Güneş Tutulması | Yarı texting

23

Selaamm

Nasılız

İyiyiz insallah

Ben cok cok iyiyim

Sizde iyi olun

Seviliyorsunuz

<3

~

Duman - Elleri ellerime

Güneş akkan

üstümdeki beyaz elbisemin üstüne ceketimi giyecekken kapı çaldı. Gülümseyerek odamdan çıkıp kapıyı açmaya gittiğimde memati kapının önünde durmuş öylece bekliyordu. Heyecanla kapıyı açtığımda beyaz gömlek mavi pantolon ile karşımda duruyordu.  Sakalarını kesmiş saçları hafif uzamıştı. Bana bakıyordu hafif bi sırıtma ile kapıyı açtığımda içeri geçmesi için bi adım geriledim. Ayakkabısını çıkartıp içeri girdiğinde gülümsedim.

"Hoşgeldin kılıç," elimle içeriyi gösterip. "Oturabilirsin ama öncesinde mematinin maması koltuğun yanındaki küçük çekmecede ona koyarsan çok mutlu olurum ben ceketimi alıp geliyorum zaten." Dedim tek nefeste.

"Yuh güneş yuh nefes al bi," dedi kılıç şokla. "Hoşbuldum ben hallederim sen geç hazırlan rahat rahat," başımı sallayıp arkamı döndüğümde bir kaç adım atmıştım ki kılıçın sesini duydum. "Güzel olmuşsun." Dedi kılıç.

Utanarak odama girdim hızla. Kapıyı kapatıp arkasına yaslandığımda yanaklarım sıcaklamıştı yavaşça. Aynanın karşısına geçtiğimde yanaklarım kızarmıştı hafif bi rimel sürüp bir dudak parlatıcısı sürecek kılıçın yanına geçecektim. Kılıç beni tek kelimesiyle utandırmayı başarmıştı yüzümdeki saçma gülümseme ile rimeli sürdüm sonra dudağıma parlatıcımı sürdüm. Yatağımın üstündeki ceketimi aldım parfümümü sıkıp odadan çıktığımda mutfaktan sesler geliyordu. Küçük adımlar ile mutfağa girdiğimde yere oturmuş kılıç yanında mama yiyen bi adet memati görmeyi beklemiyordum.

"İyice bağ kurmuşsun memoşla." Dedim gülümseyerek. Biraz üstüne gitsem bir şey olmazdı. Kılıç bana bakıp güldüğünde "Gülüp durma kılıç bazen çok trip atar memoş." Dedim gülerek.

"Anlıyorum güneş," dedi başını salladı onaylar biçimde. "Sen mematiyi kıskandın anlıyorum." Dedi kılıç. Şokla kaldığımda memati havladı.

"Aşkımdan ölen sensin sanki kılıç?" Dedim göz kırptım iddayla. "Öyle hissettim ben." Dedim kılıça baktım.

"Oladabilir bu bir sorun mu ?" Dedi kılıç ve ben dona kaldım. Gülümseyen yüzüm nasıl bi hal aldı bilmiyorum ama kızarmıştım. "Benim için sorun teşkil etmiyor senin içinde etmiyorsa yavrucum." Dedi kılıç gözlerime bakıyordu. Ayağa kalktı yavaşça yanıma geldi yüzüme doğru gelen saçımı düzelti eli ile.

"Gidelim mi?" Yutkundun kılıça baktım zorlukla bana bakıyordu gülümseyerek. "Gidelim bence annen bekler şimdi." Dedim kılıçı arkamda bırakıp çantamı telefonumu aldım yanıma kapıya çıktım.

Sandaletimi giymek için uzandım. Elime aldığımda biraz beklemem gerektiğini anladım. Küçük oturmam için aldığım yere oturdum sandaletimi ayağıma götürüp eğildiğimde duraksadım. Göbeğim fazlasıyla çıkmıştı. Hayalkırıklığı ile durduğumda kılıç sandaletimin iplerini bağlamak için elimden almış bağlıyordu. Önümde diz çökmüştü.

Diğer sandalete uzanıp onu ayağıma giydirdiğinde diğerini bitirdiğini anladım. Kafasını kaldırıp bana baktı çok kısa bi şekilde. Geri işine döndü tekrardan yaparken ona odaklanmamak için şarkı mırıldanmaya başladım. Bitirdiğinde bana baktı kılıç. Ben kafamı koridora çevirmiş şarkı mırıldanıyordum. Güldüğünü anladım. Ama bakmadım. Önden gidip asansöre bastığımda kapıyı kapatıp anahtarı aldığını gördüm. Çok dikkatliydi. Korumacı tavrı hoşuma gitmişti.
Asansöre bindiğimizde yan yana duruyorduk ama susuyorduk ikimizde.