Writer's POV
Ertesi sabah şirket binası her zamankinden daha sessizdi.
Koridorlarda dolaşan adımlar daha temkinli, konuşmalar daha fısıltılıydı. Dün yaşanan olayların yankısı, duvarların arasında kalmış gibiydi ama herkesin zihnindeydi.
Özellikle Suji'nin.
Ofisine sabahın erken saatlerinde gelmiş, dosyaları hızlıca karıştırmıştı. Ama aradığı şey belgeler değil, kontrol duygusuydu. Ve onu kaybetmişti.
Masasında bir süre hareketsiz oturdu. Ellerini dizlerinin üzerinde birleştirmişti, ama gözleri boşluğa bakıyordu.
Sonra aniden ayağa kalktı. Aynaya doğru yürüdü. Gözlerine baktı.
"Bunu bana yapamaz," dedi kendi kendine. "Beni küçük düşüremez. Bu oyunu onun kazanmasına izin vermeyeceğim."
Wonyoung's POV
Yeni gün. Yeni görevler.
Ama hava biraz daha ağırdı bugün.
Asansördeyken, yanımda duran iki stajyerin bana bakıp sonra hızlıca gözlerini kaçırdığını fark ettim.
İnsanlar gerçeğin değil, dedikodunun peşinden koşardı. Bunu çoktan öğrenmiştim.
Ama bu kez içimdeki huzur başkaydı. Sunumun ardından Bay Park'ın bana söylediği hiçbir şey olmamıştı. Ama bakışları yeterince netti.
Sadece onay değil... hayranlık da vardı o bakışlarda.
Masama oturduğumda bilgisayarımı açmadan önce kısa bir nefes aldım. Bugün işler farklı ilerleyecekti, hissediyordum.
Az sonra ekranıma bir e-posta düştü. Gönderen: Sunghoon Park
Konu: Özel Rapor Değerlendirmesi
Sadece üç cümle vardı:
> "Dünkü katkınız için tekrar teşekkür ederim. Raporunuzu birebir incelemek istiyorum. Saat 14:30'da ofisime uğrayın."
Karnımda hafif bir kasılma hissettim. Heyecan mıydı bu, yoksa gerilim mi?
Sunghoon's POV
Ofisimde otururken saate gözüm sık sık kayıyordu.
14:30'a yirmi dakika vardı. Bir an önce zamanın akmasını umuyordum.
Bu bir rapor görüşmesi değildi. Bunu ben de biliyordum.
Wonyoung'un zekâsı ve duruşu beni etkilemişti. Ama bu, yalnızca profesyonel bir hayranlık değildi.
Onu merak ediyordum.
Nasıl böyle soğukkanlı olabiliyordu? Neden Suji gibi biri bile onun yanında sönük kalıyordu?
Kapı çaldı. Henüz saat tam değildi ama içeri o girdi.
Saçlarını toplamıştı. Gözleri sakindi ama dikkatli.
"Gelebilir miyim?"
"Tabii. Lütfen geç."
Masamın önüne geçti. Rapor dosyasını açtı ama ben gözlerimi ondan alamıyordum.
"Siz bakmadınız bile," dedi birden.
Kaşlarımı kaldırdım.
"Raporu açmadınız. Oysa beni görüşmeye çağırdınız."
"Doğru. Aslında rapordan çok, seninle konuşmak istedim."
Bakışları dondu. Ama hemen sonra gözlerini kaçırmadan, net bir şekilde sordu:
"Bu profesyonel bir görüşme değil mi, Bay Park?"
İşte o an... bir sessizlik oldu.
Ve kapı hızla açıldı.
