Bölüm 20: Tanıdık Yabancı

4.4K 293 75
                                        

"Küçükken ellerimi hiç tutmadılar benim, şimdi tutuyorlar ama bırakmayacaklarından şüphe ediyordum. Hep ettim, etmeye devam edecek miydim bilmiyorum."

Şarkı: Model - Mey

Kızı görmezden mi gelsem yoksa ona yardım mı etsem bilemiyordum. Dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla korkmuş duruyordu ve üzeri de bayağı bir tozluydu. Ayakkabıları biraz çamurdu ama o bunların hiçbirini umursuyor gibi durmuyordu.

Tereddütümden sonra bir kabine girip işlerimi hallettim. Kabinden çıktıktan sonra kıza baktım. Hala oradaydı. Ellerimi yıkamak için lavaboya uzandığım an onun kendi kendine mırıldandığını duydum. "Çalışsana aptal telefon..."

Yıkadığım ellerimi kurulamak için kurutma aletine ilerlemiştim ancak yerdeki kız telefonunu yere fırlatınca korkuyla irkilip bir kaç adım geriye gittim. Kız bu sefer sesli bir şekilde ağlamaya başlayınca bu sefer hiç tereddüt etmeden yanına gittim.

"İyi misin?"

Kız başını kaldırıp bana bakmıştı. Gözleri ağladığı için kıpkırmızı olmuştu ve sürekli iç çekip duruyordu. Benimle yaşıt duruyordu ya da bir yaş küçüktü. Tahmin edemiyordum simasından. Aynı benimki gibi simsiyah saçları vardı ama saçları omuzlarına değiyordu. Buz mavisi gözleri vardı ancak gözlerinin içine sanki birisi yeşil mürekkep damlatmış gibi göz bebeklerinin etrafı açık bir yeşil tonundaydı. Kara kaşlıydı ama beyaz tenliydi. Gül kurusu renginde yanakları vardı ama dudakları daha bir koyuydu. Gerçekten güzel bir kızdı. Bir bakan bir daha bakardı.

Kız elinin tersiyle gözyaşlarını silerken "Telefonunu kullanabilir miyim? Yani birisini aramam gerek." diye sordu yumuşak bir sesle. Yine hiç tereddüt etmeden "Tabi." dedim. Gerçekten yardıma ihtiyacı var gibi duruyordu. "Kullanabilirsin."

Telefonumun şifresini açtım ve numara girilen yeri açıp ona uzattım. Kız telefonu alıp hızlı bir şekilde bir numara girerken arama tuşuna bastı. Telefonu kulağına götürmek yerine elinde tuttu. Daha sonra telefondan "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamamaktadır, lütfen daha sonra tekrar deneyin." sesi gelince hiç vakit kaybetmeden başka bir numarayı tuşladı. Bu numaradanda aynı yanıt gelirken kızın gözlerindeki kırılmaya anbean şahit oldum.

Telefonu bana uzattı tükenmişlikle. "Teşekkür ederim." diye fısıldadı. Rica amaçlı sadece başımı sallarken biraz sessiz kaldık. Gitmem gerekiyordu ama nedense gönlüm buna hiç razı gelmiyordu. Kendimde hep öyle hissetiğimden midir başka nedenden midir bilinmez ancak sanki onun yüreğindeki kederi okuyabiliyordum. Kalbinin kırıklığı yüzüne yansımıştı, bunu açıkça görebiliyorum. Bu yüzden biraz daha yanında bekledim. Böyle zamanlarla her zaman birinin yanıma olmasını isterdim ben. Belki onunda ihtiyacı olabilirdi.

"Günce!" Ateş'in sesini duymamla birlikte ayağa kalkmadan kapıya seslendim. "Bir kaç dakika daha bekle!"

Ateş "Tamam!" diye yanıt verirken telefonumdan Ateş'e mesaj gönderdim. Öyle değildi ama bir kızın yardıma ihtiyacı olduğunu söyledim. Yanında kalmak istedim kızın. Ateş anlayışlı davranıp bekleyebileceğini yazmıştı.

Yeniden kıza döndüm. "Yardım edebileceğim bir şey var mı?" Sorunu neydi bilmiyorum ancak sanki bir çıkmaza düşmüş gibi hali vardı. Yorgun duruyordu. Uyumamış gibiydi. Sokağa düşmüş bir kız gibi durmuyordu ama perişandı hâli biraz. Kısa saçları dağınıktı.

Kız başını olumsuz anlamda iki yana sallarken "Teşekkür ederim ama gerek yok." dedi. "Beni birazdan bulurlar."

Anlamayarak ona baktım. O ise bana bakıp tebessüm etti. Öylece omuzlarını silkerken "Belki bir gün karşılaşırsak sana hikayemi anlatırım." dedi gözleri kapıdayken. Sanki birileri gelmeden hemen bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi. "Çok karışık bir hayatım var, şimdi anlatmak istesem emin ol bunun için günler gerekir."

GÜNCE | Gerçek Ailem (YKS SONRASI DEVAM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin