Kendinizi çok kaptırmayın tamam mı kızlar? (Dedi ve kendisi Gökmen'e kapıldı jsjsjsks)
Yazdığım en uzun bölümlerden değilse eğer ki bilin ki en uzun bölüm budur 😁 o yüzden ne yapıyoruz?
Yıldıza basıp bir sürü yorum bırakıyoruz.
İyi okumalar dilerim 💛
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gökmen'den...
"Duman acele et kızım!"
Mutfağı kahve makinemin ezdiği kahvenin hoş kokusu sarmışken Duman'ın kahvaltısını koymak için ilerledim. Hanımefendi hazretleri kumunu pisletmekle meşguldü, bugün İstanbul'a gidecektik Burhan'la. Duman'ı da Aysuna'ya bırakacaktım. Normalde yalnız bırakıyordum evde ama ameliyat olduktan sonra daha huysuzdu, ve uzağa gittiğim için geç dönersem ya da başıma bir iş gelirse diye önlem alıyordum, evimin anahtarı kimse de yoktu çünkü.
Onları baş başa bırakmak ne kadar doğru kestirmek zor olsa da şansımı deneyecektim. Duman'ın mamasını koyarken kuyruğu tavana değecek olan süslü, şımarık kızım bacağıma sürtünerek yanımdan geçti. Yandan bakıp sırıttım. O da az fena değildi, Aysuna'yı nasıl delirttiğini görüyordum, hoşuma gidiyordu.
"Sen yemeğini ye, ben de eşyalarını hazırlayayım. Anneye götüreceğim seni."
Kaba eğilmiş olan kafasını kaldırıp acı bir miyavlama ile bağırdı bana.
Sırıttım. "En azından artık 'anne' deyince anlıyorsun kim olduğunu." Eğilip başını okşadım. Huysuzluk yaparak kaçtı. "Aferin benim akıllı kızıma." Yatak odasının yolunu tuttuğumda arkamdan bağırmaya devam etti. "Uslu durursan belki anne sana yaş mama da verir." Yürümeye devam ederken başımı çevirip baktım. Söylenirken yemeğini yemeye devam ediyordu; yıllar içinde bana benzemeye başlamıştı sanki de. "Suyuna git. Ben öyle yapıyorum." Başını bir saniyeliğine kaptan kaldırıp bana doğru tısladı. Güldüm odaya girerken.
Saat sabahın dördüydü. Erken gidip erken dönmek istiyordum. Burhan da işe yetişemese de tüm gün heba olmadan bir şeyler yapmak istediğini söylemişti. Eğer bu işi de sağ salim atlatabilirsem Aysuna'yı Uçurtma'ya götürecektim. Pek gidesim olmasa da güzelim için mecbur...
Üstümü giyinip Duman'ın eşyalarını hazırladım. Bir tatile gitsek benden çok valizi olurdu. Bol bol yaş mama koydum, kavga ettikleri zaman Aysuna mama verirse Duman yumuşardı. Aralarını bulmaya çalışıyorum, ne yapayım?
Kaskımı, telefonumu, çantamı ve Duman'la çantasını alıp evden sonunda çıktığımda saat beşti. Duman'ı çantasına koymak yerine bu sefer ön beşiğini taktım göğsüme, ön ve arka patilerini deliklerden geçirip sırtını göğsüme doğru verdim. Hal böyle olunca fazla da hızlı gidemedim. Başını çevirip sağa sola bakıyor, yeni doğan güneşle turuncu gözleri parlıyordu. Işıkta yanımızda duran arabanın arka camı açıldı, çocuklar Duman'ı görünce ellerini uzanamayacak olmalarına rağmen uzatıp sevmeye çalıştılar. Tatlı olduğunu söylediler. Bu sırada Duman ne yaptı? Onlara ters ters bakıp dilini çıkarttı ve burun deliğini yaladı.