"Dik durmazdım ben ama başımda eğilmezdi. Yere düşmezdim ama sürekli tökezlerdim.
Kimdim ben?
Hayatın bütün zorluklarına göğüs germeyi öğrenmiş ve onlarla baş etmeye çalışan birisi mi yoksa sıradan bir genç kız mı?"Şarkı: Bea Miller - Feel Something
★
Trabzon'a gidiyorduk.
Saat sabah beşti ve beş buçukta bineceğimiz uçağa binmek için havaalanına gidiyorduk. Herkes tam takım giderken Bora, Asil ve Tuğran bir gün sonra gelecekledi çünkü Bora ve Asil'in ameliyatı vardı ve her ne kadar kendi hastaneleri, kliniği olsalarda hasta randevularını halletmeleri gerekiyordu. Tuğran ise randevusu olan bir kaç hayvanla ilgilenecekti. O istese bugün, bir kaç saat sonra yola çıkabilirdi ancak Asil ve Bora ile gelmeyi tercih etmişti. Nedenini sorduğumuzda ise araba kullanıp bütün parasını ona harcayan abileriyle yola gitmenin daha keyifli olduğunu belirtmişti.
İki araba olarak gidiyorduk havalimanına. Ben, üçüzlerim, annem ve babam bir arabadayken; Yaman, Ateş ve Tuğkan ise diğer arabadaydılar. Bizim olduğumuz araba sessizlik sakinlik içindeyken diğer arabada duyduğum kadarıyla müzik son sesti ve eğlencenin dibine vuruyorlardı. Biz daha gözümüzü açamıyorduk.
Alp'in göğsüne başımı koymuş dışarıyı izliyordum. Kar yağıyordu ama tane tane yağdığı için güzel bir görüntü sunuyordu bize.
Arslan'da benim omzuma yaslanmış bir vaziyette uyukluyordu. "Anne..." diye mırıldandı uykulu sesiyle. Annem "Efendim bir tanem?" dedi camdan dışarıyı izleyerek. Arslan tam onun arkasına oturduğu için dönmesi zordu.
Arslan başını biraz daha omzuma yaslarken bende Alp'in göğsüne yaslandım iyice. Bir kolunu omzuma dolamıştı ve saçımın bir tutamını sürekli parmağına dolayıp duruyordu. Sessizce dışarıyı izliyordu ve bizim aksimize hiç uykusu yokmuş gibi duruyordu. Gerçi, önceden bahsettiğine göre önceki yıllarda sabah beşte kalkıp ders çalışıyormuş ancak şimdi ise uyku düzenini bozduğu için ara vermiş. Ben ve Arslan'ın aksine gayet zekiydi, çalışıyordu. Üçümüzde sayısal bölümünde olmamıza rağmen bölümünün hakkını veren bir tek oydu.
"Madem anneannemle dedem Günce'yi görmek istiyor, o zaman neden onlar gelmek yerine biz gidiyoruz ki?"
Arslan'ın aşırı mantıklı sorusunu annem yerine babam yanıtladı. "Dedenin durumunu biliyorsun Arslan."
Arslan tahminimce dudak bükerken "Doğru, unuttum kusura bakmayın." dedi.
Ben daha içimdeki merakı yaşayamadan ve soru soramadan annem soracağım soruyu cevapladı. "Deden bir kaç yıl önce bir kaza geçirdi. Yürüyemiyor."
"Geçmiş olsun."
Üzülmüştüm açıkçası. Kaç yaşındaydı bilmiyorum ancak belki hayatının son zamanlarını yürüyerek, altına gireceği toprağa basarak geçirmek isterdi.
Annem sadece tebessüm ederken arabanın durması ile başımı Alp'in göğsünden kaldırdım. Arslan'da benim omzumdan başını kaldırırken hemen solumuzda diğer Range Rover'ın durması ile biz daha elimizi atmadan kapılarımız açıldı. Korumalar açmıştı. Günlük hayatta böyle bir şey pek yaşamadığım için buna alışamamıştım. Sadece en son böyle bir şey buraya, Diyarbakır'a geldiğimizde olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNCE | Gerçek Ailem (YKS SONRASI DEVAM)
General FictionGerçek Ailem. "Kalbi atmaz ama nefeste almaz, Gözlerini açmaz ama yüreği de susmaz, Ruhu hiç kanamaz ama ağlamayı da bırakmaz, Başını çevirip onlara bakar ama gerçek ailesinden haberi olmaz..." Ben Günce Kara, bir kere bile gülemeyen ama kendi derd...