7.BÖLÜM
Metehan'ın, beni başkasına emanet etme, isyanından sonra Nazenin hayatında ilk kez izin kullanıyordu. Gece boyunca Metehan'ın yatağında ve kollarında uyumuştu. Öğlene doğru gözlerini zar zor araladığında ise gördüğü yüz gülümsemesine sebep oldu.
"Günaydın..." diyen fısıltılı sesine gülümseyen yüze bakmayı sürdürdü. "Günaydın yavrum..." diyen uykulu, hırıltılı ve boğuk ses içini titretti sanki. Adamı yakasından tutup kendine çekerken, "Yavrum demen hoşuma gidiyor," diye fısıldadı.
"Senin bu halin de benim hoşuma gitti, yavrum," derken gözleriyle kadını bir güzel incelemişti.
"Hafta sonu sürprizi de sen hasta olunca yalan oldu. Hadi söyle artık, sürpriz neydi?" Gözünü açar açmaz aklına bunun gelmiş olmasına gülen Metehan, "Başka bir zaman o sürprizi öğreneceksin. Söz veriyorum. O zaman gelene kadar da ağzımdan laf alamazsın." Dediğinde Nazenin huysuzluk eder gibi omuz silkti.
"Ama merak etmiştim."
"Merak etmeye devam et."
"Ama Metehan..." derken gerinip bir yandan da dudak büken kadına tebessümle baktı. Boynuna sokulup tenine uzun bir öpücük bırakırken, elinin tersiyle gerdanına oradan da göğüslerinin arasına ilerledi.
"Biraz daha burada kalmaya devam edersek..." deyip soluklandı.
"Hele ki sen bu gecelikle koynumdayken, hele ki bu kahrolasıca gecelik beline kadar sıvanmışken ve bacakların gözlerime bayram ettiriyorken... Hele ki..." Son iki kelimeyi acı çeker gibi söyleyip kadının göğüslerinin arasına yaklaştı ve dudaklarını bastırdı.
"Dantel detayı yüreğimi yakarken... Git üstüne bir şey giy gözünü seveyim. Yoksa..."
"Yoksa ne komutan?" diyen kadının sesindeki arzuyu duyuyor, belinin yataktan havalanıp kendisine doğru yükseldiğini hissediyordu.
"Duramayabilirim... Ulan, yakacağım bu şehri diyorum... Anla be kadın." Sözlerine kahkaha atan Nazenin onu tek hamleyle yatağa devirip kolları arasından çıkıp ayaklandı.
"Şehri yakmanda sana eşlik edemem, hayatım. Sonuçta buraya bu şehri yakmaya değil, güzelleştirmeye geldim," deyip yürüyecekti ki Metehan dirseğinin üstünde yükselip ileri atıldı ve kadının belini kavradı.
"Beni yakıyorsun ama, Vali Hanım." Homurdanırken onu kendine çekmiş ve birlikte yatağa devrilmişlerdi.
"Sen sevgilimsin, benden gelen her ateş sana mübah. Sonuçta beni sen istedin. Peşimden koşup durdun."
"Dilbere bak ya... Delirtip delirtip gidiyor. Kadın... Oynama ayarlarımla," diye bağırırken üstünde yatan Nazenin'i gıdıklıyor bir yandan da kahkaha atıyordu.
"Gidemiyorum ki..." diyen Nazenin de karnını gıdıklayan parmaklar yüzünden kahkahalarla gülerken sözlerine zar zor devam etti: "Sabote ediyorsun. İki cilve yaptırmıyorsun."
"Bu, cilve değil kadın, bu ölüm gibi bir şey ama..." dedi Metehan. Sözlerini kıkırtılarıyla kesip, "Kimse ölmüyor mu?" sorusunu soran kadını kolları arasında tutmaya devam ederek döndü. Nazenin Yüzü yatağa değdiğinde bir an için nefesi kesildi.
"Ölüyor... Ben ölüyorum. Yaşadığını yeni fark eden bu deli..." derken sertleşen uzvunu ona usulca sürttü.
"Ölüyor..." Nazenin poposuna temas eden o ölüyü hissedip irkilirken altdudağını var gücüyle ısırsa da inlemiş, parmaklarını çarşaflara resmen saplayıp sıkmıştı.
"O kadar güzelsin ki..." diye fısıldayan Metehan geceliğin eteğini yavaşça yukarı itip kadının açıkta kalan tenine sokuldu. Bacaklarının arkasına öpücükler kondurarak usul usul ilerledi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMDEM
RomanceHemdem; canciğer olmak, çok yakın dost, yoldaş olmak anlamına gelmektedir. Birlikte, manasındaki 'Hem' kelimesiyle, nefes, can, zaman manasındaki 'Dem' kelimesinden oluşmuştur. Hemdem olunan kişi ile aynı zamanda yaşamak, aynı nefesi almak, bir can...