Merhabalar!! Biz geldik. Bu sefer bekletmedim sizii 🥰 hemen bölüme geçiyoruz!İyi okumalar!! Bana bir yıldız verebilirseniz 🌟 ve bölüm içinde görüşlerinizi belirtebilirseniz ✍️ çok mutlu olacağım. Bölüm sonunda görüşmek üzere.
🌕🌕🌕
Jungkook uzun bir yolculuğa çıktıkları için rahat giyinmesi gerekiyordu ama birkaç gündür oldukça sıcak hissettiği için beyaz kot bir şort ve üzerine oversize beyaz bir tişört giymişti. Yolcu koltuğunda otururken ayakkabılarını bile çıkarmış dizlerini kendine çekerek sessizce oturuyordu. Başı cama yaslıydı, bir ara uyumuş, kötü bir rüya gördükten sonra keyfi olduğundan daha fazla kaçmış bir halde uyanmıştı.
Taehyung onun keyfinin neden yerinde olmadığını biliyordu. Jungkook'u, omegasını dünyadaki herkesten daha iyi tanıyordu. Bir elini Jungkook'un baldırına koyarak dikkatini çekti. Jungkook başını yaslandığı camdan ayırıp kısaca onun profiline bakmış, sonra bacağındaki eli avuçlarının arasına aldıktan sonra üzerine küçük bir öpücük koymuş ve sanki alfanın eli için olması gereken yer zaten kendi vücuduymuş gibi onu bacağının üzerine geri koymuş ama bu sefer kendi ellerini de onunla birlikte bırakmıştı.
Taehyung saniyelik olarak bakışlarını birleşmiş ellerine çevirdi. Daha doğrusu Jungkook'un avuçlarının arasında bekleyen kendi eline. Derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştı. Yoksa otobanda ilerleyen arabayı sağa çekip sevdiği adamı uzun bir öpüşmeye çekecek ve ona asla doyamadığı için öpüşmelerini uzatacak ve varmaları gereken noktaya gecenin bir yarısında ulaşacaklardı.
Seni seviyorum.
Taehyung'un Jungkook'u gördüğü her an söylemek istediği şey buydu. Ne zaman yıldız gözlerine baksa, ellerini tutsa, onu kucaklasa hissettiği sevgiyle deli olacakmış gibi hissediyordu.
Jungkook, onun güzeli... Tüm övgüleri, tüm güzellikleri hak ediyordu. Ona dokunmaya çalışan birisi olsa kafasını koparmaya hazırdı. Ona yaklaşan herhangi biri bile içindeki sahiplenme duygusunu harekete geçiriyordu. O Jungkook'undu, Jungkook onun. Başka bir ihtimali kabul etmiyordu.
Dün sabah aldıkları haberden sonra modu düşen omegaya başta kabul edeceğini düşünmediği bir teklifte bulunmuştu. Birkaç gün sürecek bir tatile çıkmak istiyordu. Hem bu Jungkook'un çöken ruh halini iyileştirir belki diye düşünüyordu.
Taehyung'un düşünceleri dün yaşanılanlara kaydı. Dünü hatırladığında hem üzülüyor hem de bir diğer yandan mutlu oluyordu. Layla ile konuşmuşlardı. Taehyung'un kuzeni yaklaşık birkaç hafta önce kendisine bağlı birkaç birlikle Avrupa'ya uçmuş ve Jungkook gibi sağ kalan lunarların varlığını araştırıyordu. Jungkook'un annesi katliamdan kurtulmuşsa belki diğer lunar ailelerinden de izler bulabilirlerdi diye ümit etmişlerdi. Jungkook'un birkaç yıldır yaptığı çalışmayı daha geniş bir çapta sürdürüyordu.
Yanılmışlardı. Avrupa'nın en çok lunar çıkan bölgelerine gitmiş ve eski lunar konutlarını ziyaret etmiş ama yaşayan bir lunarın izine rastlamamışlardı.
Jungkook yalnızdı. Yıllar önce düşündüğü gibi yalnızdı. Dünyada sağ kalan tek lunardı.
Haberi aldığında öyle çok üzülmüştü ki kendini birkaç saat boyunca Taehyung'un odasına kapatmıştı. Ümitliydi aslında. Kendisi de yıllarca lunarların izini sürmüştü ama imkanları fazla olursa belki daha geniş çaplı bir araştırmayla onları bulabileceğini düşünüyordu.
Aslında hissetmekti bu. Umduğu şeyi mi hissediyordu yoksa hissettiği için mi varlıklarını umuyordu emin değildi.
Bildiği bir şey varsa o da spartanların başarılı olduğu bir dünyada kendisinden başka lunarların da var olması gerektiğiydi. Kendisi dört yıldır merkezden kaçıyordu. Yapay lunarlar elde etmek için Jungkook'un kanına ihtiyaçları vardı. Eğer Jungkook yanlarında değilse bir başka lunar ile çalışmalarına devam etmiş olmalıydılar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoot Love - Taekook
Fanfiction"Tek bir geceyle sınırlı kalması gerekiyordu." Kurt adamlar ve insanlar arasında tesis edilen barıştan yıllar sonra, Kim sürüsünün baş alfası Taehyung'un yolu, daha önce soylarının kesildiğine inanılan kutsal bir kurtla kesişir. Modern omegaverse ...