20

3.6K 484 163
                                        

Jungkook gecenin birinde açık bulduğu ilk mağazaya girerek göze batmayacak günlük kıyafetler seçip çıkarken ne aldığına bakmamıştı bile. Yaz sıcağında giymek zorunda kaldığı siyah sweatshirt ve keten pantolon içinde boğuluyordu. Araç kullandığı için dikkatini dağıtmak istemediğinden klimayı fullemişti ama kumaşların rahatsız ediciliği asla geçmek bilmiyordu.

Ucube diye nitelendirdiği kıyafetlere verdiği parayı düşününce iyice terliyordu. Zengin olabilirdi ancak aptal değildi. İhtiyacı olmasa onu bu şekilde dolandıramazlardı.

Tüm bunların suçlusu olarak Yoongi'yi görüyordu.

Unutkanlığı Taehyung'a özel değildi. Arkadaşlarıyla ne zaman yoğunluğun arasında buluşma ayarlasa Yoongi'ye menajeri olarak hatırlatmasını isterdi ve o da mükemmel bir şekilde görevini yerine getirirdi. Yarım saat önceki aklımdan çıkmış yalanına inanmasını beklemesi saçmalıktı. Taehyung'u kıskanıyor ve ondan nefret ediyordu. Günü boş bırakması için rica etmiş olmasına rağmen telefonun içeri alınmadığı yere partiye götürmesi kötü niyetinden kaynaklanıyordu. Başka açıklaması olamazdı.

Derin nefes alarak omegayı düşünmeyi sonraya bıraktı.

Taehyung'un evi yakınlarında gördüğü marketin önünde durduğunda tam olarak ne alması gerektiğini bilmiyordu. Akşam yemeğinin sırası değildi ve kahvaltı için de çok erkendi. Ne olursa olsun bir şekilde alfanın gönlünü alabileceği randevu ayarlamalıydı.

Onun evinde.

Aracı park ettikten sonra kilitlediğinden emin oldu. Normalde böyle şeyleri dert etmezdi ama bilmediği yerde aracı çalınırsa yayan haliyle insanların hedefi olmak istemiyordu. Üstündeki kıyafetlerle yeterince ucube göründüğünü düşünüyordu. Birilerinin dikkatini çekerse rahatsız edilebilirdi.

Hayatta kalma becerileri eski yoksul halinden kalan bir mirastı.

Jungkook araçtan indiğinde bile gerçekten gergindi. Aklından Taehyung'u çıkaramıyorken diken üstündeydi çünkü birileri tarafından görülmek veya takip edilmek istemiyordu.

Ancak markete girdiğinde kafasını meşgul eden düşünceler yok oldu. Burnuna dolan çiçeksi koku öylesine ferahlatmıştı ki stresten kasılan vücudu baştan aşağı mayıştı. İri boncuk gözleriyle etrafına alık bakışlar atıyor buraya neden geldiğini hatırlamaya çalışıyordu.

Marketlere girmeyeli yıllar olmuştu. Hepsi böyle huzur verici miydi öğrenmek istedi.

Omegayı etkileyen şey mekanın temiz oluşuydu muhtemelen.

Artık eskisi kadar yorgun hissetmiyorken gönül rahatlığıyla raflar arasında dolaştı. Girişten aldığı market arabasına önüne gelen her şeyi koyarken kafasında bir tarif yoktu. Hem kahvaltılık hem akşam yemeği hem de tatlı hazırlayabileceği ürünler alıyordu. Taehyung onu içeri alırsa güzel vakit geçirmenin yolunu elbet bulurlardı.

İçecekleri de aynı şekilde karışık aldığında kasaya doğru ilerledi. Arada önüne çıkan değişik şeyleri sepete atmayı ihmal etmiyordu. Kumaş gecelik takımının neden burda satıldığını anlayamasa da seçtiği büyük beden diğer ürünlerin yanındaki yerini aldı.

"Poşet ister misiniz?"

Dünyanın en saçma sorusuna karşılık göz devirdi Jungkook. Bunca şeyi eliyle taşımasını beklemiyordu herhalde.

Kafa sallayarak onayladığında kasadan geçirme işlemi esnasında gevezeliği tutan adamın konuşmasına maruz kaldı.

"Kokunuz çok hoş."

Omeganın yüzünde maske, gözünde gözlük olduğu için ifadesini göremedi ama kaşlarını çattığını en derinden hissetti. "Saygısızlık yaptıysam kusura bakmayın, herkesle böyle konuşmam gerçekten. İçeri girdiğiniz andan itibaren kokunuz-"

honey trouble' taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin