6. Bölüm

1.5K 282 230
                                        


Felix yaklaşık üç saat sonra betanın arabayı durdurmasıyla kafasını telefondan kaldırdı. Daha gidecek neredeyse 700 kilometre yolu vardı. Yine de biraz olsun uzaklaşabilmiş olması ona rahat bir nefes aldırmıştı.

"Teşekkürler." Diyerek arabadan toparlanırken beta inip Felix'in kapısını açmış, ona yaklaşmıştı.

"Hemen gidiyor musun?"

"O kadar hemen gidiyorum ki bir varım bir yokum efendim." Derken Felix de betaya yaklaşmayı umursamadan arabadan indi.

Beta tam kolunu tutacakken aniden arkasını döndü, savurduğu sert bir tekmeyi doğrudan betanın suratına geçirdi. Bunu kontrolsüzce yaptığından adamla beraber telefonu da cebinden yere düşmüştü.

Eğilip telefonunu alırken kendi kendine mırıldandı. "Tekvandoda 63 tane madalyam var oğlum benim."

Ardından ekranı çatlamış telefonunu cebine sıkıştırıp arkasına bile bakmadan kalabalık şehrin ortasına doğru yola koyulmuştu.

Direksiyonda oturan Hyunjin bileğindeki saati kontrol ettikten sonra yan koltuğunda oturan Minho'ya döndü. "Üç saat oldu. Boşa bekliyoruz."

Minho dudağını aşağıya doğru büzdü. "Muhtemelen. Kara yolundan mı gitmeyi tercih etti acaba?"

"Sanırım. Ya da önce şehirden çıkmayı planladı. Güneye gelmediğine göre, kuzeye gitmiş olmalı."

"Belli bir yere kadar karadan devam edip kuzeyde de gemiyle gidebilir."

Hyunjin sinirle önündeki direksiyona vurdu. "Sikeyim bu sefer çok yaklaşmıştım!" Diye bağırdı öfkeyle. "Hayır, gerekirse karış karış arayacağım her yeri."

"Endişelenme hyung." Dedi Jeongin arka koltuktan. "Çin polis kuvveti bizimle işbirliği yapıyor. Sınırdan yürüyerek kaçmasına imkan yok, yakalayacaklardır."

"Tabi eğer Çin'e gidiyorsa..." diye mırıldandı Hyunjin. Ardından bir anda arkasına döndü. "Mesajları gördüğümüzü biliyor mu?"

Jeongin de başını kaldırıp Hyunjin'e baktı. "Emin değilim ama kontrol ettiyse öğrenmiştir."

"Yani biliyor olma ihtimali var. O zaman neden Çin'e gitsin ki?" Bir anda araba motorunu çalıştırdı.

"Yaşasın Rusya!" Diye bağırdı Minho yan koltuğunda keyifle.

"Bağırma da işini yap. Radar varsa önceden haber ver. Polis bile olsak Kuzey Kore'de biz de güvende değiliz. Ama hızlı gitmeliyim. Omegadan..." derken son kelimesinin üzerine bastırmıştı. "Üç saat gerideyiz."

Minho hızlıca telefonunu çıkarırken keyifle bağırdı. "Uzun zamandır arabayla suçlu kovalamıyordum, yehu!"

Felix şehrin merkezine girdiği gibi önce bir maske aldı. Ardındansa bir elektronik mağazasında almıştı soluğu. Bu sefer daha çok eşyaya ihtiyacı olacaktı. Donanımlı bir bilgisayarı kaptıktan sonra birkaç disk ve belleği de yanına alıp ödeme kısmına geçti.

Ardından bir ev aletleri dükkanına girdi. Tornavida takımı ve küçük bir çakının da ödemesini yaptı. Son olarak kendisine güzel bir sırt çantası, eldivenler ve bir şapka almış, ekipmanlarını dikkat çekmeyecek bir şekilde yerleştirmişti.

İşlerini hallettikten sonra alışveriş merkezinin terasındaki kafeye çıktı. Dünden beri boğazından bir lokma yemek geçmemişti ve açlık epey bastırıyordu. Bir yandan siparişini verirken öbür yandan bilgisayarını açıp kuruluma başladı.

Mr. F | Hyunlix Omegaverse ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin