"Burası... benim evim değil," diye fısıldadım, sesim titrek ve zayıftı. Massimo hafifçe başını bana yaklaştırdı, gözlerini yüzüme sabitleyerek beni inceledi.
"İtalya'ya gidene kadar burası senin evin," dedi, sesi yumuşaktı ama arkasında sert bir kes...
Satırlar da yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz
lütfen satırlar da yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın
Sınır 105 yıldız 150 yorum
‼️Sizden ricam lütfen sırf sınırı doldurmak için saçma sapan emojiler atmayın veya saçma sapan harfler göndermeyin lütfen ‼️
*****
"15 BÖLÜM"
KIRIK ZAMANLAR
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bak, Ela... Bak nasıl acı çekiyor. Hepsi senin için."
"Lüt- Lütfen!" diye inledi Kaan, sesi boğuk ve kırık.
Kaan'a yaklaşıp yardım etmek istediğim. Ama Massimo'nun bana diktiği o bakış, hareket etmeme izin vermiyordu. "Bir adım atarsan, annenin başına gelecekleri hayal et."
"Bak, Ela," diye seslendi bana. "Bak nasıl ödüyor." Gözlerimi kapattım. Ama Massimo'nun ani sesiyle açılmak zorunda kaldım.
"Gözlerini açık tut!" diye hırladı.
"Bunu senin için yapıyorum," diyordu Massimo, sanki bir aşk şiiri okuyor gibiydi. "Seni seven biri, seni korumalı. Değil mi?"
"Bitti mi?" diye sordum, sesim bir fısıltıdan ibaretti.
Massimo gülümsedi. "Hayır, sevgilim. Bu sadece başlangıç."
Bu kabus asla bitmeyecekti.
"Bak," dedi Massimo, nefes nefese. "İşte kalbi. Senin için çarpıyor."
Massimo geri çekildi, ceketinin cebinden bir tabanca çıkardı. Siyah, soğuk, ölümün ta kendisi. Silahın namlusunu Kaan'ın alnına dayadı. Kaan'ın bilinci yerinde miydi bilemiyordum, ama Massimo'nun sözlerini duyduğundan emindim.
"Bu sadece Ela için değil," diye fısıldadı Massimo, sesi buz kesmiş bir nefretle doluydu. "Defneyi, hatırlıyor musun? Onun nasıl hayır dediğine rağmen tecavüz ettiğini? Ya Pınarı? Senin yüzünden intihar etti. Sanırım Ecem'den bahsetmeme gerek yok. Üç kadın... Üç hayat. Ve şimdi, sonunda hak ettiğin karşılığı alacaksın."
"Cehennemde unutma beni." Silah sesi deponun duvarlarında yankılandı. Kaan'ın kafası arkaya fırladı, ensesinden bir parça kopmuş gibi savruldu.