[oniki]

1.2K 108 26
                                        

Restoranta gitmeden önce avm'ye gelmiştik. Ömer kesilen kıyafetimin aynısından almamı söylemişti. Kendime aldıktan sonra beni durdurdu.

"Bunlar baya güzelmiş bir çiftte bana alalım"

Bedeninde olanları seçmiş ve kendine almıştı.

"Bunları aynı anda giyip bir yere gidelim"

"Tamam gülüm nasıl istersen.. İstediğin başka bir şey var mı?"

"Hayır teşekkür ederim"

Kıkırdayıp elindeki poşetlere baktım. Bana taşıtmamıştı poşetleri beyefendi. Oradan çıkıpta restoranta gelmiştik.

Geldiğimiz restorant bizim konaktan daha yüksekteydi. Tam anlamıyla şehrin her yeri görünüyordu. Işıkların hepsi buradan çok güzel duruyordu.

"Burası çok güzelmiş Ömer.."

"Sana alayım mı?"

Şaşırarak ona döndüm.

"Ne?"

Şaşırdığım için büyükçe açtığım gözlerime bakıp güldü.

"Burayı beğendiysen sana alayım mı dedim?"

"Ama.. Olmaz Ömer hem çok pahalıdır bura"

Kollarını masaya koyup çenesini de ellerine yasladı.

"Senin kocan zengin boşver.. Hem ben burayı sana alayım ya. Sen baya beğendin gibi.."

Gerçekten bunu düşünüyor olmasına tam tepki verecektim ki garson geldi. Siparişlerimizi verip başka bir konuyu konuşmaya geçmişti. Diğer mevzu arada kaynamıştı.

Yemekleri yedikten sonra birer çay söylemiş içiyorduk. Ömer öksürünce bakışlarımı ona çevirdim. Elini masanın altına koymuş gergince bana bakıyordu.

"Ne oldu Ömer?"

Tekrar öksürüp gözlerime baktı.

"Kehribar.. Biliyorum güzel bir başlangıç yapmadık ama.. Ben senden baya hoşlanmaya başladım ve sende beni seviyormuşsun.. Daha önce anlaman lazım dediğinde de bu zamanı kastettiğini düşündüm.. Yani düğün için.."

Gülerek kafamı salladım.

"Ben sana anlarsın demiştim"

Elini masaya çıkardı ve küçük kutuyu açtı. İçindeki yüzükleri görünce gözlerimi kırıştırdım. Mavi bir teştaşı olan yüzüktü bu. Çok hoş duruyordu. Mavisi açıktı belli olacak kadar maviydi ama koyu değildi.

"Her şey usulunce olsun o zaman.. Benimle evlenir misin Kehribar?"

Elimi uzattım yüzüğü takması için. "Evlenirim Ömer"

Gülerek yüzüğü parmağıma taktı. Elimi tutup avucuma bir öpücük kondurdu. İnsanlar vardı lan!

Utanarak elimi çektim.

İkimizin teni birbirinden çok farklıydı. Bembeyaz bir teni vardı. Tüysüzdü de. Benim esmer ve tüylüydü. Ama yan yana durunca da kötü durmuyordu şimdi.

"Düğün hazırlıklarına başlayabiliriz o zaman?"

Kafamı salladım hemen. Düğünüm olacaktı. Hep güzel bir düğünüm olsun isterdim. Düğünde beyaz damatlık giymeyi de çok istemiştim. Ve şimdi gerçek oluyorlardı.

"Ömer teşekkür ederim"

"Kehribar.."

"Hımm?"

"Gülüm.."

"Hımm?" ne diyecektin be adam!

"Kehribar'ım.."

"Ya ne diyeceksin be adam!"

"Gülüm ne bağrıyon ama ya" bu adam ne değişik olmaya başlamıştı ya!

"Ömer!"

Gülerek geriye yaslandı ve kollarını göğsünde birleştirdi. Kaslara bak be!

"Sadece adımı ağzından duymak hoşuma gidiyor"

İfadem hemen yumuşamış ve kıkırdamıştım. Yeni gelin gibi davranmayı kesmeliydim acilen!

"Bunu bana söylesen zaten seslenirdim Ömer"

"Olsun senin ismini söylemekte hoşuma gidiyor"

Gülerek ona bakmaya devam ettim. Bir anda çok aşk adamına dönmüştü ya. Ponçik bi şey olma yolunda ilerliyordu iyice.

Çaylarımız bitince kalkmıştık. Geldiğimiz yoldan gitmeyince kaşlarımı çatıp soluma döndüm.

"Nereye gidiyoz Ömer?"

"Manzarası daha da güzel olan bir yere"

Onu onaylayıp yolu izledim. Sokak lambalarının sonuna gelmiştik. Etraf iyice kararmıştı. Ömer arabayı durdurunca hemen indim. Elime telefonumu alıp etrafı çekmeye başladım.

"Ömer burada ışık olmayınca aşağısı da da çok parlıyor"

Ömer kafasını sallayıp yanıma geldi. Elini belime atacakken telefonun fenerini açıp taşlara baktım.

"Fotoğraf çekilelim!"

"Ama karanlık çıkar"

"Olsun çok güzel olacak bekle sen.."

Telefonu görebildiğim kadar taşlara sabitleyip zamanlayıcıyı açtım. Ortadaki tuşa basıp Ömer'in soluna geçtim.

Gülümseyerek ona bakarken belimden tutup beni iyice kendine çekti. Vücutlarımızı birleştirip dudaklarıma eğildi ve beni öptü. Gözlerimi sımsıkı yumarak beni öpmesinin tadını çıkardım.

O kadar sakin öpüyordu ki! Bu işin nasıl olması gerektiğini bilmiyordum ama ona acemice de olsa karşılık vermeye çalışıyordum. Geri çekilince burnuma da bir öpücük kondurdu.

"Gözlerin ne kadar güzel.. O kadar çok parlıyor ki resmen burayı aydınlatıyor"

"Yaa abartma~" adama cilvede yapıyordum. Tutun beni ben cozutmuşum! Ben buna hemen verirdimde o zaman?

"Abartmıyorum gerçekten.."

Gülüp beline kollarımı sıkıca sardım ve kafamı göğsüne gömdüm.

"Ben normalde bu kadar küçük biri değildim ama senin yanında çok küçük kalıyorum.."

"Ee gülüm ben büyüğüm çünkü" hiç ilişki yaşamamış biri olarak aklım fesata kaymamalıydı hayır! Sanki kendiminkinden başka şey görnüştüm. Ne kadar büyüktü acaba?

"Ay dur fotoğrafa bakalım"

Ondan ayrılıp bir yere takılmadan telefonumu aldım. Zamanlayıcı açık olduğu için sadece bir fotoğraf çekilmiştik ama olsun. Fotoğrafa bakınca çok beğenerek Ömer'in yanına ilerledim.

"Ömer şuna bak! Aramızda kalp olmuş!"

"Aşkımız oraya da yansımış işte.. Hem öpüşüyoruz hem de kalp var"

🍇🌕

Kitabın kapak fotosunu çekildiler🥺

KehribarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin