Bölüm 29: Geceyi Seven Gündüz

2.8K 255 74
                                        

"Ellerimi tutan başkasıydı ama ben ailemi hayal ettim. Beni ben yapan anılarımdı ama ben hepsini terk ettim."

Şarkı: Blackpink - Tally

1 Mart, 2025...

İnsan kendi kalbinin kırılmasını istemediği zaman karşısındaki kişiyi üzmekten çekinmezdi. Bu kişi fark etmeksizin her zaman olan bir şeydi ve bunu insanoğlu olarak bende yapıyordum. Yapıyorduk. Kendi benliğimizi kabul etmekten korkuyorduk. Olmadığımız biri gibi davranmak kolay olduğu için bunu tercih ediyorduk. Gülüyorduk, ağlıyorduk, belki yine kahkaha atıyorduk ama günün sonunda yine kolaya kaçıp sanki gün boyunca bir şey hissetmemişiz gibi sadece 'günüm güzeldi' diye geçiştiriyorduk.

Nefes alışverişim yavaşça sıklaşmaya başladı. Boğazım kuruyordu. Dilim sanki damağıma yapışmış gibi ağzımda iğrenç bir tat vardı ve bu tat beni çok rahatsız ediyordu.

Gözlerimi yarım yamalak açtığımda gözlerim direkt saate kaydı. Altıya beş vardı ve bu saatte uyanmak benim en çok nefret ettiğim şeylerden biriydi. Gözlerimi yine kapatıp huzurlu bir uykuya dalmak isterdim ama kurumuş dudaklarım neredeyse bana 'krem sür ya da su iç' diye yalvarırken uyumak bu şartlar altında pek mümkün değildi.

Yavaşça yataktan doğruldum. O kadar çok terlemiştim ki üzerimdeki tişört neredeyse sırtıma yapışmış bir haldeydi. Saçlarım gece beni rahatsız ettiği için bağlı uyuyordum ancak yine de yüzüme gözüme girmesini engelleyemiyordum. Neredeyse belime kadar gelmiştiler.

Önüme düşen bir kaç teli geriye iterken yavaşça kapıyı açıp merdivenlerde ilerledim. Bu merdivenlerin bir de çıkması vardı ancak şu an bunu dert etmek istemiyordum. Tek düşündüğüm şey bir yudum su içmekti. Sonra yeniden uyumaya devam edebilirdim. Zaten okula da gitmiyordum. Yaram neredeyse iyileşmişti ama Bora abim hâlâ başıma bir şey gelir diye korktuğu için evde ders alıyordum. Benim için bir kaç hoca gelip bana konu anlatıyordu. Gerçi artık sınava son bir kaç ay kaldığı için aşırı yoğun konu işlemiyorduk ama yine de öğretmenler soru çözümü için iyi oluyordu.

Merdivenleri bitirdikten hemen sonra mutfağa gelmiştim. Çalışanların gelmesine daha yarım saat vardı. Altı buçukta evde oluyordu kadın çalışanlar. Korumalar ise sürekli değişerek dışarıda oluyordular.

Musluğu açıp bardağımı doldurdum. Bardağım dolar dolmaz tek dikişte bardağı bitirken ne ara yanıma geldiğini fark etmediğim Yaman abimin "E oruç gitti." demesiyle birlikte benim donup kalmam bir oldu. Doğru ya... Oruç tutuyorduk biz. Bugünde ilk günüydü orucun.

Ben alık alık Yaman abime bakarken o nihayet kendini tutamayıp güldü. "Sakin ol kız." dedi yanıma gelip. "Gerçekten unuttuysan sıkıntı yok."

Bunu bilmeme rağmen yine de derin bir 'oh' çekerken aklıma gelen şeyle gözlerimi şüpheci bir şekilde kısıp ona döndüm. "Hadi ben orucu unuttum da buraya geldim abi. Ya sen niye mutfaktasın ki?"

Yaman abim cevap vereceği an yine ben konuştum. "Yoksa oruç mu yiyorsun sen?!"

"N'oluyo lan kim oruç yiyor?"

Ateş abim hızlı hızlı mutfağa girerken gözleri bir ben bir Yaman abimde dönüyordu. Ellerini beline koymuş meraklı bir ifadeyle bize bakıyordu ve kimin orucu yiyip kimin yemediğini merak ederek bize bakıyordu. İkimizden de ses çıkmayınca "Hadi Günce regl olduğu için yiyor olabilirde, ulan pu- tövbe Allah'ım... Ulan putperest abim! Sen niye yiyorsun lan?! Münafık mısın lan sen?!" dedi Ateş abim resmen şoktan şoka girerek. Sanırım o da benim gibi yargısız infaz yapıyordu şu an.

GÜNCE | Gerçek Ailem (YKS SONRASI DEVAM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin