34. Bölüm 🕌 Hafız

143 31 47
                                        


Berinay EL

"Ben iyi olduğumu zannediyordum. Her şey yolunda gidiyordu. Kendimle, yaşadıklarımla barışmıştım. Yaşadığım acılara rağmen şükretmeyi öğrenmiştim. Sonra bu yaşadığım olay..." Derin nefes alıp verdim. Göz temasını koruyarak beni dinliyordu. Dudaklarımda manidar bir gülümseme belirdi. "Hiçbir şey boşuna değildi. Bu olay beni derinden sarsmış olsa da beni kendime getirdi sanki. Şükrediyorum. Rabbim benim için daha güzelini murâd etmiş meğerse. Gerçekler yüzüme çarptı. Aklım, kalbim yorgun değil artık, aksine kuş gibi hafifim..."

Gülümsedi, Doktor Hanım. "Peki şimdi Acar hakkında ne düşünüyorsun?" dediğinde kalp atışlarım hızlandı. Utandım yine. Al al olmuştur yanaklarım kesin.

"Evlenme teklifi ettiği o günden sonra iki ay geçti. Ailemden sonra güvendiğim ilk insan o oldu. Güvenimi sarsacak herhangi bir hareketini görmedim. Geçen hafta nişanlandığımızı söylemiştim size." deyip gözlerimi kucağımdaki elime çevirdim. 

Tektaş yüzüğümün yanında altın bir alyansım oldu. Bazen kimse görmeden öpüyor, bir çocuğun yanağını okşar gibi okşuyorum alyansımı. Bizi birbirimize bağlayan alyansımı öperken sanki Acar'ın yüreğini öpüyorum umutla. Mutluluğumu tarif edemiyorum. 

İçimde gitgide büyüyen heyecanla başımı kaldırdım. "Ve biz dün nikah tarihimizi aldık. Yaz tatilinde evleneceğiz inşallah." dediğimde Doktor Hanım çok sevindi. "Buradan çıktıktan sonra Kuran kursuna gideceğim inşallah. Hafızlık bitiyor."

Gözlerim yaşardı birdenbire. Gülümsüyorum. Yerimden kalktım küçük bir kız çocuğu gibi. Umudunu yitirmeyen, deli dolu Berinay'ım ben hâlâ. Doktor Hanım'ın yanına geldiğimde yerinden kalktı. Sıkıca sarıldım. Kendimi fark etmemde yardımcı olduğu için teşekkür ediyor, sevincimi içimden geldiği gibi gösteriyordum. 

"Çok azimli ve güçlüsün, Berinay. Gerçekten iyi olmayı istemeseydin bu noktaya gelemezdik. Senin adına çok seviniyorum. Umarım her şey dilediğin gibi gönlünce olur."

Islak yanaklarımı sildi şefkatle. Duygulu bakışları arasında gülümsüyordu. "Düğünüme sizi de davet ediyorum. Gelirseniz çok mutlu olurum." dedim gülümseyerek. Gelmek istediğini söyledi. Son kez sarıldıktan sonra vedalaşarak ayrıldım yanından. Dışarı çıktığımda babam oturduğu koltuktan ayağa kalktı. Son seansa babamla birlikte geldim.

"Nasıl geçti güzel kızım?" 

"Çok güzel." dedim gülerek. Babam kollarını bana sardı keyifle. Güvenli kolları arasında yerimi aldım. Şimdi aklımda hafızlık var. Çok istediğim hafızlığı tamamlamak istiyorum. Hafız olmak istiyorum. Ve sonra Acar ile evlenmek...

___

Cemal EL

"O kovayı ne yapacaksın oğlum?"

"Ablamı ıslamak için, anne." dedim kınayıcı bakışlarımla. Bilmiyormuş gibi soruyor bir de. Rahat tavır takındım. Çok şükür. "Bu kapıdan hafız olarak çıkacak inşallah."

Güldüler. Kovanın rengine mi gülüyorlar acaba? Evde kırmızı renk kova vardı, ne yapayım. Aman.

"Islamak için bir bardak su yeterli, Cemal. Hocası ıslayacak zaten." dedi Acar Abi konuya açıklık getirerek. Acar Abi olmasa dalgaya alacaklar beni. O kadar altı yüz sayfa Kur'an ezberine bir bardak su mu?

"Boşuna mı taşıdım şimdi ben bir kova suyu?" dedim düşünceli hâlde saçlarımı karıştırarak. Ablam üşümesin diye ılık su getirmiştim. Kovayı geldiğimizden beri kucaklıyorum su soğumasın diye. Elimi kovaya soktum. Soğuyor bu.

RAMAZAN ŞENLİKLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin