18 *MAHKUM*

2.6K 154 137
                                        

hoş geldiniz ♥️

Öncelikle hepinizden özür dilerim, bölüm çok uzun ama eminim istediğiniz gibi bir bölüm gelmedi..

Lütfen kusura bakmayın bu aralar gerçekten çok yoğunum. İnanın elimden geleni yazmaya çalışıyorum.

Diğer bölüm de sizi çok güzel şeyler bekliyor..

nişan ve kaçırılma olacak bu da size spoi olsun..

Satırlar da yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz

lütfen satırlar da yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın

Sınır 90 yıldız 100 yorum

‼️Sizden ricam lütfen sırf sınırı doldurmak için saçma sapan emojiler atmayın veya saçma sapan harfler göndermeyin lütfen ‼️

*****

"18 BÖLÜM"

MAHKUM

Şu an hepimiz havaalanının önündeydik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu an hepimiz havaalanının önündeydik. Güneş, sabahın erken saatlerine rağmen kendini belli etmeye başlamış, pistin kenarındaki metal korkuluklar üzerinde sıcaklığını hissettiriyordu. Geriye dönüp baktığımda, dün akşamki gibi içimde çılgınca çarpan bir heyecan yoktu belki ama... yine de kalbimin kıyısında bir kıpırtı vardı. Belirsizlikle karışık bir heyecan. Sanki ruhumun bir köşesi hâlâ bu yolculuğa hazır değilmiş gibi.

Yanımda Massimo, sessizce bir iki adım ötede duruyordu. Siyah takım elbisesi içindeydi ama gömleğinin üst düğmeleri açık, kolları biraz kıvrıktı. Elinde telefon vardı ama gözleri ara ara pistin girişine, beklediğimiz arabaların geleceği yöne kayıyordu. Onun bu sessiz sabrı ve dışa vurmamaya çalıştığı hissedebiliyordum.

Annem yanımızdaydı. Sırtında şık ama sade bir trençkot, elinde küçük bir valiz. Onlarla daha önce tanıştığı için gerginlik beklemiyordum, ama bu sahnenin içinde olmak annemin gözlerini biraz daha yorgun, biraz daha uykusuz yapmıştı. Yine de güçlüydü. Ayakta duruşunda, çenesinin hafif yukarı kalkıklığında hâlâ o bildik zarafet vardı. Göz göze geldiğimizde bana küçük bir tebessüm etti. Ben de aynı şekilde karşılık verdim.

Ve tam o anda, önümüzde siyah bir araç yavaşça durdu.

Kapı açıldığında, içeriden ilk çıkan kişi Yiğit oldu. Sanki zaman bir anlığına ağır çekime geçti. Güneş ışığı tam omzuna vurmuştu. Beyaz gömleği bedenine tam oturuyordu; kol detayları zarif ama maskülendi. Üzerindeki siyah pantolon, onun uzun ve kararlı adımlarını daha da belirginleştiriyordu. Yürürken gömleğinin kumaşı hafifçe dalgalanıyor, bileğinde taşıdığı saat, güneşle parıldıyordu. O an, sadece benim değil, çevredeki diğer kadınların da gözlerinin ona takıldığını hissedebiliyordum. Yiğit, farkında bile olmadan dikkat çeken adamlardandı.

Masumiyetin Sonu  (La fine dell'innocenza) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin