Bölüm 16 (Düzenlendi)

77 5 116
                                        

Selam millet

Nasılsınız? İyisinizdir inşallah.

Bu bölüm baya ağlayacağız neyse uzatmadan bölüm geçelim

Bölüm müziği: https://open.spotify.com/playlist/75Kz9g9BgOD2Ia4V87WCJJ?si=BGbKW80PRvKYJhQQWqf6hg&pi=0x6oFz5QScSEs

Spotify ayarladım bence güzel oldu panoyada koyacağım linki her ihtimale karşı.

Kaydır aşağı yavrum hadi.

~♪~

Saatlerdir o lanet odada, başıma gelecekleri bekliyordum. Elim kolum bağlı, yine aynı şeyleri yaşamaktan korkarak...

Bir kilit sesi geldi. Gelmişti...

İçeri girdi. Canavarım girdi. Lanet ettiğim, bir zamanlar delicesine sevdiğim; uğruna canımı vereceğim o adam... Yiğit Tunç

Şimdi ise sadece bir canavardı en azından benim için

Sessiz, iğrenç bir sırıtışla yürüdü üzerime. O yaklaştıkça ben geri çekildim, ta ki duvara yapışana kadar. Kaçmaya çalışıyordum ama nafileydi.

Vücudumu parçalarcasına dokundu. Hayvanca...
İğrenç bir kahkaha eşliğinde gözlerini üzerime dikti. O bakışları vücudumu izledikçe, dokunduğu her yeri yakmak istedim.

Bir daha dokunamaması için yakıp kül etmek...

"Yiğit... yapma, yalvarırım yapma. Benden ne istersen, her şeyi yaparım ama bu kötülüğü bana yapma! Bir zamanlar delicesine âşık olduğum, sevdiğim adam sen olamazsın... Beni sevdiğini iddia eden adam sen olamazsın..."

Sözlerim boğazımda düğümlendi Gözyaşlarım, yalvarışlarım hiç umursanmadı.
Ve yine... izin vermediğim halde bedenimi kirletdiler,dokundular

O lanet odanın duvarlarında çığlıklarım yankılandı,O lanet evin içinde çığlıklarım duyuldu. Bir umut, belki biri duyar, gelir diye bekledim

Ama hepsi boş birer ümitmiş

İşini bitirdiğinde, ardında bıraktığı enkazı umursamadan kalktı. Yerden kıyafetlerini aldı, giyindi. Benim kıyafetlerimi de üzerime fırlattı.

"Al giy şunları. Sonra da defol git buradan. Yaşananları bir kişiye bile anlatmayacaksın, yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim... Sevgilim..."

Ellerim titreyerek giydim o lanet kıyafetleri. Açık kapıdan çıktım. Kimse bana bakmadı bile.

Ne bekliyordum ki?

Ağlayarak yürüdüm o karanlık sokaklarda.
Üstüm başım darmadağın gözlerim kan çanağına dönmüştü.
Hıçkırıklarım arasında geçmişimi hatırladım.
Yine ve yine kendimi koruyamamıştım...

Flaşback:

Kapı açıldı, içeri babamın arkadaşı girdi.
"Oyun oynayacağız, gel hadi Güzel kızım" dedi.

İnsan, babasının arkadaşını amcası gibi görür. Bir amca bu kadar ileri gidebilir miydi? Nereden bilebilirdim ki?

Masumiyetimle, saflığımla, "oyun" sandığım şeye koştum.
Ama o oda... o oda da defalarca öldürüldüm.

Babam...
Babam iğrenç bir şekilde sırıtarak izledi her şeyi. Bana sonrasında, "Nasıldı kızım" diye sordu. Ve ben ondan tiksinmemi sağladı o yaşananlar.

Karabulut Ailesi (gerçek ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin