1. Bölüm

55.7K 1.2K 335
                                        

Geçmiş

Üniversitedeki herkes bir telaş içindeydi. Nedenini bilmiyordum, sadece konferans salonuna toplanmamız gerektiği söylenmişti. Elimde not defterim, kafamda ise birçok soru ile hızla oraya doğru ilerliyordum.

O esnada cebimdeki telefon titredi. Ekranı açtım, babam mesaj atmıştı; eve gelirken alkol almamı istiyordu. Cevap vermedim, derin bir iç çekip yoluma devam ettim.

Tam o sırada aniden sert bir bedene çarptım ve dengeyi kaybederek yere düştüm. Bacağım burkulmuştu, acı dolu bir çığlıkla inledim.

"Ne yapıyorsun, ya? Dikkat etsene!" diye bağırdım, sinirli bir şekilde.

Karşımdaki adam kumral saçlı, kahverengi gözlüydü ve boyu neredeyse uzaya kadar çıkıyordu. Yanındaki adamlardan biri, çarptığım adamın önüne geçmeye çalıştı ama o, eliyle durdurdu. Adam, beni birkaç saniye inceledikten sonra yanımdan geçip gitti.

"Hayvan ya..." diye mırıldandım, sinirle.

Ayağa kalkıp üstümü silkeledim ve konferans salonuna doğru yürümeye başladım. İçeri girdiğimde, en kenardaki sandalyeye oturdum ve telefonumla oynamaya başladım. Birkaç dakika sonra üniversitenin sahibi, konuşmak için kürsüye çıkıp mikrofona yöneldi.

"Hepiniz hoş geldiniz. Sizi neden buraya topladığımızı biliyorsunuzdur diye düşünüyorum. Vural Holding’in sahibi, Ayaz Vural üniversitemize geldi," dedi. O sırada, Ayaz olduğunu düşündüğüm kişi kürsünün yanına yaklaşırken gözlerim iyice odaklandı. O adam… Çarpıştığım kişi, Ayaz Vural mıydı?

Üniversitenin sahibi birkaç şey söyledikten sonra kürsüden indi ve yerine Ayaz çıktı. O, konuşmaya başladığında ben, hiç ilgilenmeden defterime öylesine çizikler atmaya başladım. Bir süre sonra başımı kaldırıp kısa bir şekilde ona baktım. Gözleri de tam üstümdeydi. O an, bir an için göz göze geldik ama hemen defterimi çizmeye devam ettim, sanki hiç fark etmemişim gibi.

Konuşma bittiğinde, hemen salondan çıktım. Biraz yürüdükten sonra yan taraftan Ayaz'ın sesini duydum. "O kızı bana hemen buluyorsunuz," dedi, sert bir sesle. Umursamayarak yürümeye devam ettim. Üniversiteden çıktım, biraz dolaştıktan sonra eve geldim.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde, babamın istediği şey aklıma geldi ama şu an almak mümkün değildi. O an, kapıyı açtığımda karşımda babamı gördüm. İlk önce ellerime bakıp, boş olduğunu görünce sinirle üzerime yürüdü. Sonrası, dayaktan ibaretti.

***

Şimdiki Zaman

Son iş yerimden de kovulduğumda, öylece sokaklarda dolaşmaya başladım. Son iki yıldır çalıştığım her işte nedensizce kovulmuştum. Dolaştıktan sonra eve döndüm, babam yine koltukta sızmış, yatıp zıbarıyordu. Umursamayarak mutfağa gidip bir şeyler atıştırdım.

Atıştırdıktan sonra iş aramak için evden çıktım. Yolda yürürken yanımdan geçen iki kadının konuşmalarını işittim. Sarı saçlı kadın, "Vural Holding stajyer arıyormuş, çok iyi maaş varmış, duydun mu?" diyordu. Karşısındaki kumral kadın, "Duydum ama 5 kişi, tek alacaklarmış," dedi. Duyduklarımla içimden bir sevinç çığlığı attım. Hızlı adımlarla eve döndüm, internette Vural Holding’in numarasını bulup tuşladım.

Birkaç saniye sonra bir kadının sesi geldi: "Buyurun, Vural Holding."

"Merhabalar, ben stajyer başvurusu için aramıştım," dedim. Kadın, "Tabii ki, yarın saat 4'te bekliyoruz," dedi. Ben de teşekkür edip telefonu kapattım. Hızla aşağı indim, fakat babam uyanmıştı. Merdivenlerin başında bana sinirli gözlerle bakıyordu.

"Bu yemek niye hâlâ hazır değil?" diye bağırdı. Korkuyla iki adım geriledim, beni kolumdan tutup merdivenlerden çekti ve bana vurmaya başladı. Sonrası belliydi.

Gözlerimi açtığımda saat 3 olmuştu. Hızla yatağımdan kalktım, ama bedenimin her yeri ağrıyordu; babam dün çok sert vurmuştu. Elimi yüzümü yıkadım, dolabımın önüne gelip vücudumdaki yaraları kapatacak kıyafetler giydim. Yüzümdeki yaraları makyaj malzemeleriyle gizledim. Çantamı ve telefonumu alıp aşağıya indim. Babam yoktu, herhalde kumar oynamaya gitmişti.

Evden çıkıp, yoldan geçen bir taksiye bindim. "Vural Holding," dedim ve arkama yaslandım, tek bir şey düşünerek; bu fırsatı kaçırmamalıydım.

Holdingin önüne geldiğimde çok stresliydim. Derin bir nefes alıp, içeri girdim. Bir kadının önünde durdum ve "Ben stajerlik için gelmiştim, yardımcı olur musunuz?" dedim. Kadın gülümseyerek, "Tabii, buyurun," dedi. Yürümeye başladığında, arkasından takip ettim. Toplantı odası olduğunu düşündüğüm yerin önüne geldik. Kadın kapıyı açıp içeri girdi, ben de peşinden girdim.

İçeride 14 kişi vardı, ve 12’sinin aday olduğunu fark ettim. Son aday bendim. Kadın bir yer gösterdiğinde hemen oraya oturdum. Kadın birkaç şey söyledikten sonra odadan çıkmıştı. O sırada yetkili olduğunu düşündüğüm iki kişi vardı; biri kadın, biri erkekti. Kadın bize bakıp, "Hoş geldiniz, biliyorsunuz ki aranızdan sadece 5 kişiyi seçeceğiz," dedi.

Herkesle tek tek konuşmaya başladılar. Sıra bana geldiğinde, erkek olan kişi bana döndü ve "Evet, Gece hanım-" dedi. Ancak sözünü kesen kişi, içeri giren adamdı. O girdikten sonra, odadaki herkes benim dışımda ayağa kalktı. İçeri giren adam, eliyle otur işareti yaptığında herkes yerine oturdu. Adam, herkese gözlerini gezdirerek baktı, ancak gözleri son olarak bende durdu. Bana diğerlerinden daha uzun bir şekilde bakıp, masanın en başına oturdu. Ardından, devam etmemiz için eliyle işaret verdi.

Sözü yarım kalan adam tekrar bana dönüp birkaç soru sordu. Hepsini cevapladım. Sonrasında masanın başındaki adam, bana dönüp, "Gece hanım, işe alındınız. Diğerlerini kontrol edip bilgilendireceğiz, iyi günler," dedi.

Diğer bölümde görüşürüzz.

Mafya'nın kiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin