ne olur?"

"Niye bir şey olsun oğlum a a. Eşinin yanına gidiyorsun işte.. Noldu özledin mi? '

Helen anneye gözlerimi büyüterek baktım. Utangaç damat rolü yapacaktım.

" Yaa anne"

"Yalana bak.. Sen ne fenasın sanki bilmiyorum"

Ellerimi iki yana açtım "Kuru iftira" ayağa kalkıp kaçarken arkamdan 'sıpa' dediğini duymuştum. Seviyordum bu kadını ya. Bana hiç görmediğim anne sevgisini hissettiriyordu.

Siyah bir gömlek ve siyah bir pantolon giydim üzerime. Parmağımda yüzüğüm vardı. Bileğime de geçen yapıp kenarda unuttuğum sarı bilekliği taktım. Mavi olanını da cebime attım. Gidince Ömer'e verecektim

Odadan çıkıp anneme görüşürüz dedim. Kapıda şoför bekliyordu. Sürpriz yapacağım için birilerine haber vermemesini söyledim. Araba giderken sağ tarafta yine o lunaparkı gördüm. Dönme dolap sabah bile çok güzel görünüyordu.

Ben etrafı izlerken araba durmuştu. Ben daha hareket etmeden şoför gelip kapımı açmıştı. İçeirye girip güvenlikler bana bir bakmışlardı. Ama bir şey dememişlerdi. Diyemezler zaten burası kocamın!

Danışmaya ilerleyip oturan kıza baktım.

"Ömer Karadağ'ın odası nerede?"

"Randevunuz var mıydı?"

Kafamı iki yana salladım. Tam ağzımı açıp bir şey diyecekken "O zaman gidemezsiniz efendim" kibar olmasa çakardım suratına.

"Eşimle görüşmek için randevuya ihtiyacım olduğunu sanmıyorum ama" tek kaşımı kaldırarak sormamla ayağa kalktı.

"Özür dilerim sizi tanımıyordum da.. Yirmi birinci kata çıkın sol taraftaki son oda. Kata çıkarsanız sizi yönlendirirler zaten efendim"

Kafamı sallayıp asansörlere yöneldim. Asansörün gelemesini beklerken yanıma bir adama gelmişti.

"Merhaba sizi ilk kez görüyorum.. Yeni çalışan mısınız?"

"Hayır değilim" Ömer'in eşi olduğumu söylersem kabalık olur gibi gelmişti. Adam bana gayet düzgün bir soru yöneltmişti çünkü.

"Ahh peki. Ben Erhan"

Uzattığı elini tutup sıktım. "Kehribar bende memnun oldum"

Asansör gelince ikimizde asansöre bindik. Ben yirmi bire basarken adamda elini uzatmıştı. Sonra özür dileyerek elini çekti. Demek ki aynı kata gidiyorduk.

"Kehribar.. Daha sarı bir şey.. Taş falan değil miydi? Ya da renk?"

Adamın sorusuna gülmüştüm. Çünkü komikti. İsimlerimiz fiziksel özelliklerimize göre verilmiyordu. A a..

"Evet öyle ama annem bu ismi seviyormuş o yüzden yani"

Gülüşüme karşılık mahcup bir şekilde elini ensesine attı.

"Peki.. Kusura bakmayın.."

"Lütfen ne kusuru" adamın bu mahcup hallerinden dolayı bende mahcup hissediyordum. Bu kadar gerileceği şekilde yaklaşmıyordum ya!

Asansör açılınca ikimizde indik ve sola döndüm. Dönmeden önce adama kafam ile selam verince o da karşılık verdi.

Ömer'in kaoısının önüne gelip kapıyı çalmadan açsamda içeride kimse yoktu. Dudaklarımı büzerek içeriye gireceğim sırada koridorda bir bağırtı duydum.

"Beyefendi oraya öyle giremezsiniz uzak durun"

Kolumu tutup çeken kadın beni bir adnda asansörün karşısındaki danışmaya getirdi. Elini masadaki telefona atıp 'güvenliği arıyorum' dedi.

Kolumu elleri arasından çekip aramasına izin verdim. Birkaç dakika sonra güvenlik gelirken ikisinden uzaklaşıp kaşlarımı çattım.

"Bari kim olduğumu sorsaydın?"

Kız gözlerini devirip güvenliği bana doğru itti. Güvenlik tereddütle yanıma yaklaştı.

"Şey siz kim oluyorsunuz bir kimliğinizi görebilir miyim?" güvenlik çekingen bir şey sormuştu. Önemli biriysem işi yanabilirdi çünkü.

Kimlik? Üstümde cüzdan bile yoktu ki. Kimliğim de Ömer'in cüzdanındaydı. Lan acaba niye ondaydı?

"Cüzdanım eşimde.."

"Eşiniz kim sanki?" ya bu bok kendini ne sanıp benimle böyle konuşuyordu? Aşağılayıcı ifadesi sinirimi bozarken dayanamayıp kocamı kullanacaktım.

"Memnun oldum ben Ömer Karadağ'ın eşi Kehribar Karadağ"

Güvenlik küçük bir özür mırıldanıp gitmişti. Kadın konuşmaya başlayacakken elimle durdurdum.

Biliyorum birinin odasına pat diye girsem baya sorun olurdu onu da anlıyorum. Ama ben kocamın odasına girmiştim. Eğer başta biraz daha kibar olsaydı böule olmazdı bile. Ya da suö bendeydi önce kadına sorabilirdim.. Her neyse ya!

"Ömer nerede biliyor musun?"

"Evet efendim toplantıda. Birazsan biter aslında siz istediğiniz yerde bekleyebilirsiniz"

Odasına gidecekken omzumda bir el hissettim.

"Kehribar sen hala burada mısın? Neden gelmiştin ki?" lan daha geleli kaç dakika olmuştu da bu soruyu soruyordun.

"Erhan daha geleli kaç dakika oldu sanki?"

"Tamam kızma gel oturalım"

Tek başıma odaya gidip Ömer'in odasını karıştırmak istiyorum ama neyse. Yeni bri arkadaş ile beklemek sorun olmazdı diye düşünüyorum.

Eğlenceli bir adama benziyordu.

🍇🌕

Birazcıkın boş bi bölüm oldu😁😁

KehribarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin