5. Bölüm

1.6K 317 168
                                        


Felix alışveriş merkezinin kamera odasını buldu. Ama muhtemelen içeride güvenlikler vardı ve elini kolunu sallaya sallaya içeri giremezdi. Şansının yaver gitmesini umdu.

Bilgisayarı olsaydı işler daha kolay olurdu ama güvenlik duvarı kırılmış bir telefon da işini görürdü. Yeterince yaklaşıp odanın duvarına sırtını yasladı, hızlıca telefonunu açtı. Teknolojik aletinin güvenliğinden önce kendi güvenliğini sağlamak zorundaydı.

Kısa bir süre sonra telefonuyla sinyallerini alabildiği kamera bilgisayarına bağlanmıştı. Hızlı hızlı gelişmeleri izlemeye başladı. Kalabalık elektronik mağazası hala hınca hınç doluydu ve hırsızlığa dair hiçbir hareketlenme yoktu.

Giriş çıkışları kontrol ettiğinde trendeki alfadan da bir ize rastlamamıştı. Biraz olsun derin bir nefes aldı. İyi olabilirdi ama Felix'in izini kaybetmişti.

Daha fazla orada zaman kaybetmedi, hızlıca alışveriş merkezinden ayrıldı. Şimdi parası da vardı telefonu da. Kıvrak zekası onu bu işin içinden kurtarmayı başarmıştı.

Yine de hala düşünmek zorundaydı. Bulunduğu yer küçük bir şehirdi, üstüne üstlük Kuzey Kore'deydi. Ortalıkta dolanırsa yakalanma ihtimali yüksekti. Ayrıca ne kadar çok burada kalırsa o kadar çok tehlikede olacaktı. Uçak bileti alamazdı çünkü bir kimliği yoktu. Tren de artık geri dönmek için fazla riskliydi. En güvenlisi Jisung gibi deniz yoluyla gitmekti ama Felix bunu nasıl ayarlayabileceğini bilmiyordu.

Derin bir nefes alıp telefonunun haritalar uygulamasını açtı. Kuzey Kore'den çıkmayı başardığı takdirde kendisini doğrudan Çin sınırında bulacaktı ve tek yapması gereken Sinuiju şehrine ulaşmaktı. Oradan doğruca tek köprüyü aşıp Dandong'a ulaşabilirdi.

Ama ufacık bir sorun vardı. Kuzey Kore denen lanet yer oldukça iyi korunan, dışarıdan mülteci ya da ziyaretçi kabul etmeyen, kara yollarının tamamen kapalı olduğu bir ülkeydi. Polisler onun burada olduğunu anladıkları gibi oğlanın ensesine bineceklerdi.

Düşün Felix...

"Fazla saklanamaz." Diye homurdandı Hyunjin oturduğu yerde. "Buradan dışarı çıkması da mümkün değil."

"Elektronik mağazasında yakalıyorduk hani onu?" Diye alay etti Minho onunla. "Çok emindin dedektif."

Hyunjin sinirle yumruğunu sıktı. "Son altı yılda hiçbir suçlu benden böylesine kaçamamıştı."

Jeongin yalandan öksürerek boğazını temizledi. "Bizden diyecektin herhalde."

Eh, biraz da onlardan bahsedelim madem.

Hyunjin denen baskın alfa sekiz sene önce hukuk fakültesinden mezun olmuştu. Çocukluğundan beri hayalindeki mesleğin bu olduğunu düşünüyordu. Ama ilk birkaç davadan sonra asıl tutkusunun ne olduğunu anlamıştı. Avukat olmak istemiyordu, suçluların gerçekten peşinden koşan bir saha adamı olmalıydı. Bu yüzden cübbesini kolunun altına alıp akademi için tekrardan hazırlandı. İki yıl yoğunlaştırılmış eğitimden sonra siber suçlara alındı.

İlk ekip arkadaşı ondan birkaç sene önce mesleğe başlamış yine alfa bir dedektifti. Liseden sonra doğruca akademiye gitmiş, mezun olur olmazsa siber suçlarda dedektifliğe başlamıştı. Bir sene sonra aralarına katılan Jeongin'se ekibin tam ihtiyacı olan şeydi. Hem sahada kullanışlı bir omega, hem de işinde oldukça başarılı bir hackerdi. Aslında çok zengin bir aileden geliyordu, babası bir holding sahibiydi ama bu pek Jeongin'in umrunda değildi. Bilgisayarlarla olan bağlantısını büyütmek onun hayaliydi.

Mr. F | Hyunlix Omegaverse ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin