44. Bölüm

263K 11.7K 2.8K
                                    

Bildiğiniz gibi bölüm perşembe günü gelecekti. Ama siz dayanamayınca bizde olabildiğince hızlı yazmaya çalıştık. Bir günde ancak bu kadar olabildi. İnşallah beğenirsiniz.

GÜNEŞ

Suratıma dökülen buz gibi suyla hızlıca yerden kalktım.

"Kalk artık! " Arda'nın sert sesiyle gözlerimi açtım.

"Ne yapıyorsun ya? " diye bağırdım. Ve yine bir tokat.

"Sana bağırmamayı nasıl öğreteceğiz biz? Uslu uslu otur. " dedi ve odadan çıktı. Her zaman olduğu gibi duvar kenarına sindim. Bacaklarımı karnıma çektim. Kollarımı bacaklarıma doladım. Başımı da bacaklarımın arasına gömdüm. Titrek bir nefes aldım. Beş gün geçti. Koca beş gün...

Araf bizi hala bulamadı. Hadi sadece ben kaçırılmış olsam anlayacağım. Çünkü Araf benim için kılını bile kıpırdatmaz. Ama kardeşi de burada. En azından onun için çabalıyordur. Peki neden hala yok? Neden bizi kurtarmaya gelmiyor? Artık ağlamaya alıştığım için gözyaşlarım sicim gibi yanaklarımdan akmaya başladı.

Birazdan sarışın adam gelecek ve bana her gün olduğu gibi artık yemeye alıştığım tokatları atacak. Ve türlü türlü işkenceler...

Evet, işkenceye de tokat yemeye de artık alıştım. İlk zamanlar sesimi çıkarıyordum, direniyordum. Ama artık bunun bir işe yaramadığını bildiğim için bana yapılacak olan işkenceleri, tokatları bekliyorum.

Beni aç bırakmalarına ne demeli? İlk günler en azından kuru ekmek ve su veriyorlardı. Ama artık onlarda yok. İşkencelerden değil de açlıktan öleceğim o olacak.

Aras.

Acaba ona da işkence yapıyorlar mıdır? Canını yakıyorlar mıdır? Daha çok ağlamaya başladım. Aras nasıl dayanacak bunlara? Tek umudum Araf. Ne olursa olsun kardeşini kurtarmaya gelecektir. Beni umursamasa bile...

"Kaldır kafanı! " Sarışın adamın sesiyle kafamı kaldırdım. Geldiğinin farkında bile değilim.

Bana yapacağı işkenceleri beklemeye başladım.

"Araf hala gelmedi. Acaba çektiğimiz video yeterli gelmedi mi? Buradan kurtulman için Araf'in gelmesi gerektiğini biliyorsun. Sen de fikir vermek ister misin? Ne yapalım? " Düz bir şekilde bakmaya devam ettim.

"Sen şimdiden pes etmişsin Güneş. Ben seni vahşi bir şey zannediyordum. "

Her gün olduğu gibi sorduğum şeyi sordum. "Aras iyi mi? " Güldü.

"Şu beş gün içerisinde anladığım şey Aras' a çok değer veriyorsun. Artık kendi canını bıraktın Aras' ı düşünüyorsun. "

"Bunu anladığına göre kesin çok zeki olmalısın. " dedim alayla. Konuşmamı istiyorsa onu sinir ederim. Vahşi olmamı istiyorsa onu parçalarım. Tabii bunun için kendimde o enerjiyi bulamıyorum.

"Bugün sana bir şey yapmayacağım. Canım istemiyor. " Hadi ya! Sağolasın.

"Ama benim canımı sıkıyorsun. Konuş! "

"Ne- " Sözümü kesen çığlığım oldu. Silah sesleri geliyordu.

"Bak sen... Sonunda gelebildi. " dedi sarışın adam alayla. Ne? Araf mı geldi? Küçük pencereden bakmak için hızlıca soğuk zeminden kalktım. Tam pencereye koşuyorken sarışın adam beni yere attı.

"Deneme bile. " dedi ve üstüme yürümeye başladı. Sürünerek geri gitmeye çalışıyordum ki kolumdan tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Yanıma geçti ve belinden silah çıkardı. Namlusunu başıma dayadı. Gözlerimi sıkıca kapadım.

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin