26. Bölüm

771 62 8
                                    

 VOTE VE YORUM PLEASE!!!
İYİ OKUMALAR... :) :) :)

Zeynep'ten...

Savaş'la Furkan gelmişti. Öyle sıkıcı sıkıcı oturuyorduk. Furkan; "Hadi sessiz sinema oynayalım." dedi. "Olur." dedim. Biz Ecem'le, Furkan'la da Savaş'la takım olduk. "Bayanlar önden." dedi  Furkan. Çocuk kibarlıktan ölecek. Acaba hep böyle mi bu çocuk. Aman Savaş'ın arkadaşından ne beklenir ki bu da kesin öküzün tekidir.

Savaş'tan...

Sessiz sinema saçmalığı bitmişti. Aslında Ecem'in "Sarı Öküz Parası" filmini anlatırken beni göstermesi dışında iyi geçmişti. Ben sarışın mıyım? "Ha yani öküz olduğunu kabul ediyorsun. İnsanın kendisini bilmesi ne güzel." diyen iç sesimle minik çok ufak bir kavgadan sonra dışarı çıkmaya karar verdik. Bu iç sesler niye hep gıcık oluyorlar ki. "Gerçekleri söylemek ne zaman gıcıklık oldu?" diyen iç ses bozuntusuna yumruk atıp Ecem'le Zeynep'i beklemeye devam ettik. İnşallah olaysız geçer bu gün. Çok yorgunum. Sabah ki rüyanın etkisindeyim hala. Ecem de tuhaf bugün. Burcu şimdi hayatta olsaydı Arda olmasaydı Ecem'e karşı bir şey hissedebilirdim galiba. Ama o  herifin kardeşine hissedeceğim bir duygu yok zaten. İki saattir Zeynep'le Ecem'i bekliyoruz. Hayatım beklemekle geçti ulan. Benim giyinmem iki dakikamı bile almıyor. Kızların giyinmesi bir asır sürüyor resmen. Furkan salağı da beni sinir ediyor her zaman ki gibi zaten. Arkadaş falan demeyeceksin dalacaksın. Of beynimi yedi. "Ecem'le yakışıyorsunuz." , "Ecem'e aşık mısın?", deyip duruyordu. Ayrıca bizim Ecem'le yakışmamız çok normal. Böyle yakışıklı çocuğun yanında orangutan bile olsa çok yakışırız. "Doğru aynı cinssiniz sonuçta." dedi Ecem'e benzeyen iç sesim. Lan sen Ecem misin? Ecem gibi konuşmaya başladı. "Ecem'i seviyorsun demi?" dedi. "Lan rahat bırak beni. Sevmiyorum ben Ecem'i" derken sehpaya uzattığı ayağına tekme attım. "Acıttın ama şimdi. Olmadı. Sen Ecem'den sonra çok değiştin Savaş. Sen böyle değildin." dedi sırıtarak. Bunu burada öldürsem kaç yıl hapis yatarım diye düşünürken kızlar geldi. Ecem; pembe, dizinin 1 karış üstünde -kumaş yetmedi galiba- elbise giymiş. Çok şirin olmuş. Saçları dalgalı ve doğaldı her zaman ki gibi. Ve gözleri...Masmavi gözleriyle pembe elbisesiyle çikolata arası dondurma gibiydi. Bu sefer Furkan değil ben saçmaladım. Çikolata arası dondurma nedir ya? Furkan'a baktığımda Zeynep'e yiyecek gibi bakıyordu. "Hadi çıkalım." dedim. Furkan malı; "Ama börekler ne olacak? Yanımıza alsak yolda yeriz." dedi. "Saçmalama yürü. Sakın saç malanmaz taranır deme öldürürüm." dedim. "Bir daha yapar Zeynep sana." dedi Ecem sırıtarak. Sırıtmak benim işim. Ama ona gülmek hele o çocuksu sırıtışı çok yakışıyor. Evden çıktık. Arabaya bindik. Çok sevdiğim her zaman geldiğim balıkçı Ahmet Amca'nın yerine sürdüm. Kumsal gibi bir yerdeydi.
         Burcu'dan sonra tek dertleşebildiğim kişi sayılırdı Ahmet Amca. Geldik ama ben biraz uzağa park ettim arabayı galiba. Furkan; "Ya niye yürütüyorsun bizi? İnsan doğru düzgün yere getirir. Getirdiğin yer bildiğin kumsal. İnsan doğru düzgün bir yere getirir. Of ayaklarıma kara sular indi. Madem biraz yakın yere park etseydin." diye söylenmeye başladı. "Kumsalın ortasına mı park etseydim arabayı. Karı gibi konuşacağını yürü geri zekalı. Ayrıca biraz sonra iyi ki gelmişiz diyeceksin. Büyük konuşma  o yüzden." dedim. "İyi be." dedi. Bu çocukla çocukluktan beri arkadaşız ama boğasım geliyor. "Çok güzelmiş burası." dedi Ecem. İste zevkli kız benim gibi. Zaten zevkli olmasa benimle olmazdı. "Sanki sevgilisiniz. Etkileyemedin bile kızı." diyen iç sesime "yav he he" deyip Ecem'e dönüp "Senin kadar olmasa da çok güzel evet." dedim. Ne dedim lan ben. Valla kendime bazen inanamıyorum. Neyse kızı etkilemem gerekiyor demi? İntikam için sonuçta. Burcu için. Kardeşim için.
Balıkçıya geldik. İçeri girdik. Ahmet Amca; "Hoş geldiniz.  Nasılsın Savaş Oğlum?" dedi. "Hoş bulduk İyiyim. Sen nasılsın Ahmet Amca? Ne zamandır gelemedim." dedim. "İyiyim ben de. Zaten derdin olmasa gelmezsin." dedi. "Aa ayıp ettin, Ahmet Usta. Bugün derdim olduğu için gelmedim hem. Bunlar arkadaşlarım Furkan, Zeynep, Ecem." dedim. "Memnun oldum çocuklar." dedi. "Biz de." dedi Ecem o güzel gülümsemesiyle. "O bahsettiğin Ecem bu Ecem mi?" dedi ve beni mahvetti Ahmet Amca. "Yo o değil. Ne alaka? Neyse biz oturalım." dedim ve her zaman oturduğum masaya doğru yürüdüm. Ecem yüzü asık bir şekilde yanıma, Furkan'la da Zeynep karşımıza oturdular. Balık ve rakılarımız da geldi. Ecem'e de meyve suyu ve balığı... Rakıyı ve içkiyi sevmediği için meyve suyu aldı. Bu kadar masum ve temiz bir kızı nasıl kullanacaktım? Hem de basit bir intikam oyunu için. Saçmaladım iyice. Kardeşim için yapacağım. Bir şey kazanmış olmayacaktım hatta kaybedecektim ama kardeşimin intikamını alacaktım. Burcu'nun ölümünden sonra gelmiştim buraya. Daha önce de geliyordum. Ama Burcu ölünce daha sık gelmeye başladım. Ecem'i o gün anlatmıştım Ahmet Amca'ya. Sadece kardeşimi değil dertleştiğim bana huzur veren nadir bir insanı da kaybetmiştim. Ben de Ahmet Amca'yla dertleşiyordum. Yoksa patlardım. Konuşabileceğim başka kimse yoktu zaten. Ahmet Amca balıkları çok iyi pişirmesi dışında çok ta iyi bir dinleyiciydi. "Bu balıktan sonra bir daha böyle güzel balık yemem herhalde. Süper olmuş. Siz yapıyorsunuz galiba. Elinize sağlık." dedi Ecem. "Afiyet olsun güzel kızım. Balıkları ben yapıyorum. Ama karımla birlikte tutuyoruz balıkları. Biz de karımla sen ve Savaş gibi gençken ta aşık olmuştuk birbirimize. 20 yıllık evliyiz. Darısı sizin başınıza." dedi ve bana dönüp gülüp gitti. Ne yaptın yine of Ahmet Amca. Sevgilim olduğundan bahsettiğimi hatırlamıyorum. Tamam Ecem'i anlattım. Ama sadece intikam olayını. Nerden çıktı. Bu Ahmet Amca'nın içine Seda Sayan mı kaçtı lan. Furkan'la Zeynep öksüren Ecem'le şaşkın bir şekilde Ecem'in sırtına vuran bana bakıp gülüyorlardı. Ve ben Furkan'ı boğup öldürüp, öldürdükten sonra 99 yerinden bıçaklayıp, saçına sarı peruk takıp, makyaj yapıp, dişlerinin hepsini söküp dişlerinden kolye yapıp boynuna takıp, gelinlik giydirip, dereye atmak üzereydim. Zeynep için bunları düşünmüyorum. Dünya ahiret bacım sonuçta. Hem kadına şiddete hayır!  

Her Şey SenleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin