Soluk soluğa eve girdim, az önce yaşadığım adrenalin yüzünden kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
"Kızım, sen mi geldin?" diye seslenen babam ile sesimin normal çıkması adına boğazımı temizledim. "Evet baba, ben geldim." dedim sakince. "Ben odama geçiyorum yoruldum."
Hızlı adımlarla odama geçip kapıyı kapattım. Biri beni takip ediyordu. Yaman ile piknikte birinin bizi izlediğini hissetmiştim, sonrasında ne kadar yanıldığımı düşünsem de artık emindim. O gün bizi izleyen kişi ile bugün beni takip eden kişi aynı kişiydi.
Ne yapacağımı bilmeden odada bir sağa bir sola dolaşıyordum. Annem ve babama söylersem aşırı derecede evham yapacaklardı. Yapacağım en mantıklı şeyi yapıp telefonu elime aldım ve Yaman'ı aradım.
İkinci çalışta açılan telefon ile rahat bir nefes alıp sakinleşmek adına yatağıma oturdum. "Efendim Asya'm?" duyduğum sakin ses ile rahatlamıştım sanki.
"Yaman..." dedim gergince. Soluk ve çatallı bir şekilde konuşmuştum. "Ne oldu? Asya iyi misin, bu sesinin hâli ne?" Yaman, endişeyle soru sormaya başladı.
"Biri beni takip etti. Hastaneden çıkmıştım, eve geliyordum-" hızlı hızlı anlatmaya devam ederken Yaman sözümü kesti. "Ne? Ne demek biri seni takip etti? İyi misin bir şey oldu mu? Neredesin?" karşı taraftan hışırtı sesi geldi.
"İyiyim, sakin ol... Bir şey olmadı, takip ettiğini anladığımda o kişinin üstüne ilerledim ama yüzünü göremedim. Şu anda evdeyim." bütün sorularını tek tek yanıtladım. Köşesinden kalkıp yatağa zıplayan Sid'e baktım sanki gerginliğimi hissetmişti.
Kafasını dizlerime sürterek kucağıma geçip oturdu ve bakışlarını üzerime dikti, hafif tebessüm ederek kafasına minik bir öpücük kondurdum.
"Ben geliyorum. Telefondan olmaz, seni görmem lazım güzelim. Ben aramadan evden çıkma." dediğinde görmeyeceğini bilsem de kafamı salladım. "Tamam." diye mırıldanıp telefonu kapattım.
"Sid bebeğim, ne oluyor?" mırıldanmama karşılık Sid miyavladı.
Kim olabilirdi?
Düşüncelerim arasında boğuşurken odaya annem girdi. "Asya, ne yapıyorsun kızım?" dedi sorguyla. "İyi misin?" odaya girip kapıyı kapattı. Normalde olsa işten geldiğimde annemle babama salça olup odama geçtiğim için merak etmişti.
"Oturuyorum anne. İyiyim... Sadece çok yorucu bir gündü." dedim yalandan gülümseyerek.
Pek inanmamıştı.
Fakat sorgulamadı. "Öyle olsun." dedi ve sonra ekledi. "Bir sorun varsa anlatabilirsin, kızım. Biliyorsun, değil mi?" iş ile ilgili bir sorun olduğunu düşünmüştü. Ancak desteğini hissetmek iyi geldiği için gülümsedim.
"Biliyorum..."
Annem yaklaşarak saçlarıma öpücük bıraktı, "Hadi elini yüzünü yıka, içeri gel. Baban seviyorsun diye vişneli dondurma aldı." dediğinde kıkırdamıştım.
Böyle bir aileye sahip olduğum için çok şanslıydım.
"Yaman geliyordu, beş dakikaya gelir. Onun yanına inecektim aşağıya." dediğimde keyifle güldü. "İyi iyi... Ara o da gelsin, oturursunuz ne olacak?" dediğinde itiraz ederek "Konuşacaklarımız vardı." dedim.
"Ay iki dakika selam verdikten sonra odana geçersiniz. Rahat rahat konuşursunuz, bir şey olmaz. Hem baban da böyle şeyleri sorun etmez." itiraz istemeyen bir tavırla konuştuğunda kafamı salladım.
Babam bazı insanlara göre fazla rahat bir insan olabilirdi ama öyle değildi. Sadece bana ve duygularıma saygısı vardı, her durumda da arkamda dururdu. Belirli kalıp düşüncelerden sıyrılmış bir adamdı. Mutlu olduğum sürece o da mutluydu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKİŞ TUTMAZ AŞK | Texting
General Fiction05***: Hanımefendi yeter artık. Sizinle evlenmek istemiyorum. Bu kadar ısrar etmenizi anlamıyorum. Asya: Oha ilk defa biri bana hanımefendi diyor? Doğru kişiye mi yazdın la? Asya: Ayrıca ben kimseye evlilik teklifi falan etmedim aq 💫 Tamamen eğlenc...