05***: Hanımefendi yeter artık. Sizinle evlenmek istemiyorum. Bu kadar ısrar etmenizi anlamıyorum.
Asya: Oha ilk defa biri bana hanımefendi diyor? Doğru kişiye mi yazdın la?
Asya: Ayrıca ben kimseye evlilik teklifi falan etmedim aq
💫
Tamamen eğlenc...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yere serdiğim sofranın üzerine özenle dizdiğim atıştırmalıklar ile gülümsedim. Güzel görünüyordu.
Elini sarma tabağına uzatan Melih'in eline vurdum. "Lan sen defolup gitsene!" dedim gıcık bir şekilde.
Melih hediyeyi getirdikten sonra gitmemişti. Benim Yaman'a hediye aldığımı öğrenince şaşırmıştı. Ve piknik yapacağımızı anladığı anda yemekleri yürütme derdine girmişti.
"Of tamam be, gidiyoruz." dedi ayağa kalkarak. Tripli hâline göz devirip bir iki tane sarma ve patatesli börek alıp tabağa koydum, umursamazca ona uzattım.
İyilik yaptığımda şımarıyordu.
"Ya seviyorum seni he!" diyerek kafamı sertçe çekip başıma bir öpücük bıraktı. Dengem kaymıştı. "Allah belanı versin eşek!" dövüyor muydu, seviyor muydu belli değildi.
Melih beni takmadan tabağı alıp benden uzaklaşmaya başladı. "Sus kız cimcime." dalga geçiyordu şerefsiz.
Benim olmayan kardeşimdi, salaktı falan ama seviyordum.
Melih gittiğinde saate bakmak için telefonu açtım, Yaman hâlâ yoktu. Ben buluşacağımız saatten bayağı erken gelmiştim.
Karşımda duran hediyeye baktım.
Bisiklet almıştım.
Yaman'ın söylediğine göre hiç bisikleti olmamıştı ve ben ona ilk bisikletini almak istemiştim. Bisikleti alacağım mekan piknik alanına uzaktı, benim getirmem sıkıntı olabileceği için Melih'ten nazikçe(!) yardım istemiştim.
Araba sesi duyduğumda izlediğim videolardan kafamı kaldırdım, Yaman gelmişti. Oturduğum sofradan heyecanla kalktım, büyük adımlarla arabanın yanına gittim.
Yaman arabadan çıktığında önünde durdum, "Hoş geldinn!" dedim gülümseyerek. Onu görünce çocuksu bir sevinç sarmıştı etrafımı. Kumral saçları uzamıştı ve dağınık durması onu daha da çekici yapıyordu.
"Hoş buldum, güzelim." diyerek kollarını açtığında vakit kaybetmeden kolları arasına girdim. Yaman şakağıma dudaklarını bastırdı, her durumda sevgisini hissettiriyordu. Ve ben bundan inanılmaz keyif alıyordum.
"Neden erken geldin ki?" dediğinde geri çekildim. Bütün dikkati benim üzerimde olduğu için hediyeyi hâlâ fark etmemişti.
"Hediye için." ellerimle bisikleti gösterdim, yeni gördüğü bisiklet ile şaşkınlıkla ağzı açıldı. Ne diyeceğini bilemeden tekrar kapattı.
Çok mutlu olduğu ve hediyeyi beğendiği her hâlinden belliydi.
Bana doğru dönüp ellerini belime sardı ve beni havaya kaldırdı, ayaklarım yerden kesildiği için minik bir çığlık attım. Bacaklarımı kıkırdayarak ona sardım, beni yine kucağına almıştı. Kollarımı omzunun iki yanına sardım ve ellerimi ense kökünde bulunan saçlarına koydum, onun elleri ise ait olduğu yerdeydi belimde.