12. BÖLÜM .

537 41 9
                                        

Yatakhanenin loş ışığı altında Gece'nin kahverengi gözleri gözleri aniden şimşek çaktı. Gazel'in sözleri odanın havasını değiştirmişti. Diğer kızların nefesleri tutulmuş, Şehriban'ın dudakları arasından "Aman Allah'ım..." fısıltısı dökülmüştü. 

Gece, yatağının kenarına doğru kaykıldı. Parmakları battaniyenin üzerinde gergin bir şekilde geziniyordu. "Babam Hogır'la  iş yapmaz," dedi, sesi tıraş bıçağı keskinliğinde. "O çapulcuları tanımaz bile." 

Gazel, bebeğinin nefes alışverişini dinlerken içinde bir umut filizlendi. "Ama... belki bir yol bulabilir. Senin baban güçlü biriymiş, duydum..." 

Gece'nin dudakları ince bir çizgi halini aldı. Aniden ayağa kalktı, pembe kedili pijamalarıyla yatağın kenarına kadar yürüdü. Gazel'in yüzüne eğildiğinde, gözlerindeki buzlar erimiş, yerini tehlikeli bir karanlığa bırakmıştı. 

Herkes şaşkınlıkla düşünürken Gece arkasına döndü .

"Tamam her neyse yatın" .

Herkes yatağa girip uyuduğunda Gazel son kez bebeğinin alnını öpüp uyudu.

Sabah Tiz bir ses yatakhaneyi yardı. Gazel, bebeğinin ağlamasıyla irkildi. Gece çoktan ayakkabılarını bağlamış, perdeyi hızla açmıştı. Dışarıda gri bir şafak vardı. 

"Kahvaltıya 15 dakika," diye uyardı, dişlerinin arasından.  Gazel bebeğini sakinleştirip yataktan kalktı.  İdal da uyanmış peruğunu başına geçirmişti.

Kızların hepsi hazırlanınca o gün ki görevli ablalardan biri olan Ayten içeri girdi.

"Hadi canlar kahvaltı vakti "

Kırklı yaşlardaydı ama hâlâ dinçti . Onun pozitif enerjisi herkesi canlandırmıştı.  Bebeği bu da Leyla kucağına almıştı tabii Gazelden izin alarak. 

Yemekhane geldiklerinde İdal , Gece Leyla , Şehriban ve Gazel bir masaya geçip oturmuşlardı...

Bugün hafta sonuydu ve hafta sonları resim  kursu , dikiş , kuaför, aşçılık kursları olmazdı yanisi oldukça sıkıcı geçen iki gün olurdu.

...

Ayten Abla'nın kapıyı sertçe açmasıyla yatakhane sessizliği bölündü. "Gece! Müdire Hanım'ın odasına çık. Hemen." 

Gece'nin pembe kedili pijamasının kolu, bileğine dolanmıştı. Parmakları aniden battaniyeyi kavradı, eklemleri beyazlaştı. "Kim istiyor?" diye sordu, sesi fazlasıyla kontrol altındaydı ama Gazel, onun gözlerindeki ani donuklaşmayı fark etti. 

Ayten Abla'nın dudakları büküldü. "Bilmiyorum. Ama Müdire Hanım 'Buyur et' dedi. Koş!" 

Gece yatağından kalkarken, İdal aniden doğruldu. "Gitme," diye tısladı. "Her seferinde aynı şey. Seni mahvediyor o piç!"

Gece, İdal'ın kolunu sıktı. "Sus! Duymasınlar," diye fısıldadı. "O beni burada bile bulursa... hepimizi yakar." 

Gazel, bebeğini kucağına daha sıkı çekti. "Kim o?" 

Gece, kapıya doğru ilerlerken dönüp baktı. "Benimle evlenen şeytan," dedi. "Ama onun asıl adını anmam. Burada bile duyabilir." 

Gece, kapıyı açarken parmaklarının ucunda bir titreme hissetti. Müdire Hanım'ın geniş odası, tek bir lambanın turuncu ışığıyla loş bir şekilde aydınlanıyordu. Masanın üzerinde yarım kalmış çaylar, dağınık evraklar... Ve pencerenin önünde, koltuğa gömülmüştün   elinde tutuğu sigarayı hafifçe sallayan o vardı. 

Gece kapıyı yavaşça kapattı. "Neden geldin?" diye sordu, sesi odanın ağır havasında donuk bir yankı bırakarak. 

Adam başını yavaşça kaldırdı. Gözleri, Gece'nin siluetini süzerek, onu baştan aşağı taradı. Dudaklarında zehirli bir gülümseme belirdi. "Karımı özledim," dedi, kelimeleri baldan tatlı ama arkasında keskin bir tehdit saklıydı. "Yatağımıza başka kadınlar giriyor, karıcığım. Ama hiçbiri senin gibi... direnemiyor."

GAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin