"Mutlu olmak için gülmeye gerek yoktu, ailemin varlığını hatırlamam bile tebessüm etmeme yeterdi."
Şarkı: Dolu Kadehi Ters Tut - Islansın
★
"Ne yani... Şimdi sen benim babamsın," Ateş abim daha sonra eliyle annemi gösterdi. "Sen annemsin ve sizlerde benim kardeşlerimsiniz. Öyle mi? Doğru mu?"
Ateş abim yere düştükten sonra Bora abim hemen onu kaldırıp başını kontrol etmişti herhangi bir kanama var mı yok mu diye. Çok fazla sert çarptığı için çarptığı kısım çok fazla şişmişti ve tüm gece boyunca Bora abim Ateş abimin başına buz tutmuştu hiç uyumadan. Ateş abim uykuya daldıktan sonra diğer kalan hepimiz odaya doluşup Ateş abime ne olduğunu sormuştuk. Annemler ne olduğunu sonradan duyduğu için duyar duymaz gelmişlerdi aslında. Yani daha çok ben ve Tuğran abim sormamıştı çünkü Ateş abim başını çarpıp Bora abime kim olduğunu sorduğunuzda ikimizde oradaydık.
Bora abim annemle babama ve diğerlerine Ateş abimin yüksek ihtimalle başını feci sert çarptığı için kısa süreli hafıza kaybı yaşadığını söylemişti. Annem bunu duyar duymaz bayılacak gibi olduğunda babamla Asil abim annemi tutmuştu ve sakinleşmesi için koltuğa oturtmuşlardı.
Saatler sonra ise Maldivler'e giden uçağa binmiştik ve gidiyorduk. Evet, Ateş abim böyleyken tatile gidiyorduk çünkü kendisi hiel 'Maldivler' sözünü duyunca tüm acısını unutmuştu. Uçağın bulunduğumuz kısımda sadece biz dışında başka bir adam vardı ve o da zaten kulaklık takıyordu. Tahminimce bizi duymuyordu. Bu yüzden rahat rahat konuşuyorduk sürekli, zaten rahatsız olma ihtimaline karşı bağırarak konuşmuyorduk da.
Ateş abim hepimizi incelerken anneme döndü ve "Onca çocuk arasından sadece bu mu kız oldu?" diye sordu işaret parmağıyla beni işaret ederken, inanamıyor gibiydi. Onca erkeğin arasında tek kız olmam ona imkansız geliyor olmalıydı sanırım. Annem başını sallayıp "Evet." dedi oğlunun dibinde durup alnına düşen tutamlarını önünden çekip. "Ayrıca bu değil, Günce. Senin kız kardeşin."
Ateş abim yeniden bana dönüp beni incelerken tebessüm ettim istemsizce. Ateş abim belki neden tebessüm ettiğimi anlamamıştı ama diğerleri anlamıştı tabiki. Onların aralarına sonradan geldiğim için onları tanımaya çalışırken kendi içimde bende böyleydim belki biraz farkla. Bana istemsizce kendimi hatırlatmıştı.
Ateş abim bu sefer diğerlerine bakarken "Yani kusura bakmada Elzem Hanım annem bu kadar çocuğu nasıl doğurdun sen?" diye sordu bu durumu garipsediğini belirterek. Sonra babama döndü. "Maşallah baba bey de hiçbir seneyi boş geçmemiş."
Hepimiz kocaman bir kahkaha atarken Arslan "Can çıkar huy çıkmaz derler ya... Ateş abimde öyle yemin ederim." dedi eğlendiğini belki ederek. Alp'te sırıtırken kolunu omzuma attı. Başımı direkt omzuna yaslarken "Sen elimize düşmedin mi Ateş efendi?" diye sordu. "Artık senin devrin bitti, bizimki başlıyor."
Ateş abim Alp'in ne demek istediğini anlamıyordu çünkü yaşadığı hiçbir şeyi hatırlamadığı için cümlelerine anlam veremiyordu. Hafızası yerindeyken bize az çektirmemişti. Tüyleri saydırmasından sabah buzlu suyla uyandırmasına, beni balkondan sallandırmasından üçüzlerimi yorganla dürüm yapmasına...
Ateş abim garipseyerek bana, Arslan'a ve Alp'e baktı. "Siz ne biçim üçüzsünüz böyle? Hiç benzemiyorsunuz bile." Alp'in dediği şeyle ilgilenmemiş gibiydi çünkü zaten hafızası yerinde olmadığı için bize ne yaptığı hakkında fikri yoktu ve bu sebeple de biz ona ne yaparsak yapalım kaderine razı gelecekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNCE | Gerçek Ailem
General FictionGerçek Ailem. "Kalbi atmaz ama nefeste almaz, Gözlerini açmaz ama yüreği de susmaz, Ruhu hiç kanamaz ama ağlamayı da bırakmaz, Başını çevirip onlara bakar ama gerçek ailesinden haberi olmaz..." Ben Günce Kara, bir kere bile gülemeyen ama kendi derd...