36.Bölüm

3.5K 357 135
                                        

Merhabalar Ben geldim.

Bu bölümümüz değerli okurum  @ysemnakt'a gelsin. Varlığını hissettirdiğin ve yanımda olduğun için çok teşekkür ederim

Keyifli okumalar

🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🖤

Mardinde selalar okundu minarelerden. Duyan şaşırdı.. Tanırlar, sayar , severlerdi Zeren hanımı.

Konağa haberle herkes dağıldı. Bomba etkisi yaratmıştı bu haber ruhen dağıldıkları gibi gerçektende her biri bir yana dağılmıştı.

Berivan...
Çok ağlıyordu. İçi yanıyordu. Çok pişmandı Berivan çok. Yıllar önce bu konağa gelin girdiğinde onu hor gören kaynanasına karşı en çok Zeren durmuştu yanında. Yıllarca gizli gizli ağladığında destek olmuşlardı birbirlerine. Ama yüreği dayanmamıştı o kızın çektiklerine vurmuştu birde o kadına. Şimdi öğreniyordu hasta olduğunu. Hiç bilmemişti ki. Ettiği sözler yankılandı hep kulağında. Yüreği pişmanlıkla kavruldu.

Asminde herkes gibi üzgündü. Mısra ile bir olup cenaze hazırlıklarına girilmişlerdi duydukları gibi ama hem ağlayıp hem gelen gideni ağırlıyorlardı. Annesini kaybettiğinde dizlerinde ağladığı kadını kaybetmişti Asmin. O da çok kızardı Saye'ye davranışına ama kendisine 'öte git' bile dememişti hiç.

Dicle hanım , başın sağ olsunları kabul ederken, bir yandan göz yaşlarını siliyordu. Zordu hepsi için. Ne gelirdi ki elden üzülüp ağlamaktan başka. Ölümde bu dünyanın bir gerçeğiydi.

Mardin halkı üzülmüştü bu ani vefata.

Herkes duymuştu Sidar'ın bulunduğunu. Şaşırmışlardı. Karan ağa'nın yanında yıllarca gördükleri adamın Sidar olduğunu öğrendiklerinde herkes şaşırmıştı.

Bir zamanlar , Mardinde herkesin konuştuğu Zerenin ağıtı. Şimdi ise dillerden dillere efsaneye dönüşmüştü. 'Kadın, kayıp oğluna kavuştu canını teslim etti ecele' dediler. 'Gözleri açık gitmedi. Gördü oğlunu' dediler. 'Oğlunu görüşüne kalbi dayanmamış öyle ölmüş' bile dediler. Herkes hep yaptığı şeyi yaptı yine. Sadece konuştu.

Adil ağa...
Aldığı telefondan sonra Karan'ın ne dediğini başta kestiremedi. Nasıl olurdu böyle bir şey.Bu gerçeği kabul ettiğinde yine Yaradanına sığındı. Kalkıp eline aldığı Kuran-ı Kerimden sureler okudu. Dualar etti sevdiğine. Gözlerinden sicim gibi akan yaşlarla buğulu gördüğü sayfaları bir bir çevirdi.

Yağız...
Yaktı yine, yıktı Yağız. Geçirdiği sinir krizini sakinleştirmek Azad amcasına düşmüştü. Haberi duyan Emiroğlu aşiretinden herkes Yağız konağına gitmişlerdi. Yağızı dizginleyemeyen Azad'a Rasim ağa yardıma etti en sonunda, damadına sarılarak sakinleştirdi. Sinirleri boşaldığında yere çöküp çocuk gibi ağlarken utanmadı.

S.A.Y.E.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin