"Burası... benim evim değil," diye fısıldadım, sesim titrek ve zayıftı. Massimo hafifçe başını bana yaklaştırdı, gözlerini yüzüme sabitleyerek beni inceledi.
"İtalya'ya gidene kadar burası senin evin," dedi, sesi yumuşaktı ama arkasında sert bir kes...
Satırlar da yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz
lütfen satırlar da yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın
Sınır 105 yıldız 150 yorum
‼️Sizden ricam lütfen sırf sınırı doldurmak için saçma sapan emojiler atmayın veya saçma sapan harfler göndermeyin lütfen ‼️
*****
"13 BÖLÜM"
DOKUNMANIN BEDELİ
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben neyin içine düştüm? Ne zamandan beri hayatım böyle bir karanlığa saplandı, bilmiyorum. Nerede yanlış yaptım, hangi virajda savruldum da bugün burada, korkunun ve çaresizliğin pençesinde kaldım? Kendime bile soramıyorum artık. Sorgulamaktan yoruldum. Bıktım.
İstediğim şey öyle büyük bir şey değildi ki. Ne zenginlik, ne şöhret, ne de büyük aşklar... Sadece huzur. Sadece, kimsenin zincir vurmadığı, kimsenin korkutmadığı, yalnızca kendim olabildiğim bir hayat. Özgür olmak. Mutlu olmak. Sadece bu kadardı dileğim.
Massimo karşımda tüm karanlığıyla dururken, gözyaşlarımın durmak bilmemesi bundandı işte. Korkudan mı ağlıyordum, yoksa kaybettiğim o sade hayata mı? İkisini de ayırt edemiyordum artık.
"Sence de artık evimize dönme vakti gelmedi mi, amore mio?" Sesi o kadar yumuşak, o kadar tehlikeli bir sakinlikteydi ki, bu sakinliğin ardında bir fırtına biriktiğini, gözlerinden görebiliyordum. İçim ürperdi. Tüm vücudum istemsizce geri çekildi. Ona bir adım bile daha yaklaşmak istemiyordum.
Ben eski hayatıma dönmek istiyordum. Ama onun kastettiği "ev" asla benim evim değildi. Orası benim zindanım olmuştu.
"Massimo... Lütfen..." dedim, kelimelerim titrek ve zavallı bir fısıltıya dönüşmüştü. Sözümü kesti. "Şşşt... sevgilim," dedi yavaşça, parmaklarını dudaklarına götürür gibi yaptı. "Seni yeterince dinledim. Şimdi sıra bende."
Bu kadar sakin olması bile dehşetti. Beni cezalandırmak için neler planladığını bilmiyordum, ama bir şeyleri değiştiremeyeceğimi çok iyi hissediyordum. Bugün, her şey değişecekti. Bunu iliklerime kadar hissediyordum.
O anda, dışarıdan bir inilti sesi geldi. Kaan'ın acı dolu sesi, gecenin sessizliğini delip geçti. İrkilerek başımı pencereye çevirdim. Massimo'nun adamları Kaan'a işkence ediyordu.
Öfke, pişmanlık, korku birbirine karıştı içimde. Kaan'dan iğreniyorum. Ama yine de benim yüzümden acı çekmesini istemiyordum. Hiç kimsenin bu hale düşmesini istemezdim.