Kapının açılmasıyla içeriye giren adamıma döndüm. Beklenti içinde baktığımda yüzünde ki piç sırıtışı hayra alametti demek ki. Bulmuştu.
"Abi, buldum. 24 yaşında , okuyormuş ondan görmemişsin bu zamana kadar. Abisinin düğünü için gelmiş. Temelli dön...
Selamlar!! Ufak bir ara veriyoruz bu bölümden sonra biliyorsunuz. Bölüm sonuna beni çok sevdiğinizi yazacağınıza eminim. Çünkü bende sizi çok seviyorum
Birinci bölümden itibaren gerekli düzenlemeler yapacağım. Kurguda değişim olmayacak sadece kelime ve yazım yanlışlarını düzelteceğim. Konu belliydi hep ama acele yazdım. Günde ikişer bölümler attığım oldu. Mazur görünüz.
Bu bölümüm söz verdiğim gibi Saye'nin anasının derdini en çok merak eden iki okurum için gelsin @yin_nhiar ve @mavi8448 çatladılar meraktan😅 Onları da çok seviyorum.
Artık bölümümüze geçelim
♾
Keyifli okumalar
♾
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🖤
Yediği dayağın sabahında beli ağrıyordu yine genç kadının. Bu çilesinden bıkalı yıllar oluyordu. Bu hayatta tek önemsediği şey vardı. Neva'sı...
Sabahında kalkıp evi toparladı. İlk başlarda sığınak olarak gördüğü bu ev zamanla cehennemine dönüştü. Diyarbakır'da yaşarlardı. Orada biz kaç konu komşuya bahsetti durumdan, kınadı herkes, adam senin dayındır nasıl konuşursun olmaz öyle şey dedi, inanmadılar genç kadına, kaç kez dövüldüğünü saymadı. Kaç gün çırıl çıplak dayak yediğini.
O böyle olsun istememişti. Bir gün bir adama denk geldi. Güvendi. Şimdi ise onun söylediğini yapacaktı. Kötü bir şeydi bu. Ama Neva'sı ve kendi için tek çıkış yolu buydu. Bilinmedik bir şehre gider elimde ki parayla da hayatımı kurarım dedi.
"Zümrütüm"dedi o leş sesiyle. Bir dayı yeğenine bunu nasıl layık götürdü.
"Buyur"dedi sadece Zümrüt, yıllarca karşılık verdi de ne oldu. Yediği dayakla susturulup oturdu.
"Geç kalma, o zenginlerin isteği bitmez. Çıkışta ben seni almaya gelirim"demesiyle kafasını salladı ağır ağır Zümrüt.
Yemenisini boynundan atıp üzerinde ki yeşil elbiseyi düzeltti. Gözleri gibi yeşil elbisesi insan içine çıkacak bir bu vardı işte elbise olarak. Sol kolunda ki izi hiçe saydı. Hayatım böylesine rezilken, kendim rezil olsam ne olur, deyip oda da oynayan küçük kızını kucağına aldı. Ne güzeldi küçük bebeği.
Kıvır kıvır saçları, yeşil gözleriyle bakanın bir kere daha baktığı bir çocuktu. Hasret kalacakmışcasına öpüp kokladı kollarının altında kıkırdayan kızını. Kucağına alıp ayaklandığında evden dışarı çıktı. Son kez tahta kapıyı çekerken eve öylece baktı. Yıllardır mahsur olduğu eve. O nursuzun yüzü görmektense kara toprağın altını yeğlerdi. Nefes aldı iyice, o adamdan uzakta olduğu her yerde derin derin nefes alırdı zaten.