[sekiz]

1.4K 119 25
                                        

Ömer uyanmış ve odadan çıkmayıp evraklarla ilgilenmişti. Sabah kahvaltı yapmamıştı ama aç hissrtmediği için bir şey yemeye inmemişti. Dışarıdan gelen sesler artarken kaşlarını çatıp odadan çıktı. Havanın kararmasına da az kalmıştı.

"Anne ne oluyor?"

"Oğlum Kehribar yok sabahtan beri!"

Ömer hemen kaşlarını çatıp paniklemiş annesinin yanına yürüdü.

"Anne ne demek yok düzgünce anlat şunu"

Heken hanım derin bir nefes aldı.

"Sabah kahvaltıdan sonra oturduk sohbet ediyorduk. Telefonuna bir mesaj geldi işte dışarı çıkacağım diyip gitti. Gidiş o gidiş! Telefonlarını da açmıyor!"

Helen hanım tam tekrar ağlayacaktı ki bir ses duyuldu.

"Helen teyze ağlama"

Kehribar gelip kadına sarıldı. Kadın oğlana sarılıp derin bir nefes aldı.

"Oğlum nerdesin sen? Kaç saattir haber yok?"

"Özür dilerim Helen teyze.. Telefonumun şarjı bitmiş bende uyuyakalmışım"

"Nerde uyuyakaldın?"

"Şu ileridr ağaçlık var ya orda işte. Hava çok güzeldi de" Kehribar gülümsese de bir şey olduğu belli oluyordu. Helen tatmin olamasa da kafasını salladı.

"Gel yemek yiyelim o zaman"

Kehribar daha fazla kadın üzülmesin diye masaya oturdu. Bunlar yaşanırken annesinin yanında olan Ömer'e bir kez bile bakmamıştı. Ömer çattığı kaşlarıyla masaya oturdu.

Sakin hareketlerle yemeğini yiyen çocuğu izliyordu. Yüzündeki tebessümün gerçek olmadığını anlamıştı. Ama ne olmuştu da morali bu kadar düşmüştü?

Mavi gözlü olan ise bu kırgınlığı kendi içinde bitirecekti. Ona kırgın olmamalıyıd. Evli olsalar bile Ömer onu sevmiyordu ki! Kendi ondan hoşlanmıştı ama yapacak bir şey yoktu. Demekki Ömer ondan hoşlanmıyordu. O bir an aömer de kendinden hoşlanıyor sanmıştı. Adamın davranışlarını yanlış yorumlamıştı sadece. Sadece başta ona iyi davranıyordu. Bu kadardı.

Hoşlanmıyordu ve beğenmiyordu da. Evli oldukları ve nikahları olduğu için bedenleri birbirlerine haram değildi. Ömer'in eğer böyle ihtiyaçları oluyorsa kendine dokunabilirdi?

Aralarında sevgi veya aşk namına bir şey olmayacakaa yatak ilişkileri olabilirdi?

Kehribar bunu kendi içinde halledecekti. Huzursuzluğa gerek yoktu. Biraz üzülmüştü tamam ama atlatırdı ne var ki bunda?

Yemekler yenince sohbetler edilip daha sonra da odalara çekilmişlerdi.

Kehribar'ın uykusu çok olmadığı için şarja taktığı telefonu ile oynuyordu. Ömer banyoya girip çıkmıştı. Üstünü banyoda giymişti. Kehribar tekrar iş kıyafetleri giydiğini görünce gözlerine baktı.

"Benim şu evrakları şirkete bırakıp başkalarını almam gerekiyor. Sen uyu" büyük iki şirketle anlaşma yapmaya çalışıyorlardı. Bu da onları zorluyordu. İki şirketinde farklı istekleri vardı. Onların isteklerini yerine getirip kendi isteklerini de onlara sunuyordu.

Belkide şehirin en iyi şirketi onlarındı. Fakat bu iki şirketin biri direkt yabancı bir şirket diğeri de İstanbul ve İtalya ortaklığından doğan bir şirketti. Eğer anlaşma yaparsa yurtdışına da ulaşıp daha fazla kazanç sağlayabilirdi.

Ayrıca Kehribar'ın anlarsın dediği şeyi de anlamaya çalışıyordu. Belki kaçırdığı bir şey olur diye dikkat ediyordu.

"Kolay gelsin"

"Sağ ol Kehribar"

Kehribar onun şirketten sonra tekrar o çocuğa gideceğini düşünmüştü. Gece gece ne şirketi yoksa!

"Ömer.. Eğer canın şey isterse birlikte olmak.. benim için sorun değil"

"Nereden çıktı o Kehribar.. Biraz daha bana alışmanı isterim böyle bir şey için"

"Alıştım sayılır ya.. Hem sen şimdi dışarıda gezmeye falan alışmışmışsındır.. Eksik hissetme" ne diyordu öyle? Kendine inanamıyordu böyle bir eşy dediği için.

Ömer kaşlarını çatıp arkasını döndü.

"Kehribar.. Şimdi sadece sen varsın saçmalama . Her ne kadar birbirimize karşı bir şeyler hissetmiyor olsakta sen benim eşimsin.. Geçmişimde sandığın kadar dolu değil.. Sadece bir sözlüm oldu o kadar. Daha sonra sorarsan anlatırım.. Şimdi işe gitmem gerek"

Ömer çocuğun kendinden hiç hoşlanmadığını düşünerek öyle demişti. Ama gerçekleri bilmiyordu bile!

Kehribar kısık bir 'tamam' dedikten sonra Ömer odadan çıkmıştı. Son dediklerini demese daha iyi olurdu ama söylemişti bir kez.

Mavi gözlü ise dönüp yattı ve gözyaşlarının yaatığı ıslatmasına izin verdi.

Ömer kendini sevmiyordu.. Ama o Ömer'i sevmeye başlamıştı..

Hayat ne zaman onun yüzüne gülmüştü de şimdi gülecekti ki!

O mutsuzluğa mahkumdu..

Onun geçmişte olan ilişkisine takılmamıştı. Olabilirdi ne diyecekti ki buna. Sadece.. Bilirsiniz işte sevilmediğine kırılmıştı.

🍇🌕

Ya kitap nası gidiyo?

Pek içime sinmiyor ama yinede yazıyom.

Biraz eksikler ve bağlanmayan yerler var gibi geliyor ondan dolayı öfkeliyim yaa!😤

ÇOK CRİNGE HİSSETTİRİYO AMA DURAMAYACAĞIM

KehribarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin