"Kanka, hapse düşsen sebebi ne olurdu?" diye soran Derya'ya baktım. Nöbetin bitmesine az kalmıştı. Acilde görev yapan bir hemşireydim, günlerim o kadar yoğun geçiyordu ki tam anlamıyla kıçımın üstüne oturamıyordum.
Bir de Derya vardı. Bu hastanede tanışmıştık. Kafa kızdı ama daha demin sorduğu gibi garip soruları vardı. Garipti. Ben de öyleydim. O yüzden sorun yoktu.
Sen deli ben deli gel takılak, hesabı anlaşıyorduk.
"Seni vurmak olurdu, Derya." dedim alayla. Bu cevabı beklemiyordu ki şaşırdı, sonrasında hiç alınmadan o da alayla "Ne alaka yaa?" dedi.
"Kızım, ben zombiye döndüm. Valla eğer yolda kendimi yolda görsem ayaklarımı kıçıma vura vura kaçardım, ölü dirilmiş, mezarlıktan birinin canı sıkılmışta dolaşmaya çıkmış, diye. O derce. Şu tipime bak... Bir de sana bak! Ya kaç saattir ayaktayız, sen yoruldum diye söyleneceğine; her boş bulduğun fırsatta makyaj tazeliyorsun..." dediklerime gülmeye başladı. En çokta kendimden kaçarım dediğim yere.
Önümüzden geçen bir adam ters ters bize bakınca 'hayırdır' anlamında kafa salladım. Bakışlarını çekip önüne döndüğünde sesli şekilde sabır çektim, birkaç dakika sonra bizden uzağa doğru gitmişti.
Derya, aşırı derecede aşko kuşko bir kızdı. Yanından aynası eksik olmazdı ve sürekli makyaj tazeliyordu.
"Asya ben sana diyorum kapatıcı sür diye. Sen istemiyorsun. Ayrıca bakımlı olmak suç mu?" dediğinde hâlâ adamın üzerinde olan ters bakışlarımı alıp ona baktım.
"Yavrum bakımlı olmak suç değil. Ayrıca hastane zaten çok bunaltıcı, bir de makyaj yaptığımda daha fazla bunalıyorum. Benim sana söylendiğim bu enerji nedir? Maşallah." doğru diyordum makyaj yapınca sürekli daralıp bunalıyordum, bir tek eğlenceye çıkınca veya özel günlerde yapıyordum.
"Valla ben ölüm döşeğinde olsam bile makyaj tazelerim, enerjiyle alakası yok." dedi. Söylediği şeyi yapma potansiyeli olduğu için sustum.
Yanımıza gelen 'Yavşak Efe' ile Derya'yı dürttüm. Yaşı otuzların sonuna gelen bir adamdı, hâlâ bekardı. Bu yüzden herkese yürümeye hakkı varmış gibi davranıyordu. Adı üstünde yavşaktı.
"Hanımlarrr! Ne yapıyorsunuz burada?" dedi enerjik sesiyle.
Göbek atıyoruz knk gel sen de.
"Hapise hangi sebeple gireriz, diye konuşuyorduk." dedim dişlerimi göstererek samimiyetsiz bir gülüşle. Adam verdiğim cevapla afallasa da bozuntuya vermedi.
"Ah, sizin gibi güzel hanımlar neden içeriye girsin ki?" dedi yavşak.
"Adam öldürmekten, diyorduk." dedi Derya. Bu adamı bir kaşık suda boğardı öyle nefret ediyordu.
"Haklısınız, bu güzelliğe karşı kalbim pek dayanmıyor gibi. Sanırım ilk kurbanınız ben olacağım." dediğinde Derya'nın duyabileceği şekilde "Oha," dedim.
Bu adam birine yürüme de sınırı aşmıştı. Hatta sınırın üstüne üniversite dikip master tamamlamıştı. O derece yavşaktı.
"İlk kurbanımız olacağınızı nereden çıkardınız Efe Bey?" dedim alayla. Kaç saatlik nöbet yüzünden bakışlarım donuktu, dışarıdan sanki yıllardır bu işi yapıyormuşum gibi durduğuna emindim. Efe yavşağı bana bakıp zoraki şekilde gülümsedi.
Adama laf sokacağım diye adım katile çıkacaktı anasını satayım.
"Asya haklı, Efe Bey. Ne ilk olacaksınız ne de son." o da aynı şekilde konuştuğunda Efe ellerini nereye koyacağını bilmedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKİŞ TUTMAZ AŞK | Texting
General Fiction05***: Hanımefendi yeter artık. Sizinle evlenmek istemiyorum. Bu kadar ısrar etmenizi anlamıyorum. Asya: Oha ilk defa biri bana hanımefendi diyor? Doğru kişiye mi yazdın la? Asya: Ayrıca ben kimseye evlilik teklifi falan etmedim aq 💫 Tamamen eğlenc...