XXI

34.1K 2.1K 592
                                        

Arkadaşlar bölüm günlerini soran oluyor. Bir aksilik veya müsait olamadığım bir durum olmadığı sürece her gün atmaya çalışıyorum. Eğer bölüm atmadıysam o gün müsait değilimdir.
Pano da bölüm atamadığım zaman bilgilendirme yapıyorum. ❤️

Ve tekrar ediyorum kitap kısa hikaye tarzı olduğundan bölümler kısa.

Öptüm sizi.

&

&

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

&

Annem hep insanın doğup büyüdüğü yer gibisi yok derdi. Bazen ona hak verirdim fakat insan kendi düzenini bir yerde kurunca doğması büyümesi kalmıyordu. O yere alışıyordu.

Köyden bir kaç gün önce dönmüş eve gelmiştik. Bu duruma şüphesiz en çok sevinen Doruk Ali'ydi fakat bende sevinmemiş değildim. Burayı seviyordum. Bir gün buradan ayrılacak olmakta beni üzüyordu.

Kafamı karamsar düşüncelerle doldurmamak için dikkatimi önümdeki çiçeklere verdim. Yabani otlar etraflarını çevrelemişti ve bazı bakımları bir kaç gün atlanmıştı. Bahçede onlar ile uğraşırken ismimin seslenilmesiyle kafamı kaldırdım. Doruk Ali kızarmış gözlerle bahçeye açılan cam, sürgülü kapının orada durmuş bana bakıyordu.

"Burada mıydın?" Diyerek orada durmaya devam etti.

"Doruk Ali? Erken gelmişsin."

Ayakta zor duruyor gibi bir hali vardı.

"Kendimi iyi hissetmeyince eve geldim. Başım orayı kaldırmadı."

"İyi misin?"

Kafasını yavaşça salladı.

"İyiyim."

Kaşlarımı çatarak yavaşça yanına yürüdüm. Önüne gelince uzun boyundan dolayı biraz yükselip elimi alnına koydum. Çok olmasada biraz ateşi vardı.

"Hastalanmışsın sen."

"Yok sadece yorgunum."

"Ateşin çıkmaya başlamış Doruk Ali."

"Uyuyacağım biraz." Diyerek arkasını döndü ve odasına gitmek için merdivenlere yöneldi.

"Aç mısın?"

"Hayır sağol."

Hasta olunca adam bir kibarlaşmıştı. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde yerimde kaldım. Haline üzülmüştüm.

GÖNÜL KİRASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin