Kapının açılmasıyla içeriye giren adamıma döndüm. Beklenti içinde baktığımda yüzünde ki piç sırıtışı hayra alametti demek ki. Bulmuştu.
"Abi, buldum. 24 yaşında , okuyormuş ondan görmemişsin bu zamana kadar. Abisinin düğünü için gelmiş. Temelli dön...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Utanmıştım.
Kimseye tek kelime konuşacak halde değildim. Konuşsam ne diyecektim ki. Abimin bana vuran sağ elinin hizasında bakışlarım yükseldi. Asaf abimin sağ gözünden bir damla yaş düştü. Miran abim abime bağırıyordu.
Amcam ve Oğuzhan abim Karan'ı tutmaya çalışıyordu. Gözlerinin içine son kez baktığım Asaf abim ağzını dahi açamaz haldeydi. Bana vuran eli şimdi titriyordu.
O kadının bu topraklarda yok sayıldığını bildiği halde karısını el üstünde tutan adamdı. O hiç utanmadan sevgisini gösterip kız kardeşini kızı gibi seven adam. O bugün o elini kaldırrarak beni yaralamamıştı. Çocukluğumun kahramanını, genç kızlığımın sığınağını, bu günümün babasını yaralamıştı.
Bunu hak etsem bile sineye çekmezdim. Peki bir tokat nasıl hak edilirdi? Ne yapması gerekirdi insanın böyle küçük düşürücü bir tokat yerken. Asaf abim yerinde sendeledi. Ayakta zor durur haldeydi. Gözlerinde ki yıkım beni de yıktı.
Bana yaklaşmaya çalışan Miran abimdi. Olayın şokundan çıkmam biraz zaman almıştı. Bende kendimce övünüyordum işte abilerimin varlıkları yeter diye. Değilmiş işte.
Bana doğru gelen ikinci kişi Karandı. Durmadan bağırışları odanın her bir metre karesini doldururken ateş saçıyordu etrafa. Benden çok tepki vermişti. Yerimde öylece kalakalmış ben ağzımı dahi açmamıştım henüz.
Dur işareti yapar gibi kaldırdığım elimle herkes yerinde kaldı.Avuç içimden öpen iki adama karşı açtığım avucum set oldu sanki aramıza, görünmez bir sınır çekti. Susuverdi her biri. Asaf abim yüzüme bakamıyordu artık. Elimde takılı kalmıştı bakışları. Elimi geri indirip odanın kapısından çıkmamla ardımdan Karanın bağırışlarını duyuyordum.
Amcamın azarlarını. Miran abimim yakıp yıkmasını belki Oğuzhan abimin isyanını duyuyorum ama Asaf abimin sesini hiç duymadım o andan sonra. İndiğim merdivenle peşimden kimse gelmedi. Girdiğim kadın tuvaletinde iki kabin uzun bir el yıkama lavabosu vardı. İçeri de bir anne eğilmiş oğlunun ellerini temizliyordu. Aldırmadan kabinlerden birine kendimi attığımda sustum. Şimdi kriz geçirmenin yeri de değildi. Zamanı hiç değildi.
Bir kaç dakika geçti. Nefes alışımı düzene sokup gözümden sessizce düşen damlayı elimle hırsla sildim. Kabinden çıktığımda el yıkama lavabosunun önüne geldim.
"Ah be oğlum her yerimi çorba ettin"diye konuşan gayet normal tesettür kıyafetlerle görünürken üzerine geçirdiği kara çarşafı bedeninde düzeltti. Askılıkta asılı olan diğer kara çarşafa takıldı gözlerim aynanın yansımasından.