8 | İÇELİM Mİ?

1.3K 133 46
                                        

"Süha! Süha kalksana!"
Gözlerim birden fal taşı gibi açıldı. Anne?
Yine mi ya!

"Aşkum deyi çıkta gel
Sevdan nasi gelecek?
Anam bobam bekleyi
Çayırlar biçilecek..."

"Demir!"

"İstanbul'a yer var mi?
Sende da gız dert var mi?
Totom azcuk dinlensaa
Bobam gelur kalk derdii
Bobam gelur kalk derdii!"

"Ulan Demir!"

Ne oluyor ya?
Demir, "Telefonun çalıyor, yakala." derken telefonu üstüme fırlattı. "Sonat kim?"
Sonat mı?
Sonat arıyor!
Bunu duyan Baran'ı tepeme çullanması pek uzun sürmadı, telefonu elimden aldı. "Sen bu adamı engellemedin mi daha!?"

"Ver telefonumu be!" Diye cırlayıp telefonu aldım elinden, ve direkt dışarı koştum. "Peşimden geleni yakarım!"
Lastik çizmeleri giyip ormana doğru adımlamaya başladım, evin çevresinde duracak olursam kesinlikle beni dinlerlerdi. Dedikoducu teyzeler gibi.
Ben tüm bunlarla uğraşırken arama sona ermişti, bir ağacın arkasına geçip yere çömelip dizlerimin üstüne oturdum. Hâlâ uykum olduğundan dolayı esneyip duruyordum, saçlarım da birbirine girmişti. Oflayarak Vartan'ı geri aradım, anında açtı.
"Vartan?"

"Sonat der misin artık? Yalvarıyorum."
Yalvar.

"Tamam."
Kendimi tutamayıp esnedim. "Hayırdır?"

"Hayır hayır. Uyandırdım mı?" diye sorarken sesinden sırıttığı belliydi.

"Yok canım, ne uyandırması?"

"Canım mı?"

"Mecaz anlamda, hemen şey etme."

"Tamam, hemen şey etmem."

"Neden aradın bu saatte?"

"Bu saatte mi? Saat öğlen iki Süha."
Öğlen iki mi?
Saate baktım, sahiden de öğlen ikiydi.
"Ne varmış saatte?"

"Pardon, prensesimizi uyandırdık mı?"

"Sensin prenses! Söyle, ne istiyorsun?"

Bir kahkaha patlattı.

"Gülmesene Sonat!"

"Sustum, şey diyecektim."
Gülmeye devam ediyordu.

"Ne?"

"Benim şu maç, erkene alınmış galiba. Akşama oradayım."

Galiba mı? Akşama mı? Burada mı? Anlamadım kar tanesi? "Akşama mı?"

"Hmhm."

"Tamam. Ne yapayım?"

"Konuştu Huysuz Virjin."

"Sensin o Huysuz Virjin!"
Beni benzettiği insana bak.

"Sakin. Yemeğe çıkalım mı diye soracaktım."

Efendim? "Ne?"

"Duydun."

"Çıkamayız yemeğe falan."

"Niye çıkamazmışız? Gayet de çıkarız."

"Çıkamayız dedim!"

"Ben de çıkarız dedim."

"Deli misin be adam?"

"Deliyim, var mı?"

"Ya sabır!"

"Niye çıkamayız, onu söyle sen bana?"

Düşündüm, yani çıkamazdık. Öncelikle başımda bir adet Baran ve Demir vardı. Demir'i geç, Baran yeterdi.
"Biliyorsun, Baran ve Demir-"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VARTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin