1.1

21.3K 1.3K 155
                                    

Çok içime sinmedi bu bölüm ama hergün paylaştığım için de paylaşmamak istemedim.
____________

Telefonu elime alıp ekrana baktım. Mesajlarımı görmüştü ama cevap vermemişti. Soner böyleydi. Fazla konuşmazdı, fazla açıklama yapmazdı. Ama her zaman yanımda olduğunu hissettirirdi. İyi olmadığımı bildiğinde sessiz kalamazdı. Birkaç saniye daha tereddüt ettikten sonra ekrandaki isme basıp telefonu kulağıma götürdüm.

İkinci çalmada açtı.

“Enda?” Sesi biraz boğuktu, yorgun ama tetikte. Bir süredir beklediğini anladım.

Derin bir nefes aldım. “Merak ettin mi?”

Bir an sessizlik oldu. Sonra içini çekti. “Saçma bir soru bu.”

Küçük bir gülümseme geçti yüzümden. Soner’in sevgi gösterme şekli buydu. Kelimelerle değil, varlığıyla.

“Öyle mi?” dedim, biraz daha rahatlayarak. “Sadece bir gün ortadan kayboldum.”

“Enda.” Sesindeki ciddiyet bir an içimi ürpertti. “Bana ‘sadece bir gün’ deme. Sabahtan öğlene kadar mesaj attım, uyuduğunu yazdın, sonra sustun. Seni bir daha aramamam için çok geçerli bir sebebin olmalı.”

Yutkundum. Konuşmamı istiyordu. Söylemediğim şeyleri ağzımdan alana kadar da durmazdı.

“Sadece…” diye başladım ama cümleyi toparlayamadım. Konuşacak gücüm yoktu. Telefonda bile olsa her şeyi anlatmaya hazır değildim.

O an sesi biraz yumuşadı. “Neredesin şimdi?”

“Onların evinde.”

Sustu. Bu sefer ben bile bekledim. Bir şeyler düşündüğünü biliyordum. Sonunda tekrar konuştu. “Nasıl davranıyorlar sana?”

Boğazım düğümlendi.

Tam bir şey diyecekken kapıdan gelen sert bir vurma sesi beni yerimden sıçrattı. Hızlıca telefona fısıldadım, “Biri geldi, kapatıyorum, sonra ararım.”

Soner hemen anladı. “Tamam.”

Telefon elimde, kapıdan gelen seslere doğru ilerledim. Salondan gelen konuşmaları duymam zor olmadı.

“Ne yapıyorsunuz? Kim gönderdi bunları buraya?”

Sarp. Yine sinirliydi. Bıkmıştım artık bundan. Resmen en çok Sarp ile konuşuyordum ve bunun hepsi kavgadan ibaretti. Emir, Arda ve Çınar ile iyi anlaşmaya başladığımı düşünüyordum. Boran ve Efe ile ise henüz bir sohbetim olmamıştı.

Kendi kendime iç çektim.

Kapının önüne ulaştığımda Sarp’ın kapıyı açmış, kapının önündeki adamlara sert bir bakış attığını gördüm. Kapının önünde birkaç bavul ve birkaç kutu vardı. Dikkatlice bavula baktım. Üzerinde adım yazılıydı. Muhtemelen eski evimden eşyalarımı yollamışlardı.

Bu kadar istenmeyecek ne yapmıştım?

Sarp gözlerini onlardan hızla kaçırdı, arkasına bile bakmadan net bir şekilde konuştu.

“Geri götürün.”

Sanki dünyam başıma yıkıldı.

“Ne?!” Kontrolsüzce sesim yükseldi.

O an Sarp bana döndü. Yüzü her zamanki gibi buz gibiydi ama içinde daha fazlası vardı. Çenesini sıktı.

“Sen burada kalmıyorsun.”

Kalbim hızlandı. Buna o mu karar veriyordu? Ben çok mu istiyordum onlarla kalmayı? Geleli daha iki gün olmuştu ama varlığım onu fazlasıyla rahatsız etmişti anlaşılan. Selin ile aralarını bozacağımı falan mı düşünüyordu? Birileri benim hakkımda bir şey mi demişti de böyle davranıyordu anlamıyordum.

ENDA • Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin