Herkese selamlar yine ben geldim.
Öncelikle bir şey söylemek istiyorum, Nefha için bazı etkinlikler düzenlemek istiyorum Twitter üzerinden. Katılmak ister misiniz bunu belirtirseniz sevinirim, detayları kanalda açıkladım zaten oradan bakabilirsiniz.
İki hafta sonra tekrardan burada buluşalım.
Bölüme oy verip yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim hepsini tek tek okuyup mutlu oluyorum :)
Keyifli okumalar
🪐
Çetin abinin sözleriyle büyük bir şok geçirdim. Ne demek yoktu? Nasıl yoktu?
"Abi ne saçmalıyorsun sen, ne demek Poyraz yok?" Rüzgar öfkeyle abisine yönelirken hala olduğum yerde duruyordum. Küçücük çocuk nereye gidebilir, ne demek kendi çıkıp gitmiş? Kaldı ki Poyraz asla böyle bir şey yapacak bir çocuk değil.
"Çıkmış işte. Kız huysuzlaştı diye Şebnem'i yukarıda odaya götürdüm, döndüğümde yoktu. Kameralardan baktırdık kapıdan çıkıp gitmiş."
Kafayı yiyecektim neredeydi bu çocuk?
Rüzgar sinirle giderken peşinden koşturdum. Ne tepki vereceğimi dahi bilmiyordum kelimenin tam anlamıyla şok olmuştum. Rüzgar'ı takip ediyordum sadece.
Rüzgar, kameraların olduğu odaya girince masa başındaki adamı yerinden kaldırıp ekranı seyretti. Burnundan soluyordu, ufacık bir soru sormaya bile çekiniyordum. Kayıtlar yarım saat kadar öncesini gösterirken Poyraz göründü ekranda. Poyraz'ı görmemle gözümden yaşlar firar etti. Dans pistini gösteren kamera her şeyi net göstermiyordu. Alanın bir kısmı tek vardı ekranda ve Poyraz bir süre dans eden ben ve Rüzgar'a bakıyordu, hem çok uzaktaydı hem de kamera köşede olduğu için net değildi ama bize baktığı anlaşıyordu.
Saniyeler sonra koşarak uzaklaşıyor ve kapıdan çıkıp gidiyordu. Giriş kısmında kamera daha netti ve... ağlıyordu Poyraz. Oğlum ağlıyordu. Dansa kalkmadan hemen önce kucağımda oturuyordu Poyraz, saçlarımı okşayıp ne kadar güzel olduğumu söyleyip durmuştu. Keyfi fazlasıyla yerindeydi, defalarca fotoğraf çekilmiş şakalaşıp durmuştuk dakikalarca. Müzik başlayınca Rüzgar ile dans için piste geçmiştik ve Poyraz'ı da yerime oturtmuştum.
Ne olmuştu da bu hale gelip ağlayarak kaçmıştı otelden? Kafayı yemek üzereydim düşünmekten.
"Allah kahretsin!" Ekrandan Poyraz'ın o halini görünce çıldırdı Rüzgar. Küçücük odada bir tür atıp kapıyı sertçe çarparak çıktı. Koşarak peşinden gittim bir kez daha. Ona yetişeyim derken ayağım burkuldu. Ayağımda on üç santim ayakkabı vardı, Rüzgar'a yetişeyim derken dengemi kuramayıp burkmuştum bileğimi.
"Ne işe yarıyorsunuz lan siz?!" Rüzgar'ın sesiyle tökezleyerek yetişmeye çalıştım ona. Girişteki çalışanlara kusuyordu öfkesini. "Oğlum gözünüzün önünde çekip gidiyor biriniz bile farkına varmıyorsunuz!"
"Efendim biz-"
"Ufacık çocuğun tek başına çıkmasına nasıl izin verirsiniz?" Adamın yakasına yapışmış hesap sorarken Çetin abi zar zor tutuyordu Rüzgar'ı.
"Oğlum, nereye kayboldunuz hepiniz? Millet sizi sorup duruyor." Süleyman Bey, Dilek Hanım ile girişe gelmişlerdi. Herkes bir terslik olduğunun farkına varmıştı. Rüzgar yanına varan beni, konuşan babasını bile göremeyecek kadar öfkeliydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFHA
ChickLit"Ne iş yaptığımı sormadın?" dedi sorarcasına. "Mesleğinden önce merak ettiğim başka sorular vardı." "Alabildin mi peki cevabını?" diye sordu. "Evet." "Sonuç ne peki?" diye merakla sordu bu kez. Dirseği masaya yaslıydı ve diğer eli hafif kirli sa...