28.Bölüm

6.4K 359 121
                                        

Abimin verdiği haberle birlikte nasıl hazırlandım evden nasıl çıktım bilmiyordum.. Çağırdığım taksi otogara yol alırken.. Saatin geç olmasını umursamadan Mert beyi aradım durumu kısaca özetleyip daha önce konuştuğumuz izin işini anlatıp bir hafta olamayacağımı söyledim.. Ama Mert bey bana bir iyilik yapıp 10 gün izin kullanabileceğimi söylediğinde istemesemde kabul ettim..

Ankara'da Korhan'ı ne kadar fazla görürsem o kadar fazla üzülecektim.. Belki göreve gitmiştir.. Belki hiç karşılaşmayız diye de kendimi teselli ediyordum.. Otogarda inince ilk Ankara otobüsüne biletimi aldım.. Otobüs hareket etmeye başladığında içimden büyüyen korku daha da sardı ruhumu..
Korkuyordum.. Onu görmek için sabırsızlanan kalbime inat bedenim tam tersi geriliyordu.. Ya onu görünce tutamazsam göz yaşlarımı ya az buçuk toparladığım gücümü kaybedersem..

Nasıl bakacaktım yüzüne ya da bakabilecek miydim.. O ne tepki verecekti beni görünce ya da görmezden mi gelecekti.. Sonuçta hayatında yeni biri varken eski defterleri açacak değildi ya.. Eski kelimesi bile nefesimi kesmişti.. Biz eskide kalmıştık.. En azından ben onun için öyleydim.. Başımı otobüsün camına yaslamış ellerimi göğsümde kavuşturmuşken akıp giden yolda Korhan'la olan anılarım geldi gözümün önüne.. Bakışı,ses tonu,mimikleri hala ezberimdeydi.. Bazen ona olan hasretime dayanamayıp her şeyi açıklamak istiyordum.. Ama bana nefretle bakan gözlerinin yerine unutmuş gözlerle bakmasını tercih ediyordum..
Belki onu o kadınla görünce hislerim biterdi.. Soğurdum..
Kandırma kendini Yaren ne olursa olsun senin ona olan hislerin öyle kolay kolay bitemez ki..
....
Sabahın erken saatlerinde Ankara otogarına inmiştim.. Abim bu süreçte 2 kez aramıştı Ayda doğum yapmış ve Cihangir doğmuştu.Erken doğmasına rağmen miniğin sağlık durumu da gayet iyiydi... Elimde tekerlekli valizimi çekiştire çekiştire çıktım otogardan bulduğum ilk taksiye atlayıp hastanenin yolunu tuttum..Taksi Hastane bahçesinde durduğunda ücreti ödeyip indim taksici elime valizimi tutuşturduğunda kalbimin ritmi engel olamayacağım derecede artmıştı...
Hastanenin içine girip danışmadan odanın katı ve numarasını öğrendim... Asansöre binip söylenen kata gelmeyi bekledim.. Asansör 5. Katta durduğunda elimde valizimle asansörden çıktım.. Ama ne olduğunu anlamadan çıkar çıkmaz bir bedenle çarpıştım.. Çarptığım kişi beni tutmasa yere serilirdim.. Başımı kaldırıp beni belimden sımsıkı tutan o kişiye baktım.. Üzerinde polis üniforması olan genç biriydi.. Ben onu incelerken o da beni inceliyordu.. Ne o beni bırakıyordu ne de ben geri çekiliyordum.
-Yaren... Abicim sen ne zaman geldin..
Abimin sesini duymamla beni tutan ellerden kurtulup bir adım geri attım.. O ise benim ondan uzaklaşmamla birlikte bulunduğumuz durumu yeni idrak etmiş gibiydi..
Karşımdaki adamdan göz temasını çevirip abime başımı çevirip baktığımda zaman benim için zaman durmuştu.. Korhan abimin yanındaydı.. Ne kadar bakma ona diye kendime akıl versemde dayanamamış bakmıştım.. Ama keşke bakmasaydım.. Bakışları o kadar yabancı ve soğuktu ki ürkmüştüm.. Aldığı öfkeli nefesi hissedebiliyordum.. Önceden onu her gördüğümde bedenime yayılan sıcaklık şimdi buz gibiydi.. Varlığımdan rahatsız mı olmuştu?
Abim yanıma gelip kollarının arasına alıp sıkaca sardı beni.. Saçlarımdan öpüp sımsıkı sarıldı.
Karşımdaki adama bakıp elini uzattı..
-Poyraz kardeşim hoş geldin..
Abim az önce çarpıştığım adamla tanışıyor muydu?
-Hoş bulduk Aslan.. Yengenin doğum yaptığını duyunca mesai başlamadan gelelim yeğenimizi görelim dedik..
-Sağolasın..Bende Yarenle seni birlikte görünce şaşırdım..
Karşımdaki adam biraz utangaç ama kesinlikle flörtöz bir şekilde bana baktı..
-Kardeşin olduğunu bilmiyordum.. Asansör çıkışında çarpıştık dedikten sonra gülümseyerek bana elini uzattı..
-Merhaba ben Poyraz...
Sempatik bir gülüşü vardı.. Uzattığı eli tutup bende tebessümle karşılık verdim..
-Yaren..
Poyraz abime dönüp emin olmak için gözlerine baktı. -İstanbuldaydı değil mi öyle anlatmıştın sanki..
Abim saçlarıma bir öpücük daha kondurup gülümsedi..
-Evet.. Doğum için geldi..
Sonra başını çevirip bana baktı.. -Poyraz benim polis okulundan devrem... Buraya tayin geldi.. Benim çalıştığım şubeye diye bir açıklama yaptı..
Anladım der gibi başımı salladım.. Tam arkamda hissettiğim barut kokusuyla onun varlığını tekrar hatırladım..
-Ayza az önce uyanmıştı.. Gelin odaya geçelim..
Abimin kolları arasında odaya doğru ilerlerken diğer tarafında da Poyraz denen arkadaşı vardı ve benim valizimi almıştı.Korhan ise bizi bir kaç adım geride takip ediyordu.. Bir kez bakmıştım yüzüne ve şimdiden İçimde kaynayan lavlar.. Bedenime çoktan yayılmış acı içinde yakıyordu beni..
Odaya girince ilk önce annemi gördü gözlerim ona büyük adımlarla gidip sıkıca sarıldım. Ayza beklediğimden iyi durumdaydı.. Ve Cihangir, gözlerini tam olarak göremesemde Ayza gibi sarışındı.. Hala olmanın haklı gururunu yaşıyordum.. Ayza'nın annesi de odadaydı.. O da fazlasıyla sevinçliydi..
Cihangir iki aileninde ilk torunuydu ve şimdiden tahtına kurulmuştu..
Poyraz ve sonradan gelen bir polis Ayza'ya hayırlı olsun deyip kısa süre sonra gittiler.. Oda da kalabalık yapmamak için bende bir süre sonra çıktım.. Abim Ayza ve Cihangir'in etrafında dört dönüyordu.. Arada bir kendine hatırlatmak ister gibi babayım ben baba diye tekrarlaması ise çok komikti.. Odadan çıkıp kafeteryaya geçtim.. Açlıktan midem bulanmaya başlamıştı.. Odaya girdikten bir süre sonra Korhan'da çıkmıştı sanırım nöbete gitmişti... Kahvaltımı yaptıktan sonra elime çay bardağımı alıp bahçeye çıktım.. Havanın soğukluğunu hissedince montumun fermuarını boğazım kadar çektim..Banklardan birine geçip sigaramı yaktım.. Ama yanan sigara değil ben olmuştum.. Korhan biraz ilerimdeki bir bankta resimde gördüğüm o kadınla oturuyordu... Kadının üzerinde doktor üniforması vardı..Gözlerini kadından ayırmadan onun konuşmasını dinliyordu..Başımı hemen diğer tarafa çevirip titreyen ellerimle dudaklarıma götürdüm sigarayı ve öyle bir nefes çektim ki.. Göğsüm dumanla değil acıyla dolmuştu..
Hayır. .. Ben hazır değildim... Hiç bir zamanda hazır olmayacaktım buna... Sırtımı onlara dönüp buğulanan gözlerimin akmasını engellemek için uğraştım.. Bedenim buz gibi içim ise alev alevdi.. Ne yapmalıydım? Onları görmemiş gibi oturmalı mı yoksa kalkmalı mıydım.. Ya beni görürse... En iyisi ondan uzak başka bir köşe bulmalıydım kendime.. Elimdeki sigarayı söndürüp boşalan bardağımı yandaki çöp kutusuna attım.. Ellerimi montumun cebine sokup ağır adımlarla kendime daha uygun bir yer aramaya başladım..
-Yaren..
Duyduğum ses adımlarımı durdurmama neden oldu. Başımı çevirip baktığında Semih'le göz göze geldim.. Yanında Semra teyze ve Ahmet amca vardı.. Gözüm biraz arka tarafa kayınca o kadının Nuran teyzenin elini öptüğünü gördüm.. Tanışıyorlardı.. Tanıştırmıştı.. Korhan kalbine de hayatına da o kadını çoktan almıştı..
Semih'in bana doğru gelen adımlarına bende karşılık verdim... 7 ay boyunca beni sürekli aramıştı ama ben hiç bir aramasına karşılık vermemiştim.. Tam karşımda durduğunda bana hasretle bakmaya başladı..Bana olan özlemi her halinden belli oluyordu.. İkimizde acı çekiyorduk.. Ama ikimizinde hasretinin karşılığı yoktu.. Semih kollarını bana sardığında başta tereddüt etsemde bende ona karşılık vermiştim.. Eski bir sevgili olarak değil çocukluk arkadaşım olarak... İçten ve samimiydi sarılışı.. Ondan ayrıldıktan sonra Semra teyze ve Ahmet amcanın ellerini öpüp onlarada sarılmıştım..
Nuran teyze hala Korhan ve O kızın yanındaydı..
-Yaren kızım.. Ne zaman geldin.. Nasılsın..
-İyiyim Semra teyze abim dün gece arayınca çıktım hemen yola sabah geldim..
-Otogardan nasıl geldin. Arasaydın kızım bizi Semih alırdı..
-Sabah saat çok erkendi rahatsız etmek istemedim.. Taksiyle geldim..
-Aramızda bunların lafı mı olur kızım.. Duymayım bir daha.. Eee minik yavrumuz nasıl..
-Gayet sağlıklı.
-Maşallah.. Hadi içeri geçelim hava soğuk..
Semra teyzenin teklifiyle gözüm bir kez daha arkaya kaydı.. Korhan'ın sırtı bize dönüktü.. Ne konuşuyorlarsa gülüşme seslerini duyabiliyordum..
Semra teyze onlara baktığımı fark etmiş ki koluma girdi.
-Gördün mü Nuran'ın gelin adayını.. Maşallah çok güzel kız.. Çokta yakıştılar birbirlerine.. Sanırım yaza düğünümüz var..
Semra teyze bu söyledikleriyle beni nasıl bir ateşe attığını bilse yine de söyler miydi acaba.. O konuşmasına devam ederken hızlı adımlarla girdik içeri.. Asansöre binip Ayza'nın olduğu kata girdik.. İçeride fazla kalabalık yapmamak için ben koridorda beklemeyi tercih ettim.. 10 dakika sonra Semih dışarı çıktı.. Tam yanıma oturup sessizce beklemeye başladı...
-Sanırım buraya gelince öğrendin.. Yoksa yüzündeki ifadenin başka açıklaması olamaz..
-Evet.. Öyle oldu..
-Bu hastanede çalışıyor.. Ayza'yı bir kaç kez Korhan hastaneye getirince o arada tanışmışlar..
-Anlatma... Lütfen...
-Neden Yaren... Onu bu kadar severken Neden?
-Öyle olması gerekiyordu..
-O da aynı cevabı verdi biliyor musun?
Anlamaz gözlerle baktım ona kimden bahsediyordu..
-Korhan Ceren'i ilk bizim mahalleye getirdiğinde çektim kenara sordum.. Neden diye..O da senin gibi öyle olması gerekiyor dedi.
Semih yönünü bana dönüp dizlerimin üzerindeki elimi tuttu..
-Nasıl hissettirdiğini çok iyi biliyorum.. Geçen sene birebir yaşadım.. Sevdiğini başka kollarda görmek;kalbini söküp ellerine verseler bu kadar acıtmaz..
-Nasıl dayandın.. Ne zaman geçer...
-Geçmez.. Hala geçmedi.. Ama şu an gözlerinin ardına sakladığın gözyaşların daha çok yakıyor canımı..Güçlü görünmek için verdiğin uğraşın farkındayım.. Zor biliyorum ama dayanmalısın..
Nasıl olacaktı.. Bir yolu var mıydı?
Semih karşımda bir noktaya bakınca omzunun üzerinden baktım.. Korhan yanında o kızla ve Nuran teyzeyle Ayza'nın odasına doğru ilerlediler.. Gözleri benle Semih arasında gidip geliyordu.. Ama hemen kesti göz temasını yanındaki kadına bakıp gülümsedi.. Benim içimdeki yangına öyle bir odun atıyordu ki biliyordum.. Çok dayanmazdım.. Yakında o ateşin içinde sadece küllerim kalırdı.. Kadın yanına gelen bir hemşireyle duraksadı sonrada Korhan'a birşeyler söyleyip yanından ayrıldı..
Nuran teyze beni fark ettiğinde gözlerindeki mahcubiyeti farketmiştim.. Neye yarardı.. O mutluydu Korhan mutluydu.. Bu hikayenin kaybedeni ben olmuşken bana olan mahcubiyeti ne işe yarardı..?
Yanıma geldiğinde oturduğum yerden ayaklandım..
-Yaren güzel kızım.. Hoş geldin..
Niye herkes hoş geldiğimi düşünüyordu.. Benim ne halde olduğumu anlamamış mıydı?
Ona sarılmamı kısa tutup ayak üstü sorularına kısa cevaplar verdim.. Odaya geçtiklerinde bende Semih'le tekrar aşağı indim.. Elimize birer kahve alıp soğuk havaya yürüyüş yaptık.. Bana Beril'i anlatmaya başlayınca düşüncelerimden kısa süreli de olsa uzaklaşmıştım.. Fotoğraflarına baktığımda sanki Aylin'in kopyası vardı karşımda.. Annesi gibi çok güzeldi.. Semih'le uzun bir süre bir kafede zaman geçirdik.. Ne zaman annemi arasam hep birilerinin geldiğini söylüyordu.. Kalabalığın azalması adına bende dışarıda durduğum süreyi uzattıkça uzattım.. Semih akşama doğru dersi olduğu için kalkmak zorunda kalmıştı.. Korhan ve o kadını tekrar görme korkusuyla tek başıma bir masada öylece düşüncelerimle boğuşup durmuştum..Akşam hava kararınca annemin aramasıyla hastaneye tekrar gittim.. Ayza bu gecede burda kalacaktı..
Şimdi odada Korhan annem abim ve ben vardık.. Ayza'nın annesi evde küçük oğlu olduğu için gitmek zorunda kalmıştı..
Ben elim çenemde dışarıyı izlemeye dalmışken çalınan kapıyla kendime geldim..
Poyraz gelmişti abimin arkadaşı..Elinde poşetlerle ekmek arası birşeyler getirmişti.Poyraz gelene kadar ifadesiz duran Korhan kaşlarını çatmıştı.. Önceden tanışıyorlar mıydı acaba.. Belkide birbirlerinden hazetmiyorlardır..
-Zahmet etmişsin kardeşim.. Ne gerek vardı..
-Ne zahmeti.. Mesai bitmeden uğramak istedim.. Varsa istediğiniz başka birşey alıp geleyim.
-Yok daha ne olacak.. Aslında sen şimdi eve geçiyorsun değil mi?
-Evet.. Niye..
-Yaren'i de eve bıraksan.. Dünden beri ayakta yol yorgunluğu da var...
-Gerek yok abi ben burda kalırım..
-Nerde kalacaksın abim.. Hem ne gerek var Ayza'yı sabah taburcu edecekler.. Sen şimdiden git bir güzel dinlen..
-Ben birazdan eve geçeceğim Yaren'i bırakırım..
Korhan'ın teklifiyle gözlerimi şaşkınlıkla araladım.. Beni bırakmayı mı istemişti.. İyi de niye.. Bu kadar mı hissizleşmişti bana karşı? Umrumda o kadar değilsin ki. Yanımda olmanın bir anlamı yok mu demek istiyordu..
-Ben.. Poyraz'la giderim.. İşin gücün vardır gerek yok..
-İşim olsaydı teklif etmezdim.. Korhan bakışlarını Poyraz'a çevirip konuşmasına devam etti.. Siz gidin.. Yaren'i ben bırakırım..
Poyraz Korhan'ın tavrından hoşlanmasa da sesini çıkaramadı.. İyi akşamlar dileyip odadan çıktı..
-Hazırlan biz de çıkalım..
Korhan'ın soğuk ve mesafeli sesine sadece başımı salladım.. Odanın köşesine bıraktığım valizimi ve çantamı alıp annem ve abimle vedalaştım.. Ayza aldığı serumun etkisiyle uyuyordu.. Odanın kapısından çıktığımda Korhan'da hemen yanıma gelip elimdeki valize uzandı... Sakince valizi onun ellerine teslim ettiğimde onun bana temas etmemek için nasıl dikkat ettiğini gördüm.. Bu kadar mı nefret ediyordu benden... O yürümeye başladığında bende adımlarımla onu takip ettim.. Asansör için beklerken bile başımı kaldırmadım.. Asansör geldiğinde köşeye geçip yine başım eğip zemin kata gelmeyi bekledim.. Ama Korhan bana o kadar yakın duruyordu ki kokusu çoktan ciğerlerime dolmaya başlamıştı..
Sürekli hayır diye kendimi engelliyordum.. Yapma.. O artık sana ait değil... Hissetme... Alma teninin sıcaklığını eline dokunmaktan bile kaçtı.. Sen onun gözünde çoktan düştün.. Kalbinden silindin. Bundan sonra ona olan her yakınlığın sadece senin canını yakar.. O.. Farketmez bile ne halde olduğunu..
Asansör zemin katta durduğunda önce o sonra ise ben indim.. Adımları benle yan yana denk gelmemek için uğraş veriyordu.. O önde ben ise suçlu çocuklar gibi arkadan yürüyordum..
Arabanın yanında durduğumuzda valizimi bağaja bırakmasını bekledim.. Sonra ise arka kapıya elimi uzattım..
-Öne geç..
Kısa bir emir cümlesiydi söylediği... Cevap vermeden ön kapıyı açıp koltuğa oturdum.. Aldığım ilk nefesle onun kokusunu beklerken tırnaklarımı etime batırdım.. Arabada başka bir koku vardı....O kadının kokusu..... Korhan sanki o kadına hasret kalmış gibi derin bir nefes aldı.. Benim ciğerlerimi yakan bu koku ona nefes oluyordu...
Bitmeliydi artık bu işkence.. Bugün.. Kalbimin ağrısı hiç geçmedi... Sızısı dinmedi.. ruhumdaki ateş sönmedi.. Kül olmayı bekledim ama içimdeki bir ses daha yanacaksın der gibi ateşimi harladıkça harladı..
Akan giden yolda düşüncelerimin içine o kadar dalmıştım ki Çantamda çalan telafonumun sesiyle irkildim..
Elimi çantamda atıp telefonu çıkardım.. Mert bey arıyordu..
-Efendim..
-Yaren merhaba rahatsız etmiyorumdur umarım..
-Hayır tabiki.. Bir sorun mu var...
-Öncelikle yengen ve yeğenin nasıl..
-Sağlık durumları gayet iyi bir problem yok yarın taburcu olacaklar
-Sevindim.. Tekrar hayırlı olsun... Eee... Sana bir şey soracağım ama gülmek yok..
-Tabi dinliyorum..
-Bürodayım.. Kahve yapacaktım ama ölçüyü tutturamadım.. Senin ki gibi olmadı.. Bana tarif eder misin..
Gülme demişti ama çok hafif kıkırdadım..
-Duyuyorum sesini..
-Şey kusura bakmayın tutamadım kendimi...Galiba yine sabahlayacaksınız..
-Malesef..
-Kahvenin yanında ölçek var onunla iki ölçek koymanız yeterli suyu biraz az koyun...koyu olduğunu düşünürseniz azar azar su ekleyin..
-Tamamdır.. Senin yokluğunu ilk günden aradım görüyor musun?
-Gelince borcum olsun... İlk sabahlayacağınız davada bol bol yaparım.
-O zaman sende benimle sabahlamak zorunda kalacaksın..
-Cinayet davalarından daha keyifli bir alanda staj görüyorum.. Sabahlamak benim için sorun olmaz...
Ani yapılan frenle torpidoya çarpmaktan son anda kurtardım kendimi.. Başımı çevirdiğimde Korhan öfkeli nefesleriyle direksiyonu sımsıkı tutmuş gözünü kırpmadan yanan kırmızı ışığı izliyordu..
-Alo.. Yaren orda mısın..
-Evet burdayım...
-Tamam sonra tekrar görüşürüz kendine iyi bak..
-Görüşürüz..
Telefonu kapatıp tekrar çantama koydum.. Yeşil ışık çoktan yanmış Korhan yola devam etmişti... Ona bakmamak için savaş veriyordum.. Kısa süre sonra araba durduğunda başımı kaldırıp baktım..
-Neden burdayız..
-Annem yemek yapmış seni de getirmemi istedi..
O değil Nuran teyze istemişti....
-Gerek yok aç değilim.. Eve bırakır mısın beni..
-Yemek yiyelim bırakırım...
Başımı çevirip yüzüne baktım.. Yüzüme bile bakmıyordu.. Ne diye gelecektim...
-Gerek yok dedim.. Bagajı aç.. Ben burdan eve geçerim..
Birden yüzünü bana dönmesini  beklemediğim için afallamıştım..
Göz göze geldiğimizde ikimizde duraksamıştık.. Korhan'ın gözleri yüzümde gezindi aradığı şeyi göremedikçe kaşları çatıldı.. Anlamıştım.. Çillerimi kapattığımı farketmişti. Huysuz çocuklar gibi yüzünü buruşturdu..Eskisi gibi kapatıyordum çillerimi ama bu sefer sevmediğim için değil onu bana hatırlattığı için.. Sonra zorla yutkundu...
-Bu kadar mı tahammülün yok.. Aynı masada yemek yemek bile seni bu kadar mı ürkütüyor..
-Alakası yok.. Aç değilim.. Hem.... bekleyenin vardır senin... Kız arkadaşın...
Korhan ona unuttuğu şeyi hatırlatmışım gibi gözlerini çekti benden..
-Kız arkadaşım.. Bugün nöbette...
Aklını mı kaçırmıştı.. Banane senin kız arkadaşından dememek için kendimi zor tutuyordum..
-Her neyse bagajı aç... Eve geçmek istiyorum..
Korhan cümlemin bitmesiyle arabayı çalıştırdı.. Ve hemen bizim evin önüne getirdi..araba durduğunda sessizce kapıyı açıp indim.. Korhan yerinden bile kıpırdamamıştı..
Arka tarafa geçip bagajı açtım ve valizimi aldım.. Valizi kaldırıma doğdu sürüklemeye başladığımda o çoktan arabasının gazına yüklenmiş ve sokaktan ayrılmıştı..

Yaren başını duvarlara vursan ne fayda...

Korhan'da unutamamış gibi...

Nuran'daki rahatlıkta kimsede yok...

Can KırıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin