Bugün Çağıl'ın son izin günü olduğu için akşamki kız isteme merasimi için gereken tüm hazırlıkları bir şekilde yapmıştım. Tabii öncesinde doktora uğramıştım. Dün geceden beri karnıma sık sık giren kramplar bana nefes aldırmamıştı. Karun işteyken ondan habersiz gizlice doktora gitmiştim. Korumaları sıkıca tembihlediğim için Karun'a bundan bahsetmeyeceklerdi. Doktora gittiğimi öğrenirse sancılarımın sıklaştığını anlayıp endişelenebilirdi.
Ne yazık ki doktor bana hiç iç açıcı şeyler söylememişti hatta kızmıştı. Düşük tehlikem varken Karun'la ilişkiye girmem birçok yönden sakıncalıymış. Bunu bilseydim benimle sevişsin diye onu asla zorlamazdım. Kendi heveslerim yüzünden bebeğimin hayatını tehlikeye attığımı bilmiyordum ancak burada suçlu olan sadece biz değildik. Doktor bu gebelik sürecinde bize neler yapmamız ve yapmamamız gerektiğini uzun uzun anlatmıştı. Fakat doğuma kadar cinsellik yok diye bir şey söylememişti.
Şimdi ise bunun bebek için çok tehlikeli olduğunu söylüyordu. Şükürler olsun ki ilişkiye girdiğimiz gecenin ertesi günü hemen doktora gittiğim için kasılmalarımı durduracak serumlar ve doğru ilaçları vermişlerdi. Şimdi kendimi daha iyi hissediyordum. Doğuma kadar bebeğimi karnımda tutmanın bir yolunu bulmalıydım. Bundan sonra daha dikkatli olacaktım.
Hastaneden çıktıktan sonra eve gelip birkaç saat uyumuştum. Daha sonra Çağıl'ın kız isteme merasimi için gereken hediyeleri ısmarlamıştım. Şükürler olsun ki her şey tam vaktinde teslim edilmişti. Akşam hazırlanıp uzun bir konvoyla yola çıktığımızda Duha'nın bize katılacağını bilmiyordum. Karun'un bundan haberi olduğu için pek şaşırmamıştı. Son günlerde ikisinin arasında su sızmadığı için onu Karun davet etmiş olmalıydı.
İki aile uzun bir konvoyla küçük bir mahalleye gelmiştik. Karun ve Duha'nın çakarlı araçları mahalle sakinlerini cama kapıya çıkarmıştı. Mahalleye öyle bir giriş yapmıştık ki herkes kimin geldiğini merak ediyordu. Çiçek'in anneannesinin evi küçük bir gecekondu olduğu için hepimiz içeriye zor sığmıştık. Korumaların biri bile içeride değildi çünkü adım atacak yer yoktu.
Üçlü bir koltukta Elay ve Kadem'in tam ortasında oturuyordum. Karun ve Duha aralarına biraz mesafe koyarak yan yana ikili koltukta oturuyordu. Çiçek'in anneannesi ve büyükbabamda tekli koltuklardaydı. Ne yazık ki bu küçücük odada Çağıl, Melek ve Nedim için bir koltuk daha olmadığı için onlar kapıya yakın bir yerde sandalyede oturuyordu.
Çiçek'in anneannesi Melike Hanım bizi kapıda karşılayacak kadar sıcakkanlı biriydi. Çiçek ise bu geceye özel adına yakışır çiçekli bir elbise giymişti. Çağıl bir türlü gözlerini ondan alamıyordu gerçekten çok güzel görünüyordu. Gecenin başından beri iki dakika boş durmamıştı. Bizi en iyi şekilde ağırlamak için elinden geleni yapıyordu. Sürekli mutfak ve salon arasında gidip geliyordu. Çiçek içeri her girdiğinde Çağıl'ın heyecanı gözlerinde okunuyordu.
Yanımda oturan Elay koluyla beni dürtünce başımı çevirip ona baktım. Gözleriyle Karun ve Duha'yı gösterdi. "Bu iki kibir abidesinin sorunu ne?"
Elay'ın neyden bahsettiğini anlamak için gözlerimi kısarak onları izlemeye başlamıştım. İkisi de etrafına tuhaf bakışlar atıyorlardı. Zengin ve lüks bir hayatları olduğu için bu evde gördükleri her şeyi yadırgıyorlardı. Üzerinde oturduğumuz eski koltuklara, bir köşede duran ahşap vitrine, televizyonun üstünde duran ve vitrinin raflarında bulunan dantellere tuhaf gözlerle bakıyorlardı.
Gülmemeye çalışarak Elay'a yaklaştım. Kimse duymasın diye kısık bir sesle, "Sandığın gibi burayı küçümsemiyorlar ya da kibirlenmiyorlar," dedim. "Alışık olmadıkları için yadırgıyorlar." Karun ağzında gümüş kaşıkla doğan insanlardan biriydi. Daha doğduğunda kendini büyük bir zenginliğin içinde bulmuştu. Bu gecekondu gibi yerlerde bir gününü bile geçirmeyen biriydi. Haliyle böyle yerlere alışık değildi. Bu yüzden ister istemez yadırgıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu)
General Fiction"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Big...