-Altay-
Yanımda asla bikmadan usanmadan
konuşan Asena'ya döndüm. Bir insan nasıl bu kadar çok konuşabilirdi Allah için? "Ayrica benim yüzümden masa başında uyudun, dediğinde derince bir iç çekere arabayı durdurdum. "Hem.." demesine izin vermeden elimle onu susturdum. "Asena, " dedim bıkkınlıkla ona dönerek. "Geldik, iner misin arabadan?" deyip arabada indim ve karargaha ilerlemeye başladım. Peşimden koşarak geldiğini duydum ama arkama bakmadan karargahtan içeri girdim.
Albayın kapısında duran erin yanına
gittim. "Er Muhammed Çakır emredin
komutanım!" dediğinde ellerimi arkada
bağlayıp ona baktım. "Astsubay Kıdemli
Başçavuş Berat Soydemir'i gördün mü?"
diye sordum. Başıinı iki yana salladı ama aklına bir şey gelmiş gibi tekrar bana döndü. "Teğmen Baran Soydemir
komutanimı gördüm ama komutanım,"
dedi ve eliyle arka, antrenman yaptiğımız bahçeyi gösterdi. "Bahçeye çıkmıştı komutanim en son, yanında Yüzbaşı Murat Kiliç var komutanim."
Başımı sallayıp bahçeye ilerledim. "Ya
beni bekle!" diye seslenen Asena ile durup ona döndüm. "Senin bir adımin benim on adımım Altay bey yavaş biraz!" dedi ve önümden yürümeye başladı. Arkasından bakıp göz devirdim ve yürümeye devam ettim. Gözlerim şınav çeken Baran ve başında dikilen Murat'ta durdu. Yanlarına
ilerleyip selam verdim. "Bir an karargaha hiç gelmeyeceksin sandım bozkurt." dedi gülerek.
Bakışları yanimda duran Asena'ya döndü ve kaşlarinı çattı. "Bu kim Bozkurt? Karargaha kız mı getirmeye karar verdin." dediginde derince bir nefes verdim. Tam ağzımı acacakken duyduğum ince ses ile sese döndüm. Kim olacak tabii ki Asena! İki dakika susmuyor ki kız. "Cümlenizin
altında yatan imayı anladım yüzbaşı,
sağır değilim. Buraya abilerimi görmek
için geldim, Altay bey benim yüzümden
geç kaldı." Gözlerimi sıkıca kapatıp geri
açtım.
Yüzbaşınin yüzü düştü ve Baran'a
durmasını söyledi. Baran ayağa kalkıp
önce bana selam verdi sonra ise Asena'ya döndü. "Abilerin kim?" diye sorduğunda Asena kaşıyla Baran'ı işaret etti. Yüzbaşı Baran'a bakıp tekrar Asena'ya döndü. "Baran ve Berat demek abin. İyi bakalım," dedi ve bana başıyla işaret yaparak yanımdan geçip gitti. Sabır dileyerek arkamı döndüm ve peşinden ilerledim. "Efendim komutanım?" dedim bıkkınlıkla.
Yüzbaşı boğazını temizleyip ellerini
cebine koydu. "Berat başçavuş Albay ile
beraber, nereye gittikleri hakkında bilgi
vermedi. " dediğinde kaşlarım çatildı.
"Nasıl yani?" dedim anlatmasını isteyerek. "Sabah arabayla bir yere
gittiler, nereye gittiklerini erlerden birisine sorduğumda albayın kesin emri
olduğunu söyleyip söylemedi. Aradım
ulaşılamıyor." Sıkıntıyla nefes verip
saçımı karıştırdım. "Ama komutanım,
albay bize, bana haber vermeden
timimden birisini, Özellikle Berat ile
nereye gitmiş olabilir ki?"
Omzunu indirip kaldırdıi. "Bilmiyorum,
benim işim var. Komuta merkezine git ve bir şekilde ulaşmaya çalış. Kısa
zamanda yanına geleceğim." dedi ve
omzumu patpatlayıp yanımdan ayrıldı.
Albay, Berat'i da yanına alıp nereye
gitmiş olabilirdi ki? Komuta merkezine
girdim ve ayağa kalkan askerlere
oturmasinı işaret ettim. "Albay Ve
Başçavuş Berat nereye gitti bir bilginiz
var mi?" diye sordum her zamanki
mesafeli ve sett sesimle.
Sorduğum er başını iki yana salladı.
Derin bir nefes verdim ve sandalyesini
tutup kendime çevirdim. "Albay Ve
Başçavuş Berat nereye gitti?" dedim
bastırarak. Yutkunup gözlerini kaçırd.
Yani evet, biliyordu. "Komutanim, albayın kesin emri var. Altay komutanına söylediğin anda.." Lafinı bölüp ona eğildim. "Söyle, nereye gittiler?" diye sordum. Büyük bir ihtimalle sinirlenecektim, bu yüzden de bana söylemek istemiyordu.
"Hadi diyorum Günay hadi!" dedim
bağırarak. "Sizin babanız ile beraber esir tutulan albayın yanına.." dediğinde
dikleştim. Ne? Kaşlarım çatıldı. "Ne?"
dedim ayağa kalkarak. "Sikeyim
gerçekten!" Komuta merkezinden çıktim. Kapıdan çıktiğım anda karşıma yüzbaşı Murat çıkti. "Bozkurt?" dediğinde durdum ve derince bir iç çektim. "Komutanım," dedim sakin kalmaya çalışarak. "Ne oluyor, ne bu sinir?" diye sorduğunda boynumu çıtlattım. "Komutanım, albay
babam ile beraber esir tutulan albayın
yanına gitmiş." dedim sinirle.
Yüzbaşının kaşları çatıldı. O da anlam
veremiyordu çünkü babamın şehit
olmasının üzerinden dört yl geçmişti.
Neden bir anda gitmişti ki? "Neden
gitmiş ki Bozkurt, dört yıl önce kapanan
bir konuyu neden tekrar yüzeye
çıkarıyor?" diye sorduğunda başımı iki
yana salladım. "Bilmiyorum komutanım
ama bana söylememesinin sebebi
sinirlenecek olmam." dedim.
O sırada yanımıza gelen er ile ona
döndüm. "Er Yasin Taş," dedi. "Ne oldu
Yasin?" diye sordu yüzbaşı. "Albay geldi
komutanım" dediğinde yüzbaşıyı
beklemeden bahçeye ilerlemeye
başladım. "Üsteğmen! Sakin olur
musun?" diyen yüzbaşının sesini duydum ama kapıdan çıkıp bahçeye indim. Asena ile göz göze geldik ama hemen gözümü çektim. Baran ise benim yanıma yürümeye başlamıştı bile.
Albay ile Berat arabadan indi. Hemen
yanlarına ilerlemek istedim ama
kolumda tutulması ile durdum. "Sakin
olacaksın üsteğmen, ne kadar sinirli
olsan ve haklı da olsan o senin
komutanın." dediğinde başımı sallayarak kolumu çektim. "Üsteğmen?" dedi albay Karşısında durduğumda. Selam vererek rahata geçtim. "Meraklandık komutanım,"
dedim hiçbir şey belli etmeden.
Albay gülerek omzumu sıktı. "Bir şey
olmadı bozkurt, ufak bir işimiz vardı o
kadar." dedi ve yanımdan geçip gitti.
Ellerim iki yanımda yumruk olurken,
sinirle soludum. "Komutanım," dedi ve
tepki vermemi bekledi. İkisi de ne kadar
sinirli olduğumu görmüştü. "Git Berat,
gözüm görmesin seni." dediğimde selam
vererek yanımdan koşarak ayrıldı.
"Komutanım, iyi misiniz?" diye sordu
Baran.
Baran'a döndüm ve omzunu sıktım.
"İyiyim Soydemir çok iyiyim." dedim ve
askeriyeye ilerlemeye başladım.
Duyduğum ince ses ile sese kulak
verdim. "iyi misiniz Altay bey?" diyen ses tabii ki de Asena'nın sesiydi. "Abin seni eve birakır" dedim ve odama girdim. Bu kız neden benim peşimi bırakmıyor mesela? "Siz iyi değil gibisiniz ama.." dedi. "Ne Israr ediyorsun? istemiyorum işte seninle konuşmak, küçük çocuk gibi
peşimde dolanmaktan vazgeç."
Ağzı açılıp kapandı. Sert çıkmıştım ama
şuanda onu düşünecek durumda
değildim. "Haklısın," dedi ve kapıdan
çıkıp kapıyı kapattı. Sandalyeye oturup
dirseklerimi masaya yasladım. Yüzümü
avuç içime kapatıp gözlerimi kapattım.
"Sinirlenmesinde ne yapsin bu
üsteğmen?" dedim kendi kendime. Eve
gitmek istemiyordum, burada
kalacaktım.
***
Selammm
Nasılsınız?
Bölüm nasıldı?
Oy verip yorum yapmayı unutmayın
-Beryyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Telefonu| Yarı Texting
RomanceAbisine ulaşamadığı için abisinin verdiği numarayı yazan kızımız, komutanın abisinin telefonunu aldığını öğrenir. Bunun üzerine abisi ile konuşmak için komutanı rahatsız etmeye devam eder. Çoğunluk Texingdir. Aşk, mizah, küfür vb içerir. Eğlence ama...
