29

2.1K 179 87
                                        

   Eylül

  Barış'ın ne yaptığını ne istediğini hiç anlamıyordum. Onunla ilgili hiçbir şey düşünmememi söyledikten sonra evime sırf seviyorum diye bir kasa mandalina yollayan da o'ydu, hala çocuğunun cinsiyetini sormayan da.

Barış Alper

Annem
Bir dahaki kontrole senle gelecekmis
Numarasini aticam
Gidersiniz
20.10

Tamam
Ama kontrole var daha
20.15

Ne kadar var
20.40

15 gün
20.50

Yemege gelsin diyo
Yarin
21.30

    Bunları yazan da. Göbeğimi bir nebze gizleyecek bir şeyler ararken hala içimde onu görecek olma umudunu taşıdığımı fark ettim. Niye bu kadar bağlandım bu adama bilmiyorum. Tek bildiğm onsuz her şey zehir zıkkım.

  Beni almaya gelmedi. Bir taksiye binip Emine Hanım'ın söylediği saatte vardım evlerine. Kadın beni kapıda karşılayıp nezaketli davransa da salona geçip Barış ve ailenin diğer fertleriyle yüz yüze geldiğimde onlar tarafından kabul görülmeyeceğimi biliyordum.

  Yemek masasına geçtiğimizde dahi Yelda dışında kimseden ses çıkmıyordu.

"Ona yasak anne." Emine Hanım tabağıma pirinç pilavı koyarken araya girdi Barış. Benim önüme konulan tabağı kendi önüne çekti. Ardından pilav yerine biraz daha fazla salata ve sebze püresi koyup bir tabağa önüme bıraktı. Bu süre zarfında da bir kez olsun bakmadı yüzüme.

"Ne rahatsızlığın var ki?" Diye sordu Yelda. Onunla ilk kez tanışıyordu. Geçenki fecaat de yoktu. Belki de iyi ki yoktu.

"Ne rahatsızlığın yok diye sorsan daha kısa cevap verir." Dedi Barış pilavı kaşıklarken.

"Şekerim biraz yüksek." Ayrıca astımım var ayrıca böbreğimin teki de yarım yamalak çalışıyor.

  Bir de abin kalbime hiç iyi gelmiyor.

"Aynen, biraz."

"Cinsiyeti belli oldu mu?" Diye sordu Yüksel Bey. Ama öyle heyecanlı falan değildi. Hatta sesindeki rahatsız olmuşluğu hissediyorum.

  Barış'ın benimle sevişmediği, sohbet ettiği çok nadir zamanlarda bazen babasından bahsederdi. Kendi kariyeri için babasının ondan daha da hırslı ve gözünün yüksekte olduğunu söylediği, hatta yakındığı bir akşam vardı. Tabii ki sarhoştu. Şimdi sorsam hatırlamaz, inkar ederdi. Ama o babasını hayal kırıklığına uğratmak istemeyen, disiplinli sporcu rolüne istediği kadar girsin, ben onu tanıyordum.

"Bellidir herhalde."  Dedim. Cinsiyetini öğreneceğim kontrolde doktora bana söylememesini rica etmiştim. Çünkü Barış ile paylaşmak istiyordum bu anı. Benden nefret de etse bu çocuğu ileride kabul edeceğine inanıyor ve bu güzel hatırayı var etmek için çabalıyordum. Onun ise umrunda bile değildi. "Tek başıma öğrenmek istemedim."

"Bir sonraki kontrole ben gelicem senle. O zaman ögreniriz." Dedi annesi. Buradaki herkes Barış'ı kast ettiğimi bilmelerine rağmen duymamazlıktan geliyordu sanki beni.

august // barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin