33. Bölüm

317K 11.3K 3.5K
                                    

GÜNEŞ

Kulaklığımı kulağıma taktım. Ellerimi deri ceketimin cebine koydum ve okula doğru ilerlemeye başladım.

Dün akşamı sorunsuz bir şekilde geçirdik. Tabii olmazsa olmazlarımız arasında olan laf sokmayı da eksik etmedik. Her fırsatta birbirimize lafları giydirdik annemin ve babamın tuhaf bakışları eşliğinde... Ama öyle büyük tartışmalar yaşamadık. Bu ara onu üzmek istemiyorum. Nedeni belki de ailesini kaybettiğini öğrendiğim içindir.

Babamla çok iyi anlaştılar. Babam Araf'la tavla oynadı. Yalnız babam sevdiği kişilerle tavla oynar. Buna göre Araf'ı sevmiş olmalı. Annem de ortalıkta Araf oğlum diye dolandı. Ne Araf oğluymuş be... Bu öküzü hem de birinci dereceden öküz Araf'ı nasıl sevdiler anlamadım gitti.

Babam Araf'a ailesini sormuştu. Aras'ın cevabından sonra Araf da anlatmıştı. Bunu anlatırken gözlerini gözlerime sabitledi. Sanki benden destek alıyormuşçasına... Zaten bildiğim gerçekleri birde Araf'ın ağzından duyunca içim bir kötü oldu. Utanmasam oracıkta ağlardım. Annem ve babam bunu öğrendikten sonra Araf'a ve Aras'a daha yakın davranmaya başlamışlardı.

Düşüncelerimden uzaklaşmak için başımı iki yana salladım. Okula da gelmiştim. Sınıfa doğru ilerlerken Ceyhun önüme çıktı. Yürümeyi kestim.

''Nasılsın Güneş? '' Ha söylemeyi unuttum. Biz hastanedeyken neredeyse her gün hastaneye geldi Ceyhun. Ne kadar 'Buraya kadar zahmet etmene gerek yok ' desemde beni dinlemeyip geldi. Ve bu süreçte de Araf'la birçok kez tartıştılar. Araf her seferinde Ceyhun'u hastaneden kovdu. Çocukla ne alıp veremediği var anlamadım.

Ceyhun'u her gördüğümde Pusat'ın sözleri aklıma geliyor ve Ceyhun'dan, hoşlandığım kişiden yavaşça uzaklaşıyorum.

''İyiyim. Sen nasılsın? '' Ceyhun'la konuşmak hiç içimden gelmiyor. Eslem bunu dışarıdan fazlasıyla belli ettiğimi söylüyor. Ceyhun anlamıyor mu?

''İyiyim. Ya sana bir şey söyleyeceğim. '' dedi elini ensesine atarken. Önceden olsa gözüme bu şekilde fazlasıyla tatlı gelebilirdin. Ama dediğim gibi önceden... Yani senden hoşlanırken.

''Dinliyorum. ''

''Bu akşam beraber bara gidelim mi? ''

''Şimdi nereden çıktı? ''

''Senden ufak bir şey istiyorum. Kırma beni. '' Ufak? Ben annemden nasıl izin alacağım düşün bakalım.

''Bilmiyorum, bakarız. ''

''Bunu evet olarak kabul ediyorum. Akşam seni evinden alırım. '' Yanağımdan makas alıp gitti. Arkasında şaşkın bir ben bırakarak.

○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○

Okul çıkışı taksiye atlayıp dün söz verdiğim üzere Araf'lara gidiyorum. Yalnız yanlış anlaşılma olmasın. Aras'la vakit geçirmemi isteyen Araf. Evet, Araf fazlasıyla dengesiz. Yapacak bir şey yok. Katlanacağım.

Sonuçta hayatımda bir adet öküz var.

Araf'lara gelince taksiye ücretini öderken korumalar geldi. Kapıyı açtı ve ücreti Araf'ın koruması ödedi.

''Hey! Ne yapıyorsun? '' dedim kaşlarımı çatarak.

''Araf Bey'in emri üzerine ücreti ödüyorum. Sizi buraya kadar getirttiği için ücreti ödememi istedi. ''

''Söyleyin Araf Beyinize ben kendi isteğimle geldim. Çekilir misiniz? Ben ödeyeceğim. '' dedim ve ücreti bırakıp taksiden indim. Hah! Şuna bak ya. Ücretini ödetiyor birde. Sanki benim ona ihtiyacım var. Sana bunun hesabını soracağım. Büyük kapıdan girerken korumalar sorun çıkarmadan bana kapıyı açtılar. Artık bana alışmış olmalılar. Hafif tebessümle yanlarından geçtim. Onlar her zaman olduğu gibi bana tabii ki ifadesiz bir şekilde baktılar.

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin