Melek...

44.5K 2.3K 500
                                    

Multimiz var arkadaşlar....

!!Güncellenen Duyuru!!!
Kitaba başlayan veya başlamış olan arkadaşlar. Ben begenmesem bile birinin yaptigi yemegi yedikten sonra "eline sağlik" diyen biriyim. Bir bölümü 1000 kisi okuyup 100 kisi oy veriyorsa bu haksizliktir. Buraya son yayimladigim bölümden geliyorum ve 10 da 1'i oy vermis. Oy ile destegini gostermeyip üstune bolum istemek saygisizliktir. Bu cümlelerim okuyup begendigi halde oy vermeyen,unutan ve yeni bölum isteyenler icindir.
!!!

BRUNO

Arabayı son hız sürmeme karşın yüz ifademi ve endişemi bastırmaya çalışıyordum.Yan gözle Danteye bakınca şüphesiz içimdeki sıkıntı daha da artıyordu.Tek kelime etmemişti.Gözlerimi yola çevirip hızımı arkadaki araçlarla beraber arttırdım.

Beynimde sabit tek bir düşünce vardı ki bu dişlerimi sıkmamı sağlıyordu.

'Umarım Beril'e ve Gia'ya bir şey olmamıştır'

2 saat önce

"Hey!Ne oluyor?"şaşkın çıkan sesime engel olamadan salondaki endişeli yüzlere baktım.Emily bilgisayarını açmış alt dudağını kemirirken,Burak telefonda birilerine bağırıyor,Dante ise donmuş bir şekilde ayakta dikiliyordu.Beyazlamış yüzüne bakınca beklemeden yanına gittim.

"Neyin var?"koluna dokundum.İyi misin sorusu ifadesi için saçma olacaktı.Yavaşça başını bana doğru döndürdü.Gözlerine bakınca istemeden bir adım geri çekildim.

"Yapamadım." tek kelimesi tüm yıkılmışlığını anlatır gibiydi.Kızarmış gözleri sadece yorgunluk ve uykusuzluktan şişmediğine emindim.Cesaretimi toplatıp "Ne oldu?"diye sorsamda cevap alamayacağımı biliyordum.

Üzüntüsünü saklayıp adım adım sert halini alan ifadesi gözlerini kararttı.Sonra da merdivenlere doğru hızla ilerledi ve tek kelime etmedi.Arkasından gitmedim.

İhtiyacı olan şeyin benim kelimelerim olmadığını biliyordum.O yüzden Gia'nın kaçırılmasından daha bok ne olabileceğini öğrenmek için Emily'nin yanına oturdum.

"Neden böylesiniz?"ses tonum ayarlayamadan yüksek çıkmıştı.Bana dönmedi.Bilgisayar ekranından gözlerini ayırmıyordu.Ağlamış olduğu belliydi.Artık sabrımın sonlarını geldiğimi belirtircesine bağıracağım sırada kısık sesini duydum.

"Beril. Aldo'ya gitmiş."

"Nasıl gitmiş!"

"Sence!...Telefon konuşmalarını kaydetmiş ve korumaya vermiş."

Gözlerimi yavaşça kapayıp açarken küfrettim.

"Sinyali bulabildin mi?" yöneticinin sert sesini Emily farketmemiş gibiydi.Sıkıntıyla saçlarımın arasından geçirdiğim elimle eş ayağa kalkarken Burağın tekrar sorusunu yinelediğini ama öfkeden kızardığını gördüm.Emily bakışlarını yavaşça ona çevirdi.

Kahretsin!Ne olmuştu?Neden suskundu?

Niye boş boş bakıyordu?

Kahretsin!Kahretsin!Kahretsin!

"Bir sorunumuz var."kısık ve boğuk kelimelerini zorda olsa anlamıştım.Yönetici sabrını aşmış gibi odada bir ileri bir geri yürürken bağırdı.

"Ne!Söyle!"Emily bir kaç tuşa basıp ekranı bize çevirdi.Uydu görüntüsü kademe kademe yakınlaşırken beklentiden dolayı yumruk olan ellerimi daha da sıktım.

Ekranda tenha pis bir sokak ve çöp kutusu görüş alanımıza girdi.Yanıp sönen iki nokta ile tekrar küfrederken Emily kısık sesle konuştu.

TEHLİKELİ GÜZEL(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin