14.Bölüm

5.4K 342 100
                                        

Keyifli okumalar.

Yorumlardayım her zaman ki gibi lütfen fikrinizi belirtin.

♾

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Günlerce acı çeken biri feraha nasıl ererdi bilmiyorum. Çölde susuz kalmış biri nasıl olurdu bir suyu bulduğunda. Bir aç ne zaman doğardı? Bir aşık ne zaman kavuşurdu maşukuna. Bunların cevabı bende yoktu.

Zamanında kanla sulanmış bu topraklar, şimdi kan biçiyordu belki de. Aksi halde bu kadar insan nasıl kana susardı? Can almak can vermek Allaha mahsustu ama. Fiziksel kanayan yaranın haricinde insanın ruhu da kanamaz mıydı?

Ufak bir çocuğun yere düşüşü herkesi üzer değil mi? Peki insanoğlu neden gülerdi ki kocaman kocaman insanların düşüşüne. Bir köpek , çöpün kenarından yemek yediğinde daha da beslemek için kaplarla yemek koyarız. Kimse yadırgamaz oysa. Peki bir insan çöp kenarından yemek yediğinde neden değişir o bakışlar.

Dünümüz dünde kalsın diye sıralarken duaları, meğer bugünümüze şükretmek gerekirmiş. Tamda o noktadaydım. Şükür düşmüyordu dilimden. Yağız abimin uyandığını duydum duyalı içim ayrı heyecanlıydı. Oğuzhan abim sevinçle arabayı öyle bir kullandı ki. Dışına çıkan içime rağmen , hastanenin koridorunda yürüyorduk şimdi.

Danışmada ki çalışan arkadaşlardan abimi taşıdıkları odayı öğrendiğimizde asansöre yöneldik. Asansörün aynasına yansıyan görüntüm çok bitkindi. Uzun siyah saçlarım düz şekilde omuzlarımdan akmış. Üzerimde ki bordo bluz gayet sade duruyordu. Solgun yüzüme rağmen bedenime renk katıyordu. Sıradan bir ispanyol paça siyah pantolonumla iyiydim işte. Hastanedeyken hep üzerime önlük giydiğimden sorun olmuyordu. Asansörün durmasıyla abimle seri bir şekilde indik.

Odaların birinin önünde iki üç adam gördüğümde orası olduğunu anladım. Yaklaştığımızda geniş ferah odanın içi ana baba günüydü. Gerçek manada.

Abim yatağına uzanmış gözleri açıktı. Kaç gündür ona olan hasretim şuan son bulmuş gibiydi. Bakışları hızlıca beni buldu.

"Abicim"diye yanaşıp elini tutan Oğuzhan abim oldu. Anlaşamıyorlar görünse de birbirlerine asla dayanamıyorlardı.

"Nasıl hissediyorsun?"diye sordum diğer yanında ki annem çekilmediğinden uzaktan uzaktan konuşmak zorunda kalmıştım. Annesiydi otursun yanına deyip geçip Dicle halamın yanına oturup bakışlarımı abimden çekmedim.

"İyiyim bir tanem. Sayenizde Saye hanım"dedi gülümseyerek.

"Yanlışın var maalesef ben sana bakmadım. İlk muayeneni yapıp Sedef'in ameliyatına girdim."dediğimde daha da güldü.

S.A.Y.E.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin