"Ya ben senin amına koyim Ömer!"
Kalçamda hissettiğim sızı canımı yakıyordu. Tim sinirimi yanımda yatan adamdan çıkarmak istiyordum. Suçlusu oydu neticede. Elimle göğsüne vurdum.
Sallanan vücudundan dolayı güldüğünü anlamıştım. Zaten sonra da kıkırtısını duymuştum. Kaşlarımı çatarak göğsünden kalktım.
"Gülme lan! Kalk banyo yaptır beni"
"Hay hay" beni rahatlıkla kucağına almış ve banyoya taşımıştı.
Banyoya girip beni biyük duşun olduğu kısma soktu. Ayakta durup onun kıyaferlerini çıkarmasını bekledim. Kıyaferlerini çıkarıp yanıma geldi. Sabah erken uyanıp banyo yapmış ve bana kahvaltı hazırlamıştı.
Bir bebekmişim gibi beni yıkadı. Hissettiğim huzurun haddi hesabı yoktu. Banyodan çıkarıp beni tekrar yatağa yatırdı. Dolaptan aldığı kremle yanıma geldi.
Yavaşça yatağa yatıp bacağımı açınca yutkunuşu dikkatimi çekmişti. Ben sırıtırken kararan gözlerini bana çevirdi. Kafasını iki yana sallayıp elindeki kremi deliğime sürdü. Hissettiğim soğukluk ile ürepermiştim.
Kremi içime de biraz yayarken inlememek için kendmi tuttum. Adam zaten üstüme atlayacak gibi bakıyordu.
Kremi sürdükten sonra banyoya gidip elini yıkadı. Önce benim üstümü sonra da kendi üstünü giydi ve beni tekrar kucağına aldı.
Ben bu kucak işini çok sevmiştim ama!
Aşağıya inince beni balkona çıkardı masayı oaraya hazırlamıştı. Hayran gözlerle dışarıya bakarken o kucağında benimle birlikte sandalyeye oturmuştu.
"Ömer bura ne kadar güzelmiş!"
Biraz yaylada olduğu için havası serindi. Ömer o yüzden bana uzun kollu bir şey giydirmişti.
"Senin kadar olamaz"
İltifatı ile ona dönüp gülümsedim. Gözlerini bile kırpmadan yüzümü inceliyordu.
"Yaa~" cilveyle kıkırdayıp yanağından öptüm.
Yüzündeki gülümseme daha da büyürken yavaş yavaş kahvaltıyı yapmaya başlamıştık.
"Omor" ağzım dolu olduğu için sesim boğuk çıkmıştı.
Gülerek bana baktı ve şiş yanağımdan öptü. "Söyle gülüm" bu adamda bana hep gülüm diyordu ha! Ne güzel hitap şekliydi o!
"Bu ev senin mi?"
Kafasını salladı "Bizim"
"İstediğimiz zaman burada kalabiliriz yani"
"Tabi ki kalırız Kehribar'ım"
Salatalığı ağzıma atmadan dediği ile durdum ve gülüp ona baktım.
"Kehribar'ın yesin seni"
Benim gibi o da gülip kafasını iki yana salladı. İkimiz sakince kahvaltımızı yaptık. Ömer kahvaltı boyunca beni kucağından hiç indirmemişti. Hatta bana kahvaltıyı kendi yaptırmıştı.
Masayı toplamak için beni koltuğa oturtacağı zaman ona daha sıkı sarıldım.
"Bırakma.. Birlikte biraz daha oturalım~"
Kafasını sallayıp benimle birlikte oturdu. Kucağına yan bir şekilde oturmuştum.
Bu balkon kocamandı. Büyük ve rahat bir koltuğu vardı bu tarafta. Diğer tarafta da şu yuvarlak salıncaklardan vardı. Önünde ağaçlık bir alan vardı. Daha ileride de şehrin belli bir kısmı görünüyordu. Eminim gece ışıklarla çok daha hoş görünürdü.
Ben etrafı incelerken Ömer yavaş yavaş belimi okşuyordu. Sanki yakınında değilmişim gibi ona biraz daha yaklaştım. Kafamı omzuna yatırıp biraz kaldırdım ve ona baktım. Yüzünde çok sevgi dolu bir ifade vardı.
"Sen benim hayatımı kurtardın Ömer.. O pislik yani abim iyi ki Ayşe'yi kaçırmış.. Yanlış anlama! Sadece eğer bu berdel saçmalığı olmasaydı seninle birlikte olamayacaktım.."
"Olurduk güzelim. Kader bizi yine bir araya getirirdi"
Elimi yanağına atıp okşadım.
"Biliyorsun benim oradaki yaşamım çok zordu. Çok çekiyordum onlardan.. Ama şimdi her şey değişti. Beni seven bir kocam oldu ve şimdi dünyanın en mutlu insanıyım.."
Yanağına bir öpücük kondurup fısıldadım.
"Seni çok seviyorum Ömer iyi ki hayatıma girdin"
Eğilip burnuma bir öpücük kondurdu.
"Bende seni çok çok seviyorum gülüm benim"
Sarmaş dolaş orada oturmaya devam ettik. Ona daha çok şey söylemek istiyordum. Daha çok konuşmak anlatmak ve anlatmasını dinlemek istiyordum.
"Bu arada dün demiştim ya.. Patlıcanı yersin diye nasıldı?" konuşmak derken bunu kast etmemiştim ama neyse!
"Lan Ömer!" adamın sevişmemiz nasıldı diye soruşuna bak ya!
"İyiydi işte Ömer! Niye soruyorsun alla halla"
Bu panik halim çok hoşuna gitmiş olacaktı ki gülmeye başlamıştı. Gözlerimi devirip konuyu değiştirmek için başka bir şey düşündüm.
"Senin de burnun biraz büyük he"
"Ne o beğenemedin mi?" bunu alaycıl bir şekşlde söylemiş olsa da öyle düşünmesini istemediğim için telaş yapmıştım.
"Yok yok çok beğeniyorum ben çok hoş duruyor bence"
Yüzündeki muzip gülüşten ayıp bir şey söyleyeceğini anlamıştım.
"İyi sevindim o zaman.. Üstüne oturunca da bu fikrin değişmez umarım"
Ağa dedik bağrımıza bastık adam sapık çıktı!
🍇🌕
