(Medyadaki elbise, bölümde geçen Asya'nın giydiği elbisedir. Farklı şekilde de hayal edebilirsiniz, temsili olarak koydum.)
💫
Dolgun dudaklarıma kırmızı ruju sürdüğüm de tamamen hazırdım. Aynadaki görüntüme bakıp keyifle güldüm tek kelime ile enfes olmuştum.
Üzerimde Yeter teyzemin bana dikmiş olduğu beyaz mini elbise vardı. Elbise, düşük ve balon kola sahipti bu sayede omuzlarım ön plana çıkmıştı, ince belimi saran korsesi; korseden aşağı uzanan kabarık kısa eteği ile usta bir terzinin elinden çıkmış gibiydi.
Dikiş nakış kursu bir işe yaramıştı.
Bugün tam anlamıyla makyaj yapmış, her zaman ki annemin deyimi ile paspal halimden sıyrılmıştım. Yeşil gözlerime dumanlı bir makyaj yaparak ön plana çıkarmıştım, dudaklarımda ise dikkat çekici kırmızı rujum vardı. Dalgalı kumral saçlarımı at kuyruğu yapmıştım, hoş duruyordu.
Harbiden taş gibi olmuştum.
İnşallah kimsenin kafasını yarmazdım, amin.
"Anne ben gidiyorum!" diyerek salona girdim. Annem ve babamın bakışları bana dönerken babam ıslık çaldı. "Kızım çok güzel olmuşsun." dedi keyifle.
"Teşekkür ederim," dedim önünde nazikçe referans yaparak. Annem de bana büyük bir beğeniyle baktığında kıkırdadım. "Diliniz mi tutuldu madam?" dedim kibarca.
Annem Fransız yapımı film ve dizilere hayrandı.
O izlediği zaman hepimiz mecburen izlediğimiz için arada ailecek evde kibarca konuşup Fransızca kelimeler kullanarak aksan yapıyorduk.
Zevkliydi.
"Bu güzelliğin karşısında kimin dili tutulmaz, matmazel?" son derece nazik konuşan annemle güldüm.
"Bakın beni iki gündür herkes çok övüyor dötüm kalkınca da bana kızıyorsunuz." göt kelimesini kendime göre sansürlemiştim çünkü annem kızıyordu.
Welcom to real Asya.
Kibarlık hamurumda yoktu. Maksimum iki dakika.
"Kızım! Ben sana düzgün konuş demiyor muyum?" terliğine yönelen annemi görünce babama öpücük attım, karşılık olarak göz kırptı. "Ben kaçar!" diye salondan kaçtım.
Kapının önünde olan portmantodan beyaz topuklu ayakkabımı, önceden koyduğum çantamı ve hediyemi aldım. Evden çıktığım gibi telefonumu elime alarak Derya'yı aradım.
"Alo Derya, ben evin önünde bekliyorum, geliyor musun?" dedim yanıt bekleyerek.
Telefondan hışırtılı bir ses geldi, "Geliyorum Asya, birkaç dakikaya oradayım." dedi Derya. "Tamam bekliyorum." diyerek telefonu kapattım.
Derya arabası ile almaya gelecekti, mekanı o bildiği için öyle sözleşmiştik.
Hiç istemesem de o partiye gidecektim. Bana ve arkadaşıma 'yabani' denmişti, kimmiş yabani gösterecektim onlara.
Ben ve Derya hastanede olan çoğu kişiyi sevmiyorduk, neredeyse hepsi menfaatçi kişilerdi. İşleri düştüğünde yüzüne güler işleri bittiğinde arkandan konuşurdu. Tipik akraba örnekleri gibiydiler.
Sevmediğim insanlara yakın olmak veya onlara yaranmak gibi bir derdim olmadığı için elimden geldiğince onlardan uzak duruyordum. Aynı şekilde Derya da. Böyle mantıklı sebeplerden sevilmiyorduk.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKİŞ TUTMAZ AŞK | Texting
General Fiction05***: Hanımefendi yeter artık. Sizinle evlenmek istemiyorum. Bu kadar ısrar etmenizi anlamıyorum. Asya: Oha ilk defa biri bana hanımefendi diyor? Doğru kişiye mi yazdın la? Asya: Ayrıca ben kimseye evlilik teklifi falan etmedim aq 💫 Tamamen eğlenc...