Bölüm²³

2K 176 77
                                    

İyi okumalar dilerimm.

Arabadan inerek Roni'yi kucağıma aldım ve bizimkilerle birlikte içeri ilerledim. İçeri geçtiğimizde davetin sahipleri karşıladı bizi ve masamıza kadar eşlik edip annemle sohbete daldı. Ben ise Roni'ye masada olan atıştırmalıklardan -özellikle kuru yemiş- yediriyordum. Abilerin yarısı misafirlerin yanına ilerlemişti yanımda sadece yengem vardı. "Yenge benmiyim kızının anası? Bana niye emanet ettin malum kısmetlerimi kapatıyorsun ayıp ayıp" diye konuşarak güldüm. Yengem ise "canım valla almak çok isterdim ama Bora'nın kesin talimatı var hem sen halasın kız denirmi öyle" ah Bora abi aah ben biliyorum kızını niye bana postaladığını ama neyse,

Etraftaki insanlara göz atarken telefonumu çalmasıyla Roni'yi yengeme emanet edip bahçeye çıktım ve kimin aradığına baktım. Bilinmeyen numaraydı. Arabada da aramıştı 2 kere ama açmamıştım. Ofladım ve yanıtladım.

"Kimsin kardeşim car car arıyorsun!?" Diğer taraftan gülme sesi işittim, ya sabır "sadece uyarı amaçlı Karahan, kendine dikkat etmen gerektiğini söyledim ve tekrar söylüyorum sonra demedi deme" bu dünkü adamdı. Nefesimi verip "tamam sensin. Şimdi kapat bidaha ararsan belanı ederim senin!" Dedim ve telefonu suratına kapattım. Elalem deliye ben akıllı ya hasretim bune ya? Arkamı dönüp gidecektim ki yolumu kesen Devranla bu yalan oldu,

Tam önümde bana bir adım daha atsa dibimde bitecekti, abilerimin bizi görme riskiyle anında 2 adım geriledim. Oda anlamış olacak ki başıyla dışarıyı işaret etti, gelmezsem inat edeceğini az çok tahmin edebildiğim için başımı salladım. Devran önden ben arkasından çaktırmadan gidip arka bahçeye ilerledik. Kimsenin olmadığı bir yere geçip tam karşısına geçtim ve kollarımı göğüs hizamdan bağladım. "Ne istiyorsun?" Derdini öğrenip hemen gitmeliydim, bir bela daha kaldıracak halim yoktu. O ise sinirle bana bakıp "beni yüz üstü bırakıp gidemezsin Karahan!" Bağırmasıyla gözlerimi sonuna kadar açıp "sus birileri duyacak şimdi" alayla güldü, "duysun amına koyayım çokta umrumda! Ben seni bırakmam izin vermem böyle bir şeye!" Dediğinde nefesimi dışarı verdim.

"Ben sana bana yalan söyleme dedim" sözümü kesti "Ne deseydim? Ben düşman aşirettenim mi deseydim! O zaman benimle vakit geçirir miydin? Bana gülümseyerek bakarmıydın? Benim olurmuydun?" Dediğinde dik olan omuzlarım düşüverdi. "Sence benim düşman aşiretten olup olmaman umrumda mı?" Dedim.

"Miya-" susmasını işaret ettim. "Bitirelim biz bu ilişkiyi zaten tam tanımıyorduk birbirimizi sen başka kapıya ben başka, hem böylesi daha iyi olur bizim iç-" sözümü keserek "Bitemez! Bırakmam ben seni!" Düşen omuzlarımı dikleştirdim, "bitti, konuda burada kapandı Allah'a emanet ol" dedim ve arkamı dönüp tam gidecektim ki, o an bir şey oldu.

Etraftan aniden yükselen ateş sesleri ve bir kurşunun benim göğsüme saplanması, Devranın haykırışı ve daha bir çok seçemediğim sesler...

"KARAHAN AİLESİNİN ÜÇÜZLERİ AYNI ANDA VURULMUŞ!"

"ÇOK KAN KAYBEDİYOR! ARAYIN AMBULANSI NE BEKLİYORSUNUZ! YARI YOLDA ALSINLAR!"

"KIZIM!"

"KAN GRUBLARI NE BİLGİNİZ VARMI?"

"MESUT TÜM DAVET ALANINI KAPATIN! KİM OLURSA OLSUN DIŞARI ÇIKMAYACAK" -Mesut Yıldıray'ın sağ kolu-

"ÜÇÜZLER VURULMUŞ!"

"BİRİ GÖĞÜS HİZASINDAN, BİRİ KARIN VE DİĞERİ SIRTINDAN! ACİL MÜDAHALE"

O günden geriye sadece Devranın kollarına yığılan bir adet Miya, hastaneye doluşup per perişan olan Karahan ailesi ve üçüzlerin de aynı anda vurulup ameliyatta verdikleri mücadeleyle sonlanmıştı...

AŞİRET Mİ!? -Gerçek Ailem-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin