Herkese merhaba ve herkese iyi bayramlar dilerim. Sevdiklerinizle bir arada olduğunuz güzel bir bayram geçirmeniz dileğiyle...
6.BÖLÜM
Saat 17'yi gösterdiği an, koşar adım çıktı vilayet binasından ve hemen aracına geçti. Lojmana vardığında kendi evine girmeden Metehan'ın evinin kapısını çalmıştı. Yusuf Yüzbaşı kapıyı açtığında yüzündeki memnuniyetsiz ifadeyi görerek kaşlarını çattı."Affedersiniz ama bu adam ağzıma sıçtı. Neymiş, beyefendiye sizin gibi bakamıyormuşum. Ben Vali Hanım değilim, dedim. Olamazsın zaten dalyarak, dedi bana. Saatlerdir saate bakıyor, mesai bittiği andan beri dakikaları sayıyor. Azıcık aklı vardı, onu da size âşık olunca yitirdi. Hastayken de hiç çekilmiyor Allah affetsin. Gidiyorum ben." Yusuf paldır küldür evden çıkıp giderken, Nazenin onun ardından şaşkın şaşkın bakıp kalmıştı.
Eve girip kapıyı kapattı ve salona ilerledi. Koltukta uzanmış, arkasındaki kırlentlere sırtını dayamış, üstündeki battaniyenin altındaysa kaybolmuş adamın asık suratına baktı.
Salonda uğuldayan televizyonun sesini kısıp Metehan'a döndü. Gülmemek için çabalarken "Ne yaptın da Yusuf'u delirttin?" diye sordu.
"Senden başkası bana bakmasın, istemiyorum. Ayrıca..." deyip kadının kolunu kavradığı gibi koltuğa çekti ve yanına oturttu.
"Özledim seni."
Nazenin, çocuk gibi surat asmış, homurdanarak konuşan adama bakarken kahkahasına engel olamamıştı.
"İleride huysuz bir ihtiyar olacaksın. Ve ben seninle nasıl baş edeceğim bilmiyorum," derken Metehan'ın alnına dokundu. Alnındaki sıcaklık yok olmuştu. Elinin tersiyle Boynuna dokundu bu kez ve bir an bekledi. Orada da sıcaklık hissetmeyince rahat bir nefes aldı.
"Ateşin düşmüş. Duş aldın, değil mi?"
"Aldım," dedi aynı huysuz ses.
"Neden bu kadar huysuzsun? Ben yokken ne oldu?" Metehan iyice astı yüzünü ve homurdanarak konuştu.
"Beni kimseye emanet etme. Sonra dalga geçiyorlar." Nazenin şaşkınlıkla ona bakıp neler olduğunu anlamaya çalıştı.
"Kim dalga geçiyormuş beni şapşal bordomla?"
"Götü bokluların diline düştüm. Bunca yıldır hasta olmayan adammışım. Bana bakacak, naz yapacağım kadını bulunca hemen hasta olmuşum. Dalga geçtiler benimle." Nazenin duyduğu sözlerle içine içine gülerken, Metehan'ın yüzünü kavrayıp yanağına yaklaştı.
"Kıskanç onlar. Sen boş ver onları," der demez daha fazla dayanamayıp yüzünü adamın boynuna gömmüş ve kahkahalarla gülmeye başlamıştı.
"Çocuk musun sen? Buna mı surat asıyorsun? Yahu buna takılınır mı hiç?"
"Ama çok dalga geçti vicdansızlar. İyileşince hepsinin ağzına sıçacağım. Beklesin onlar. Hele bir iyileşeyim." Nazenin, onun hırsla söylediği sözlerle daha da gülerken geri çekilip, yüzünü yeniden kavradı ve burnunu burnuna usulca değdirdi.
"Komutan kimmiş göster onlara bebeğim."
"Göstereceğim!" diye dişlerini sıkarak homurdanan adamın yanına sokulup battaniyenin altına girdi ve başucundaki sehpada duran telefonu işaret etti.
"Alabilir miyim?" diye sordu telefona dokunmadan ve Metehan başını sallayıp, "Al tabii," diyerek izin verince aldı telefonunu.
"Kilidini ve timin mesaj grubunu açar mısın?" Metehan bir an duraksadıysa da onun ne yapacağını anlamıştı. Keyifle sırıtarak telefonun yanına parmağını dokundurdu. Telefonu onun elinden almadan kilidini açtı ve göğsüne yaslanan kadına sıkıca sarılıp, ne yapacağını görmek için onun omzunun yanından ekrana bakmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMDEM
RomanceHemdem; canciğer olmak, çok yakın dost, yoldaş olmak anlamına gelmektedir. Birlikte, manasındaki 'Hem' kelimesiyle, nefes, can, zaman manasındaki 'Dem' kelimesinden oluşmuştur. Hemdem olunan kişi ile aynı zamanda yaşamak, aynı nefesi almak, bir can...