Selamlarr
Nasılız!
Baslayalım hadi
~
Güneş Akkan
Gözlerimi açtığımda elim karnımdaydı, gülümseyerek yavaşça doğruldum. Etrafa baktığımda memati peluş halının üstünde uyuyordu yatağı yerine gülümsedim yavaşça yatağın önündeki terlikleri geçirdim ayağıma mutfağa yürüdüm. Acıkmıştık.
Saçlarımı topladım dolabın önüne gelip kapağını açtım. İstediğim bir şeyi bulamamam ile kapadım geri yavaşça odama döndüm. Masanın üstünden telefonumu aldım ekrana tıkladım. 10 gündür neden konuştuğumu bilmediğim kılıçtan mesajlar vardı. Yalnızdım evet. Ama o neden yazmamı kabul etmişti bilmiyordum. Gülümsedim. Mesajlarına cevap verdim.
Kılıç: günaydın güneş (06:12)
Kılıç: umarım günün güzel geçer
Kılıç: dikkat edin
Kılıç: yoğunum bakamayabilirim.
Siz: günaydın kılıççım (10:34)
Siz: umarım seninde günün güzel geçer.
Siz: ederim ve sorun değil.
Telefondan ezbere bildiğim numarayı tuşlayıp aradım. Eve sıcak poğaça ve simit söyledim. Aramayı sonlandırdığımda odadaki yatağıma geri dönüp uzandım. Biraz daha dinlenebilirdim her türlü. Bekar bir anneydim. Herkesin sırtını döndüğü bi evlat ve kardeş daha doğru bi tabirdi sanırım. Annemler bebeğimi öğrendiğim de aldırmamı söylemiş oldukça netlerdi. Ben aksini yapınca silmişlerdi beni.
Kendi ayaklarımın üstünde durabiliyordum ama bir omuz istiyordu insan. Gözlerim dolduğunda zilin sesi gelmesi ile yavaşça doğrulup terlikleri giyip cüzdanım ve telefonum ile kapıya geldim kapı deliğinden baktığımda pastane çalışanını gördüm gözlerimi silip gülümseyerek açtım kapıyı. Ceydanın elindekileri alıp nakit parayı uzattım.
"Doğuma daha var mı çok?" ceyda karnıma bakarak. "Ben korkuyorum doğurup duracaksınız diye birden." Dedi endişeyle Ceyda.
"Ohooo çok var çok," kıkırdadım. Elim ile karımı okşadım. "Korkulacak bir şey yok çok ama hazırım doğuma ama daha var ceyda." Dedim gülerek.
"Sen hazırsan iyi o zaman," para üstünü uzattı aldım gülümseyerek. "Afiyet olsun bal şeker olsun sana ve bebeğine güneş." Dedi gülümsedi.
"Teşekkürler ceyda ablası," elimi salladım. "Amin amin seni öptük bebeğim ile." Dedim kapıyı kapadım ceyda uzaklaştığında.
Salona döndüğümde elimde poşetle dolaba gelip taze sıkılmış portakal suyundan alıp bardağıma doldurdum. Masaya bırakıp banyoya gittim yüzümü yıkayıp bakımlarımı yaptıktan sonra salona geri döndüm. Masaya oturdum poğaça yiyip bi yandan dizi izliyordum. Yediğimde bi üç dakika kalkamadım dikkat ile kalktığımda bebeğim hareketlendi karnımda. Gülümsedim. Odama döndüm üstümü değiştirip yavaşça ayakkabımı giydim. Ceket alıp üstüme saçlarımı açtım.
Mematinin tasmasını takıp kapıya geldiğimde telefonum elimdeydi cüzdanım da iki ilaç ile birlikte çantamdaydı. Anahtarı alıp çıktığımda kapıyı kitleyip çantama koydum anahtarı. Asansöre gelmiş giriş kata tıklamış bekliyordum. Girişe geldiğinde memati ve bebeğim ile indik. Binadan çıktığımda taksi beklemeye başladım. Sonunda bir taksi durunca arka koltuğa oturup adresi söyledim. Kılıçın bana tatlı gönderdiği pastaneye gidiyordum, hem kılıçın onları nasıl bulduğunu merak ediyordum hemde bir daha yerim diyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Tutulması | Yarı texting
General FictionSiz: hocam ben yapamıyorum Siz: valla olmuyor Siz: azcık yiyeyim ya nolur Siz: vallahi bakın söz yemicem bi daha Siz: tatlıyı yasakladınız anladım Siz: ama bari azcık baklava yiyeyim Diyetisyenim: olmaz bence. Diyetisyenim: baklavada kalorili Siz:...