"Burası... benim evim değil," diye fısıldadım, sesim titrek ve zayıftı. Massimo hafifçe başını bana yaklaştırdı, gözlerini yüzüme sabitleyerek beni inceledi.
"İtalya'ya gidene kadar burası senin evin," dedi, sesi yumuşaktı ama arkasında sert bir kes...
Satırlar da yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz
lütfen satırlar da yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın
Sınır 30 yıldız 35 yorum
‼️Sizden ricam lütfen sırf sınırı doldurmak için saçma sapan emojiler atmayın veya saçma sapan harfler göndermeyin lütfen ‼️
*****
"5 BÖLÜM"
İLK TANIŞMA
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Salonda oturmuş, YouTube'dan rastgele bir dizi açmıştım. Ne izlediğimin pek bir önemi yoktu, zaten ilgimi de çekmiyordu. Ama yine de boş boş oturmaktan iyiydi. En azından beynimi bir nebze de olsa meşgul ediyordum.
Karşımda, diğer koltukta oturan Massimo ise telefonuyla ilgileniyordu. Onun burada olması huzurumu kaçırıyordu, fakat artık odama kapanmak istemiyordum. İki hafta boyunca yalnızca yemek yemek için aşağı inmiştim. Geri kalan her anımı dört duvar arasında geçirmiş, yalnız kalabilmek için elimden geleni yapmıştım. Ancak bu durum artık katlanılmaz hale gelmişti. Odada daha fazla kalırsam, delireceğimi hissediyordum.
Burada, salonda en azından televizyon vardı. Uğraşacak bir şeyim oluyordu. Ama yine de hiçbir şeye odaklanamıyordum. Sürekli farklı dizilere geçiyor, bir dakikadan fazla bir şeyi izlemeye dayanamıyordum. Canım hiçbir şey istemiyordu. Sadece buradan, bu lanet olası hayattan kaçmak istiyordum.
Massimo'nun bakışlarını üzerimde hissettiğimde, rahatsızlıkla duruşumu düzelttim. Telefonunu bırakmış, doğrudan bana bakıyordu. Yüzünde garip bir ifade vardı; bir şey düşündüğü belliydi. Sonunda, sessizliği bozan taraf o oldu:
"Dışarı çıkmak ister misin, amore mio? Eğer istersen birlikte biraz dolaşabiliriz." Teklifine içten içe güldüm. Onunla gezmek mi? Biraz hava almak belki iyi olabilirdi ama Massimo'nun yanında olmak istemiyordum. Onunla hiçbir şey yapmak istemiyordum.
Kısa bir duraksamanın ardından "Hayır," dedim, gözlerimi ekrana sabitleyerek.
Bu tek kelimeyle bile Massimo'nun ifadesi anında değişti. Gözleri karardı, yüzüne o tanıdık tehlikeli gerginlik yerleşti. Tedirgin olsam da geri adım atmadım. Beni korkutmasına izin veremezdim.
"Sıkıldığını görebiliyorum, sevgili Ela," dedi, sesi sakin ama içinde gizli bir tehdit taşıyordu. "O zaman neden gezmek istemiyorsun?" Kaşlarımı çatıp derin bir nefes aldım. Dalga mı geçiyordu? Gerçekten bu sorunun cevabını bilmiyor olabilir miydi?